1. HABERLER

  2. HABER

  3. "Rachel ve Mavi Marmara'dakiler İçin Adalet"
"Rachel ve Mavi Marmara'dakiler İçin Adalet"

"Rachel ve Mavi Marmara'dakiler İçin Adalet"

Filistinli ailenin evinin yıkılmasını önlemeye çalışırken İsrail askerlerinin buldozerle ezdiği Rachel Corrie’nin ailesi, kızlarının ölümünün 12. yılında adalet arayışını sürdürüyor.

20 Mart 2015 Cuma 12:30A+A-

Filistinli ailenin evinin yıkılmasını önlemeye çalışırken İsrail'e ait bir buldozerin altında kalarak yaşamını yitiren Rachel Corrie'nin ailesinin adalet arayışı, kızlarının ölümünün üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen hala devam ediyor. 

Rachel’in babası Craig Corrie, "ABD yönetiminin, kurumsal olarak, bizim adımıza, Furkan Doğan gibi diğer Amerikalılar adına hareket etmesini istiyoruz. Hem Rachel hem Mavi Marmada’dakiler için adalet istiyoruz" dedi.

Corrie, ABD'nin 2003'te Birleşmiş Milletler'in (BM) bölgeye gözlemci gönderilmesini veto etmesinin ardından "BM yoksa vatandaş olarak biz varız" diyerek Gazze'ye giden kızı Rachel'ın "ABD vatandaşlarının vergilerinin nereye harcandığını ve ABD’nin bölgedeki politikasını görmek" istediğini söyledi. 

Filistin’e vardıktan sonra işgale tanıklık eden Rachel'ın ölümünden önce ailesine kendilerine e-posta gönderdiğini belirten Corrie, "Kızım, gönderdiği e-postada 'Burada yaşananlar soykırım (…) Bu yaşananların sona ermesini arzu ediyorum. Hepimiz için, her şeyi bırakıp bu yaşananların durmasını sağlamak için yaşamlarımızı adamak iyi bir fikir bence' yazmıştı" dedi.  

Aradan 12 yıl geçmesine rağmen kızının hala yol göstermeye devam ettiğine dikkati çeken anne Cindy Corrie de "Rachel, gözlerimizi açtı, sadece benim ve Craig’in değil, ailemiz ve konuştuğumuz herkesin farkında olmasını sağladı" dedi. 

Daha önce Gazze hakkında bilgi sahibi olmadıklarını dile getiren anne Corrie, "Yıllarca İsrail-Filistin meselesini haberlerden duyan ve çözülemez sorun olarak gören ABD’deki tipik ailelerden biriydik o zamanlar. Ortadoğu ile doğrudan bağlantımız olmadığından asimetrik bir perspektifle, İsrailli Yahudiler açısından bir bakışa sahiptik. En fazla onlara yakın hissediyor, onlar hakkında bir şeyler duyuyorduk. Çocuklarıma Anne Frank’ın soykırımı anlatan günlüğünü okumuştum. Dolayısıyla sempatimiz o yöne kayıyordu. O dönem Filistinliler bizim için görünmezdi" ifadelerini kullandı. 

Baba Corrie de sözlerine şöyle devam etti: 

"Rachel’in tanık olduğu şeyler korkunçtu. E-postaları bize ulaştığında çok sarsıldık. Oğlumuz mektupları gördüğünde 'Bu daha önce hiç bilmediğimiz bir bakış açısı' dedi. O yüzden Rachel, öldüğünde diğer insanların da görmesi için mektuplarını paylaştık." 

'ABD’nin Rachel ve Furkan adına hareket etmesi lazım'

Geçen ay İsrail Yüksek Mahkemesi'nden çıkan "Rachel Corrie'nin ölümünün sorumluluğu, devlete yüklenemez" kararına tepki gösteren Corrie ailesi, Rachel’in ölüm yıl dönümünde başkent Washington'ı ziyaret ederek ABD yönetiminden İsrail'e baskıyı sürdürmesi talebinde bulundu

Craig Corrie, "Yetkililer bize karşı çok kibardı, ancak bizim ihtiyacımız olan ABD yönetiminin, kurumsal olarak, bizim adımıza, Furkan Doğan gibi diğer Amerikalılar adına hareket etmesi. Rachel gibi Furkan da İsrailliler tarafından öldürüldü. 12 yıl oldu ve hala Rachel’in ölümünden sorumlu tutulan yok. ABD daha fazlasını yapmalı" diye konuştu. 

'Hem Rachel hem Mavi Marmara’dakiler için adalet istiyoruz'

Hem Rachel hem de Mavi Marmara gemisindeki şehitler için adalet istediklerini vurgulayan Corrie, şunları kaydetti:

"Bu insanların hayatları ellerinden alındı ama  adalet sağlanmadı. Belki başka türlü biradalet de sağlayabiliriz. Eğer bölgedeki tüm insanların aynı haklarla, birlikte yaşayabilmesini sağlarsak, belki bundan iyi bir sonuç çıkar. Filistinli bir kız çocuğunun da Yahudi bir kızın da aynı geleceği yaşayabilmesini istiyorum. Bu tür bir adalete odaklanabiliriz".

İsrail'deki yasal yolları tükettikten sonra davayı Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer platformlara taşıyıp taşımamayı değerlendiren Corrie ailesi, yıllardır mahkemelere gidip gelmenin kendilerini yıprattığını söyledi.

'Küba için geçerli olan İsrail için de geçerli'

Craig Corrie, "ABD'nin sorumluluklarını yerine getirmediği halde İsrail ordusuna ciddi yardımlar yapmasını" eleştirerek, "ABD’nin bu yardımları zarar verici. ABD’nin yardımlarıyla alınan bir araçla Amerikan vatandaşının öldürüldüğü bir ortamda bu, dengesiz bir yardım. Rachel’i öldüren buldozer, kendi hükümetimizin parasıyla alındı ve hükümetimizin Rachel’e olanlar konusunda İsrail hükümetinden tatmin edici bir yanıt alamaması kabul edilemez bir şey. Mahkeme kararı, İsrail’in uluslararası kanunlara uymayacağını gösterdi. ABD, uluslararası kanunlara uymayı kabul etmeyenlere fon sağlamamalı" dedi.

ABD’nin sağladığı yardımların geçen yaz Gazze’de geçen yaz "korkunç şeylere" neden olduğunu ifade eden Corrie, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümette çözüm bulmak için çabalayan insanlar olduğunu biliyoruz, ancak bir çoğumuz da farkındayız ki Netanyahu, hiçbir zaman Filistin’in devlet olmasına ilgi göstermedi ve bunu da açıkça ifade etti. ABD İsrail’i değiştiremiyorsa, o zaman biz onlara karşı yaklaşımımızı değiştirebiliriz. Özellikle de Netanyahu’nun seçimden önce yaptığı açıklamalardan sonra hükümeti buna çağırıyorum. Obama, Küba'ya karşı yıllardır uygulanan politikanın işe yaramadığını ve yeni bir politikaya ihtiyacımız olduğunu söyledi. Bence aynı durum, İsrail-Filistin meselesi için de geçerli."

'Gazzeliler bizim için hep özel'

Rachel’in ölümünden sonra Filistin meselesine daha fazla ilgi duyduklarını belirten Corrie ailesi, ilki Rachel'in ölümünden 6 ay sonra olmak üzere bugüne kadar Gazze’ye 5 kez gittiklerini söyledi. Mavi Marmara baskınından sonra Türkiye’ye de gittiklerini kaydeden Corrie ailesi, geçen yaz İsrail’in saldırıları başlamadan önce Gazze’ye geçmek istediklerini ama İsrail’in taleplerini reddettiğini aktardı.

Gazze ile kopmaz bir bağ kuran aile, Filistin halkı, özellikle de Rachel’in oradayken evinde kaldığı ailenin kendileri için her zaman özel bir yere sahip olduğuna işaret etti.

 "Rachel öldürüldüğünde Gazze halkına bizim orada olamadığımız bir zamanda kızımıza baktıkları için teşekkür etmek istedim" diyen baba Corrie,  şunları kaydetti:

"Hala orada birçok dostumuz var. 2009'da İsrail’in saldırısından sonra oraya tekrar gittik. Biri ‘Neden geliyorsunuz buraya?’ diye sordu. Çünkü bu insanlar artık bizim de dostumuz, biz de onları ziyaret etmek istiyoruz. Rachel’in bir zamanlar İngilizce ders verdiği ve evlerinde kaldığı ailenin oğlu olan Kerim’in boyunun uzayıp uzamadığını bile merak ediyoruz. Özellikle saldırılar olduğunda onlar için çok endişeleniyoruz. Gazze’ye yönelik çok ciddi kaygılarımız var. Dünyanın bölgedeki durumun her zamankinden daha kötü olduğunu bilmesini istiyorum".

Rachel'in kaldığı evi ziyaret ettiklerinde, İsrail askerlerinin "eğlenmek için" diye Filistinli ailenin çocuklarının yatak odasındaki deliklerden mermi attığını gördüklerini anlatan Corrie, "Ama şunu gördüm ki o kadar tehlikeli bir ortamda bile bu insanlar hala hayat dolu, sevgi dolu. Rachel sayesinde bu insanlarla buluşabildik. Bu müthiş bir şey" dedi.

'ABD dürüst arabulucu değil'

Rachel'ın da hayal ettiği İsrail-Filistin barışını istediklerini belirten Corrie ailesi, kızlarının mektuplarında sözünü ettiği geçiş noktalarındaki İsrail kontrollerinin nasıl olduğunu ancak Gazze’ye gittiklerinde anladıklarını söyledi. Anne Corrie, "Orada ağlamaya başladım. O sırada çocuğunun elinden tutan bir Filistinli, 'İşgal bu işte' dedi. Bu, hayatımın her noktasına sirayet eden bakış açısının da başlangıcı oldu” diye konuştu. 

 Baba Corrie de Filistin-İsrail meselesinin çözümünde ABD’yi "dürüst bir arabulucu" olarak görmediğini, ama İsrail ve Filistinliler bu sorunu kendi başlarına çözemeyecekleri için yine de ABD ve dünyanın yardıma ihtiyaçları olduğunu belirterek, benim husumetim, ayrımcılık yapan, kızımı öldüren, Filistinlilere baskı uygulayan, İsrail içindeki arkadaşlarıma baskı uygulayan rejimin eylemleriyle. Buna son vermek zorundalar" dedi. 

'Çok etkilendik'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ölüm yıl dönümünde Rachel’ı "kahraman bir Batılı kadın” dile nitelendirdiği ve "Filistinliler'in haklarını korumak için İsrail'in zalimleri tarafından katledildi" ifadesini kullandığı hatırlatıldığında Corrie ailesi, Rachel'ın Filistin ve Türkiye’de hala anılmasından çok etkilendiklerini dile getirdi.

Anne Corrie, "Türkiye’de, Ortadoğu’da ve dünyada insanların Rachel’i hatırlaması, onun başlattığı ve bizim de sürdürmemiz gereken bir örnek doğrultusunda hareket etmesi bizim için çok önemli. Dolayısıyla bu konuda sevinçliyiz" dedi.

Baba Corrie de, "Rachel, Filistin’de bir kahraman olarak görülüyor. O hala benim küçük kızım" diye konuştu.

Anne Corrie, "16 Mart 2003, hayatımızın en kötü günüydü. Böyle bir şeyin bir daha olmaması için dua ediyorum. Böyle bir şeyin kimsenin başına gelmesini istemem. Çok korkunç bir gündü. Hayatımız geri çevrilemeyecek şekilde değişti" diyerek yaşadığı evlat acısını dile getirdi.

" Adalet ve Barış için Rachel Corrie Vakfı" ile kızlarının mirasını yaşatmaya çalıştıklarını kaydeden anne Corrie, "Rachel, küçüklüğünden beri her zaman yaratıcı ve kelimelerle arası iyi olan bir çocuktu. Öldürüldüğünde de kelimeleri (mektupları) dünyada güçlü etki yarattı. Onu daha da inanılmaz yapan, çok hassas ve şefkat dolu bir insan olmasıydı. İnsanlar arasında ayrım yapmazdı, buradayken de insanlara, muhtaçlara  çok yardım ederdi. Rachel’i çok özlüyorum, bizi bu noktalara o getirdi, gözlerimizi çok açtı ve hala bize rehberlik ediyor" dedi.

HABERE YORUM KAT