1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Şanlı ırkımız ve kayıp kıta Mu
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Şanlı ırkımız ve kayıp kıta Mu

12 Mayıs 2010 Çarşamba 18:33A+A-

“Baykal’ın başına gelenler” başlıklı bir yazı yazmak istemiyorum. Yazsam, daha geçen hafta kişisel hayatın gizliliği ve mahremiyeti hakkındaki anayasa değişikliği oylamasını boykot eden bir parti başkanının ilahî adalete inanıp inanmadığını sormam gerekecek. Ben inanmıyorum. Ama “Allah’ın sopası yok” lafının aklıma geliverdiğini itiraf etmem gerek.

Bir başka büyük Türk’ten, âlim ve diplomat Tahsin Bey’den söz edelim bugün. O da çok eğlencelidir.

Tahsin Bey, 1930’lu yıllarda genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Meksika Maslahatgüzarı’dır. Bizzat Atatürk tarafından atanmıştır ve görevi, normal maslahatgüzarlığa ek olarak, Mu Kıtası, Mayalar ve Türkler arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Atatürk’e oradan 14 tane rapor gönderir.

Dönem, “Güneş-Dil Teorisi” ve “Türk Tarih Tezi” dönemidir. Bütün dünya medeniyetleri Türklerden kaynaklanmıştır, bütün dünya dilleri Türkçeden çıkmıştır. Ders kitaplarında yer alan, Türklerin Orta Asya’dan dünyanın dört bir tarafına yayılışını oklarla gösteren harita benim çocukluğumda hâlâ kullanılırdı. Bir devlet dairesinin duvarında bile gördüğümü hatırlar gibiyim. Ben en çok, bütün Avrupa’yı geçip İskoçya’ya ulaşan oku severdim. İskoç Türkçesini merak ederdim.

“Maya” kelimesiyle Maya dilinde “tepe” anlamına gelen “tepek” kelimesinden oluşan Mayatepek adını aldıktan sonra, Tahsin Bey Latin Amerika’daki eski dillerin Türkçeyle ilişkili olduğunu kanıtlar.

Sıkıyorsa kanıtlamasın! Güneş-Dil Teorisi yüksek ve bilimsel bir merciden kaynaklanmıştır.

Türk Dil Kurumu Genel Sekreteri Necmi Dilmen’in 24 Mart 1936 tarihli mektubunda belirttiği gibi, “Güneş-Dil Teorisi, dil materiyalleri üzerine Kurumun yıllardan beri yaptığı hazırlıkların Ulu Önderimizin yüksek dehasında uyandırdığı jeniyal bir buluştur. Teori geçen yaz Florya deniz evinde Millî Dahîmizin yüce dimağında doğmuştur”.

Tahsin Bey’in temel kaynaklarından biri Millî Dahîmiz, diğeri de James Churchward adlı, tahminen kafayı yemiş bir İngiliz’in Mu’nun Çocukları, Kayıp Kıta Mu, Mu’nun Kutsal Simgeleri ve Mu’nu Kozmik Güçleri isimli dört kitabıdır.

Mayatepek’in Türk Dil Kurumu’na gönderdiği 7. raporun başlığı şöyle: “Uygur, Akkad, Sümer Türklerinin Pasifik Denizi’nde ilk insanların zuhur ettiği MU kıtasından 70.000 sene evvel çıkıp MU’daki büyük medeniyet, dil ve dinlerini cihana yaydıklarına dair yepyeni ve mühim malumatı ihtiva eden rapor.

Bu raporla, “Şanlı ırkımızın en eski mazisine taalluk eden bu mühim malumat” Atatürk’ün dikkatine sunulur.

Mu kıtası “11.500 sene evvel müthiş tezelzülat ve indifaat neticesinde 24 saatte 64 milyon nüfusuyla” denize batmıştır. Mu’dan kaçan şanlı ırkımız, “ilk yüksek medeniyetin, dilin ve dinin” dünyanın dört bir yanına yayılmasını sağlamıştır.

Zaten Mu İmparatorluğu’nun Mu dilindeki adı Ulumil’dir. Mayatepek gibi, siz de hemen anlamışsınızdır: “Ulumil sözünün başındaki ‘ulu’ sözü aynen Türkçedeki ‘ulu’ ve aradaki ‘m’ de ‘Mu’ ve sonda bulunan ‘il’ de aynen Türkçede devlet ve kudret manasını ifade eder.” Yani Ulumil, Türkçe bir kelime olup “Yüksek Mu İmparatorluğu” anlamına gelir.

Mayatepek’in 11. raporunun başlığı şöyle: “Peru kıtasında vaktiyle hükümdarlık etmiş olan İnka imparatorlarından birkaçının taşıdıkları adların bünye ve tasavvut itibarıyla Türkçeye çok benzemekte olduğuna dair rapor.

Örneğin, “Urko”, Kişua dilinde “erkek” anlamına gelirmiş. Yaman bir dilbilimci olan Tahsin Bey’in gözünden kaçar mı! Hemen yakalamış: “Urko ile Erkek sözleri arasındaki benzerlik göze çarpmaktadır.”

Diyelim ki, Tahsin Mayatepek ya doğuştan deliydi ya da Atatürk’ün gözüne girme çabasıyla delirdi.

Gelgelelim, Atatürk’ün James Churchward’ın kitaplarını getirttiği, Türk Dil Kurumu’na tercüme ettirdiği ve sayfa kenarlarına notlar tutarak okuduğu da biliniyor.

Kıssadan hisse: Türk milletinin diğer milletlerden daha üstün, daha eski, daha uygar olduğunu iddia etmenin karşılığı, Mu dilinde de, günümüz Türkçesinde de ırkçılıktır. Irkçılığın insana yaptırdığı ve yaptıracağı zırvalıkların haddi hesabı yoktur.

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT