1. YAZARLAR

  2. Erhan Başyurt

  3. Şaka gibi gerekçeler...
Erhan Başyurt

Erhan Başyurt

Yazarın Tüm Yazıları >

Şaka gibi gerekçeler...

11 Temmuz 2010 Pazar 18:35A+A-

Demokratikleşme paketine 'hayır' kampanyası yürütecek partilerin nasıl bir söylem tutturacakları merak konusuydu.

Giderek netleşiyor.

Bazıları şaka gibi...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün halka seslenirken "Anayasa değişikliği ile bizim haklarımızı, özgürlüklerimizi elimizden almak istiyorlar, onun için referandumda 'hayır' diyeceğiz" gibi inanılmaz bir cümle kullandı.

İyi de bu paket memurlara, emeklilere, kadınlara yeni haklar getiriyor ve bireylerin hukuksal haklarını güçlendiriyor.

Her alanda daha fazla özgürlük ve daha fazla demokratikleşme söz konusu.

Paketin geriye götürdüğü tek bir düzenleme yok.

CHP de paketin iki maddesi dışındaki tüm maddelerini beğendiğini daha önce açıklamıştı.

Şimdi ne değişti?

Anayasa Mahkemesi de paketi bu haliyle onayladığına göre, halkı bu şekilde yanıltmak niye?

CHP, özgürlük karşıtı pakete Baykal'ın aldığı menfi tavrı aslında Kılıçdaroğlu ile kırabilirdi.

Böyle bir kısır döngüye de gerek kalmazdı ama fırsatı teptiler.

***

12 Eylül darbe anayasasına sahip çıkmak ve demokratikleşme paketine karşı çıkmakta MHP'nin ortaya koyduğu gerekçeler de inanılmaz.

"Yüce Divan'dan kurtulmak için yargı reformunu yapıyorlar" tezi bunlardan birisi.

Yani MHP, "Anayasa Mahkemesi'nin mevcut yapısını, Anayasa Mahkemesi'nin yeni yapısından daha demokratik buluyor" demektir.

Anayasa Mahkemesi'nin 367, başörtüsü ve kısmi iptal kararlarını eleştiren MHP'nin, tavrı anlaşılır değil.

MHP'nin özgürlükçü sivil anayasa yerine darbe anayasasını desteklemesinin bedelinin ağır olabileceğini bir önceki yazımda dile getirmeye çalıştım.

CHP'nin de MHP'nin de esas derdi, paketin içeriği değil. AK Parti'nin onu hazırlamış olması.

Sorun, AK Parti'nin iki dönem tek başına iktidara gelmesi ve paketin AK Parti'ye üçüncü kez tek başına gelmesi için potansiyel oluşturması.

Muhalefet, pakete Meclis'te destek vermediği için şimdi de karşı çıkmakta ısrar ediyor.

Bahçeli, "referandumda 'hayır' çıkması halinde, erken seçim yoluyla AK Parti'nin de gideceğini öngördüklerini" açıkladı zaten.      

Yani referanduma 'hayır' halk için değil. Halka rağmen...

***

MHP'nin, "PKK açılımını ilerletmek için anayasal alt yapı hazırlıyorlar" tezi de, BDP'nin referandumda kendisi ile aynı safta yer alması nedeniyle çürüyor.

CHP ve MHP gibi demokratikleşme paketine "hayır" kampanyası yürüten BDP'nin de tezleri, ilk ikisini aratmıyor.

Doğu ve Güneydoğu'da aldığı oy oranı AK Parti'nin gerisinde kalan BDP, siyasi rekabete dayalı tavır alıyor.

İşte BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın şaşırtan sözleri:

"Sandığa gitmeyen insan sayısı kadar bu ülkede yeni anayasa isteyen kitleler vardır. Bu mesajı 12 Eylül'de ortaya çıkaracağız."

Dikkat ederseniz, yine paketin içeriğine dayalı bir karşı çıkış yok.

Tek hedef, AK Parti'yi zora sokmak ve bölgede varlığını ispatlamak.

Şaka gibi bu gerekçeler, doğrusu beni ikna etmedi.

Peki sizleri ikna etti mi?

***

'Evet' demek için liderlere ciddi öneriler

Referanduma sunulacak Anayasa Değişim Paketi ile ilgili muhalefetin dile getirdiği iddialar, paketin içeriğinin halka çok iyi anlatılması gerektiğini gösteriyor.

Reformların halkın yaşamında ne tür iyeleşmeler getireceği tek tek izah edilmeli.

HSYK ile ilgili siyasi tartışmalar, paketin diğer 22 maddesini gölgede bıraktı.

Oysa Avrupa Birliği ve Venedik Komisyonu'nun da teyit ettiği gibi her biri Türkiye'yi evrensel standartlara yaklaştırıyor.

Burada en büyük görev AK Parti, SP, BBP ve STK'lara düşüyor...

***

Bir diğer ciddi öneri de CHP, MHP ve BDP liderlerine.

Anayasa değişiklikleri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bütün bireyleri kapsar. Sadece AK Partililer'i değil.

Lütfen, reform paketindeki her maddeyi, temsil ettiğinizi düşündüğünüz kitleleri başa koyarak okuyun.

"Her Dersimli YAŞ kararlarına itiraz edebilecek", "Her Alevi Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecek", "Solcu memurlar sendikalaşabilecek..."

"Her Kürt vatandaşı Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecek", "Kürt kadınlara işe girişlerde pozitif ayrımcılık uygulanacak", "Kürtler fişlemeye karşı koruma altına alınacak..."

"Milliyetçilere ağır işkenceler yapan 12 Eylül darbecileri yargılanacak", "Milliyetçi memur ve emekliler toplu sözleşme hakkına kavuşacak", "Milliyetçiler, kamu denetçisine dilekçe yazıp uğradıkları haksızlığın giderilmesini isteyebilecek..."

Umarım bütün maddeleri bu şekilde okumak suretiyle, karşı çıktığınız özgürlüklerin kendi seçmeniniz için de ne kadar hayati olduğunu görürsünüz.

Böyle bir "empati", tabanlarınızın neden sizinle aynı görüşü paylaşmadığını da anlamanıza yardımcı olur.

İyisi mi yol yakınken hatadan dönün...

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT