1. YAZARLAR

  2. Melih Altınok

  3. Savaş bitiyor inşallah siz de..
Melih Altınok

Melih Altınok

Yazarın Tüm Yazıları >

Savaş bitiyor inşallah siz de..

26 Nisan 2013 Cuma 07:10A+A-

Ne acı...

Referandumda bizlerle birlikte mahalle baskısına göğüs gerip dedikleri “evet”in doğal sonucu olan çözüm sürecine, barışa bahane buluyorlar.

O zamanlar milliyetçilerin, ulusalcıların ve onların yedeğine düşmüş solun kendilerine yönelttiği anlamsız soruların, mantığın versiyonlarını dillendiriyorlar.

Sürece karşı tavırları arkaik ideolojilerinin sınırları içinde son derece tutarlı olan milliyetçilerin “Öcalan’a ne vaat ettiniz” yakınmalarının simetrisinde, PKK’ya “ne verdiler ki savaşı bıraktınız” sitemleri gönderiyorlar.

Tam demokrasi olmadan barış gelmez di mi” şeklindeki sorularının yanıtını bile almadan, “Rekabet faslı açılmadan barış nasıl gelebilir ama” diye devam ediyorlar.

Ne yazık ki AB vurguları da savaşın “rekabetlisini” arzuladıkları gerçeğini örtülemiyor.

Halkın tek meşru temsilcisi parlamentonun içinden çıkmış hükümetten başka kim projeyi yürütecekse artık, süreci “AKP’nin barışı” diye değersizleştirmeye çabalıyorlar.

Yazarken yegâne muhaliflikleri, “muhalif Başbuğu” sahiplenmek falan olan gazetecilerle birlikte saf tutup “Bizimkilerin yazmadığı bir Türkiye’ye barış nasıl gelecek” diye soruyorlar.

Üstelik de bu buram buram ideolojik husumet kokan utanç verici ricat manifestolarını, “barış işinin” en umutlu gününde, seslerini yükselterek okuyorlar.

Hiç düşünmüyorlar mı acaba, üç beş yıl sonra, barış ve demokrasi bu topraklarda boy attığında adları kimlerle anılacak?

“Evet, onlardı” diyeceğiz, “tanıyın bunları”. Onlar ki, Kandil’in, 30 yıllık savaşta çekilme kararını dünyaya açıkladığı gün, “Tehlikenin farkında mısınız, unutmayın en kötü savaş başkanlık sisteminden iyidir” diyenlerdi...

Barışan “kardeşlerin” arasına girip, “Durun, siz düşmansınız” diye köşelerinin, sütunlarının döşlerini dövenlerdi...

PKK çekildi, kahramanlar mevzilerinde

Murat Karayılan, dün Kandil’de PKK’nin 8 mayıstan itibaren sınır dışına çıkma kararını açıkladığı saatlerde de felaket tellalları “itidal” kisvesiyle manipülasyon peşindeydi.

İlk adımın, aynı anda sürecin daha sonraki aşamalarını kapsaması mantıken mümkünmüş gibi “Ya silahlar ne olacak...” diye sordular önce.

Meraklanmasınlar, PKK gittiği hâlde savaştan çekilmemekte ısrar edenlere silah mı yok!

Ya da bu arkadaşlara göre çekilme “şarta” bağlanmıştı.

İyi de 30 yıldır savaşan bir örgütün çekilme kararını tüm dünyaya deklere ettikten sonra, Öcalan’ın “önderliğine” ve militanların güvenliğine dair vurgu yapması bir “şart” mıdır?

Başka ne bekliyordunuz? “Yenildik, gidiyoruz, çekilirken vurursanız vurun” demelerini falan mı?

Kaldı ki, sınır dışına çekilme kararı alan örgütün, sonrası için herkesin malumu olan siyaset yapma talebini, silahı ve zoru dışarıda bırakan araçlardan bazılarını anarak dile getirmesi şaşırtıcı mı?

Dolayısıyla Karayılan’ın dünkü açıklaması, bir hareketin bekası için elzem klişelerle değil, doğuracağı sonuçlar ve bağlayıcılığı düzleminde değerlendirilmesi gerekiyor.

Zira bu sözlü akit, çözüm projesini hazırlayan ve siyasi riskini üstlenen hükümetin barış iradesinin, PKK tarafından da samimi bulunduğu ve onaylandığının mührüdür.

Ve bundan sonra her kurşun sıkanın önüne “dün” konulacaktır.

Samimi kaygılar

Elbette bu sözlerim, milliyetçi-ulusalcı histeriye ya da savaşçı solun argümanlarına sığınmadan sürece dair samimi kaygılarını dile getiren demokratların şerhlerine yönelik değil.

Bunlar içerisinde son dönemlerde en fazla işittiğim kaygılardan biri, hükümetin Kürt meselesini PKK sorununa indirgediği eleştirişi.

İkincisi ise, sınır dışına çıkma kararı almış olsa da, PKK’nin müzakere sürecinde kazandığı “aşırı meşruiyetle”, bölgedeki alternatif siyasi örgütlenmeleri “yine” ezmesi tehlikesi.

Hükümet ve AK Parti cephesinden bazı isimlere bu soruları yöneltiyorum.

İlkine verdikleri yanıt şöyle: “Çözüm sürecinin nihai hedefi demokratikleşme için silahların susması ve kanın durması büyük bir önem taşıyor. Dolayısıyla bu ilk adım. Normalleşmeyi ve demokratikleşmeyi kapsayan sonraki adımlar da muhatap tüm Türkiye vatandaşlarıdır.”

AK Partili kurmaylar, ilk açılım sürecinin deneyimiyle, KCK benzeri bir yapılanmanın bölgede yeni bir baskı ve zor ortamı yaratmasına asla izin verilmeyeceğini de net bir şekilde ifade ediyorlar.

Hükümetin ve demokratların önümüzdeki günlerde imtina edemeyeceği bu tartışma, barışa ve çözüm sürecine de büyük katkı sağlayacak.

Sevindirici olan, bunu oluk oluk kan akarken değil, PKK’nin dün açıkladığı çekilme kararıyla belirginleşen barış atmosferinde konuşacağız.

Bu kez hayırlı olsun.

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT