1. YAZARLAR

  2. Markar Esayan

  3. Post-modern bir Vaka-i Hayriye
Markar Esayan

Markar Esayan

Yazarın Tüm Yazıları >

Post-modern bir Vaka-i Hayriye

31 Temmuz 2011 Pazar 16:54A+A-

Türkiye bir miladı daha yaşadı.

Bir adet Genelkurmay Başkanı ile üç adet Kuvvet Komutanı emeklilik yoluyla görevi bıraktı.

Kıyamet kopmadı, televizyonlar Bodrum sahilleri temalı yayınlarına devam ettiler.

Jandarma Genel Komutanı Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirildi ve vekil Genelkurmay Başkanı yapıldı, hızla.

Devlette devamlılık esastır, Sayın Gül ve Sayın Erdoğan’ın bu hızlı cerrahi müdahalesine on puan.

Özel, muhtemelen bugün (pazar) Genelkurmay Başkanı olacak. Yarın (pazartesi) ise YAŞ, planlandığı gibi, zamanında yapılacak.

Dört memur emekliliğini istemiştir. Bu kadar basit. Bazıları vatani görevini askere giderek, bazıları da istifa ederek yerine getirir, teşekkür ederiz kendilerine, büyük bir hizmet olmuştur demokrasimize.

Evet, daha karpuz kesecektik, yetmez ama güle güle...

Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, yayınladığı veda mesajında “Tutuklamaların evrensel hukuk kurallarına uygun olduğu söylenemez” yorumunda bulunuyor.

Bence yerden göğe haklı!

Tabii yaşadığınız evreni nasıl tanımladığınızla ilgili bu haklılık. Hangi evrende yaşadığınızla...

Adaletten bağışık, kafasına göre hareket etme, başbakan, bakan asma, darbe yapma ve hesap vermeme ayrıcalığına sahip bir evren kurup, bizim paramız ve canımızla orada sanal bir hayata gömülmüşseniz, tabii haklısınız, sizin evreninize uymaz bu uygulamalar.

Ama, bu ülkede biz bu simülasyonun sonuna geldik. Dünyanın içinde bulunduğu gerçek evrende yaşamaya karar verdik. Sizi de yanımıza almak zorundayız, kusura bakmayın.

Eğer evrenlerimiz bir olsaydı, zaten bunlar yaşanmayacaktı. İki gün sonra zaten emekli olacak kuvvet komutanlarımız, bu resti, ne bileyim, mesela Dağlıca’da, Aktütün’de, Gediktepe’de, Reşadiye’de, İskenderun’da, Silvan’da çocuklarımız hiç yere ölünce çekselerdi bir manası olabilirdi. “Vazifemizi yapamadık, çocuklarımızı koruyamadık, bu görevde kalmaya layık değiliz” deyip istifa etmeleri gerekirdi, evrenimiz aynı olsaydı tabii. Onun yerine, bu gerçekleri ortaya çıkaran Taraf’ı linç etmeye kalktılar.

Bir soruşturma bile açmadılar. Adaleti karanlığa attılar. Silvan’a da aynı şeyi yapmaya kalkıp, lakin hükümete boyun eğmek zorunda kalınca, bir de gururlarına yediremediler.

***

Sayın Koşaner “Soruşturma ve tutuklamaların amacı TSK hakkında bir suç örgütü izlenimi yaratmaktır” diyor.

Ben mi dehşete düşüyorum, yoksa bu ülkenin hükümetini, savcı ve hâkimlerini hedef alan büyük bir iftira değil mi bu?

Yargı kararlarını beğenmediği, hükümete YAŞ tercihlerini dayatamadığı için, bir Genelkurmay Başkanı ve üç Kuvvet Komutanı’nın aynı anda böyle bir muhtıra denemesiyle istifa etmesi, yargılanmayı gerektiren büyük bir suç değil mi?

Bu restten umulan nedir? Rejimi akamete uğratmak ve bunalım çıkarmak... Başka bir açıklaması var mı bunun?

Dün (istifaların akşamı) twitter’a “AK Parti’ye 12 haziranda verdiğim oyun yüzde ellisini helal ediyorum, gerisini de yeni anayasa yapılınca edeceğim” diye bir tweet attım.

Çankaya’daki bir saatlik kabulün kısa meali...

Sayın Gül ve Erdoğan’ın duruşunu alkışlıyorum. Cuma sabahı Gül ve Erdoğan’ın Koşaner’i kabul ettiği toplantıda şu konuşmalar geçiyor olmalı diye bir tahmin yaptım. Yalanlama gelirse seve seve düzeltirim.

Koşaner: Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım. Biliyorsunuz ki, 173 muvazzaf, 250 subayımız Ergenekon ve Balyoz davalarından tutukludur.

Erdoğan: Doğrudur Sayın Koşaner.

Koşaner: Bu da yetmezmiş gibi, İnternet Andıcı iddianamesi kabul edilmiştir. Ege Ordu Komutanımız ve Genelkurmay Adlî Müşavirimizin de aralarında olduğu yedi paşamız için de yakalama emri çıkartılmıştır, sinirlerimiz bozulmuştur.

Gül: Bu da doğrudur Sayın Koşaner. Biliyorsunuz bu yargının tasarrufudur. Sinirlerinizi bozmayınız.

Koşaner: Ama bu durum kabul edilemez. Deliller yeterli değil!

Erdoğan: Sayın Koşaner, andıç konusunda, süreçte yer alan Yüzbaşı Murat Uslukılıç’ın itiraflarını okudunuz mu?

Koşaner: Neyse, o değil de, biz asıl konuya dönelim. Biliyorsunuz, YAŞ’ta tutuklu 17 paşamızın terfisi gelmiştir. Durum çok sıkıntılıdır.

Erdoğan: Sıkılmayınız, emekli ederiz hepsini Sayın Koşaner.

Gül: Kanunlar önünde herkes eşittir, evet zor bir durum ama, TSK Personel Kanunu’nda da bu durum açıkça belirtilmiştir.

Erdoğan: Evet bu durumdaki asker kişiler terfi edemezler.

Koşaner: Ama efendim tahammülün bir sınırı var, teamüller var!

Erdoğan: Teamül yok, kanun var Sayın Koşaner!

Koşaner: O zaman biz topluca istifa ederiz, galiba.

Erdoğan: Siz bilirsiniz.

Koşaner: Ben kalkayım o zaman. Saat 18:27 gibi istifamızı, pardon emekliliğimizi açıklamış oluruz. Malum özlük haklarımızı kaybetmeyelim rest çekelim derken. Orada sıkıntı olur mu sizin açınızdan, yoksa bir daha düşünelim arkadaşlarla?

Gül: Özlük haklarınıza saygımız sonsuz Sayın Koşaner, değil mi Sayın Başbakan.

Erdoğan: Uygundur, emekli olabilirsiniz.

SON.

Post-modern Vaka-i Hayriye, memlekete hayırlar getirsin.

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT