1. YAZARLAR

  2. Melih Altınok

  3. Sakil adamların âkil adam totoları
Melih Altınok

Melih Altınok

Yazarın Tüm Yazıları >

Sakil adamların âkil adam totoları

26 Mart 2013 Salı 06:42A+A-

Daha dün, bugün davulla zurnayla karşıladıkları çözüm sürecine bahane bulan kahramanlar hepimizden hızlı çıktı.

“At pazarlığına” benzettikleri çözüm sürecinde Kürtleri “bi başkanlığa sattınız” diye savaşa kışkırtan beyzadeler, müzakereye âkil adam listeleri pazarlıyorlar.

Bangır bangır...

Aralarına Oral Çalışlar ya da Ali Bayramoğlu gibi hiçbirimizin hayır diyemeyeceği isimleri de serpiştirerek, aynı masada oturdukları ne kadar ünlü varsa sıralıyorlar.

“Bilmem ne abi olmazsa olmaz...”mış.

Sanki bugün vardığımız barış süreci, o abilerin ve ablaların açık ya da sinsice muhalefetine rağmen tahsis edilmemiş gibi.

Saydıkları isimler arasında, Kürtler adına hedef büyütüp “Ulus-devlet talebinden vazgeçemezsiniz” diyenler yokmuş gibi.

Saçlarını parmaklarına dolayan genç kız edasıyla “İmralı’ya gidecekleri niye Erdoğan seçiyor, hiç demokratik değil yanııı” diyerek yöntemde boncuk arayan başkasıymış gibi...

Pardon ama siz kim oluyorsunuz?

Bu halkın, sürece taş koyan isimlerle oluşturduğunuz magazin forever listelerine itibar edeceğini mi sanıyorsunuz?

Çözüm, barış, kardeşlik, sizin piar malzemeniz mi?

Ahmet Hakan’ı ülkenin “en iyi solcu yazarı” ilan eden Çalışkan’s aklıseliminizi trend restoranlardaki menü seçimlerinize saklayın.

Ama bereket, belirleyici etken, sürecin mimarı AK Parti’nin sözkonusu âkil adam furyasına yaklaşımı olacak.

Hükümet içerisinde listelerle ilgili yorumunu aldığım isimler, daha soruma başlamadan gülüyorlar.

“Yüzde doksanı palavra” diyorlar.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise şunları söylüyor:

“Tabii ki âkil adamlara ihtiyacımızı var. Ancak ünlülerle âkil adamlar farklıdır. Bu iş toto oynar gibi listeler hazırlayarak olmaz. Sağda solda çıkan listelere itibar edilmemeli.”

Türkiye Türklerindir treni Amed’de

Yazıişleri toplantısını Diyarbakır’a taşıyan Hürriyet’in, dününü bir çırpıda unutturmak istercesine Selahattin Demirtaş’ın “Yarınımız var” sözlerini manşete çektiğini görünce gülümsedim.

Ama acı acı...

Aklıma, Can Yücel’in “12 Mart’ın üzerine sünger çekelim” diyen Ecevit’e verdiği yanıt geldi.

“O süngeri sıkınca kan damlıyor ama...”

Üstelik öylesine fütursuzlar ki, sanki binlerce Türk’ün, Kürd’ün, Ahmet Kaya’nın, Hrant Dink’in... kanının aktığı bu savaşın medyadaki amirali kendileri değil.

Boy boy pozlar vermişler sayfalarında.

Taraf gibi Kürtlere pozitif ayrımcılığın bayraktarı olan bir gazetenin boykot edilmesine ses çıkartmayan bazı BDP’li vekillerimiz de unutuvermiş olmalılar o kanlı dünü.

Gocunmadan, ülkedeki tek “Türkiye Türklerindir” logolu gazetenin heyetini, Amed’de bağırlarına basmışlar.

Acaba Kürtler, Ertuğrul Özkök’ün “Kürtleri sabun yapmak isteyen Türkler de var” temalı sürece büyük katkı veren yazısının da bulunduğu nüshasından damlayan muhabbetin hikmetini vekillerine sormuşlar mıdır?

“Akan kanın durması umudu karşısında, bir öğle yemeğinden bahseder gibi ‘içimize sinmiyor’ diyen beyaz Türklere, elitlere hiç olmazsa bir sitem de mi etmediniz” demişler midir?

Hayır direkt kendim soracağım ama zatı şahaneleriyle aramız biraz açık.

Yo gizli bir nedeni yok. Bildiğiniz şeyler.

Bizler ta eylülde bugünkü çözüm sürecinin hazırlandığına dair kulisleri yazarken, yani çözüme umut ışığı verirken, barış gazeteciliği yaparken kızdırmıştık kendilerini.

Bugünkü barışın mimarı Erdoğan’ın iradesinden bahsetmemizi “diktatörü övmek, derelerden dolaşmak” diye mahkûm etmişlerdi ya.

Hani, kendileri Esad’a benzettikleri Erdoğan için “Kürtleri imhaya hazırlanıyor” diye bağırırken, bizlerin müzakere ışığından bahsetmemize içerlemişlerdi, hatırlarsınız.

Tabii ki hatırlıyorsunuz. E bugünü de görüyorsunuz. Peki, söyleyin dostlar, yarınınızın hakikaten “var olması” için sordunuz değil mi, kan damlayan o süngeri?

[email protected]

TARAF

 

YAZIYA YORUM KAT