1. YAZARLAR

  2. Şamil Tayyar

  3. Paşam bu iddia doğru mu?
Şamil Tayyar

Şamil Tayyar

Yazarın Tüm Yazıları >

Paşam bu iddia doğru mu?

28 Nisan 2010 Çarşamba 15:45A+A-

Topçu Albay olduğunu iddia eden ve ismini açıkça yazan bir şahıstan mektup aldım. Islak imza yok, el yazısı yok, bilgisayar çıktısından ibaret...

Mektuptaki ismin “gerçek” olduğunu sanmıyorum, hatta asker bile olmayabilir. Burada önemli olan bölüm, mektuptaki iddia...

Şöyle diyor: “Mart ayı içerisinde birlik komutanları tarafından sözlü bir emir verilerek herkesten Ergenekon zanlılarının avukat paraları için yardım edilmesi istendi.”

Ya vermeyen olursa?

Devam ediyor: “Hiçbir yazılı emir yok, ihtiyacın miktarı bilinmiyor, yapılan yardımın yerine ulaşıp ulaşamayacağı konusunda endişelerimiz var ama komutanlarımız tarafından aba altından sopa gösterilerek mutlaka para vermemiz gerektiği söyleniyor, biz de mecburen veriyoruz.”

İstenen yardımın miktarı belli mi?

Cevap: “Verdiğimiz paranın miktarı bile beğenilmiyor. 5 lira verdiğimiz için ihanet etmişiz gibi davranılıyor.”

Bu iddiaların ardından şu tespite yer veriliyor: “Devletin sağladığı imkanlar dışında şehitlerinden geri kalanlara sorumluluğunu yerine getirme konusunda böyle geniş çaplı bir kampanya TSK’nde henüz görülmedi.”

Küçük bir araştırma yaptım, bu iddiaları teyit edecek benzer bilgilere ulaştım.

Bu arada bazı internet sitelerinde yardımın belgeleri yayınlandı...

Hadi diyelim, yanlış alarm, belgeler sahte, hepsi yalan...

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un 16 Mart 2010 tarihli Hürriyet’teki röportajını yeniden okudum.

Balyoz operasyonuna gönderme yapılarak yöneltilen “Tutukluların aileleriyle ilgileniliyor mu?” sorusuna Başbuğ şu cevabı veriyor: “Tutuklu personelin maaşlarının yarısı kesiliyor, yaş ve sağlık durumu var, avukat ücretleri ödenmeli.”

Nasıl bir yardım düşünüyorsunuz?

Başbuğ, bu soruya da şöyle karşılık veriyor: “Şu anda kendi aramızda yardım ediliyor, resmen değil. Ama vakıf düşünüyoruz. Ölüm ve yaralanmalarda devreye giren dayanışma vakfı gibi...”

Şimdi, Genelkurmay Başkanı’na soruyorum: Ergenekon sanıkları, Balyoz ve Kafes şüphelileri için TSK bünyesinde nasıl bir yardım kampanyası yürütülüyor? Subay ve astsubaylar bu yardıma zorlanıyor mu?

Efendim, bu şahıslar hakkında henüz mahkeme kararı yok, suçlu muamelesi yapılması doğru mu?

O halde şu soruma cevap verebilir misiniz: Bu soruşturma ve davalardaki askeri personel için gösterilen insani duyarlılık, haklarında hiçbir mahkeme kararı olmadan YAŞ kararıyla atılan personel için neden gösterilmedi?

27 Nisan mı, 28 Nisan mı?

27 Nisan muhtırası ve 28 Nisan direnişinin üzerinden tam 3 yıl geçti. Aradan geçen süre içinde ne değişti?

AK Parti, yüzde 47 oyla rekor kırarak yeniden tek başına iktidara geldi. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçimini öngören düzenleme halkoyuyla kabul edildi.

Ergenekon soruşturması başladı, cumhuriyet tarihinin en kritik davasına dönüştü. Kafes, Poyrazköy, Balyoz soruşturmaları birbirini izledi. Demokratik açılım, siyasete yeni bir boyut kazandırdı.

Yani, muhtıraya direnen 28 Nisan inancı kazandı.

Ne değişmedi?

CHP, hala bıraktığımız yerde duruyor. İnatla, statükonun sözcülüğünü sürdürüyor. MHP, 22 Temmuz seçimlerinden sonra CHP’nin çekim kuvvetinden sıyrılır gibi olsa da zamanla gövdesine tekrar yapıştı. Genelkurmay, o bildiriyi sitesinde özenle korudu.

27 Nisan ruhu öldü.

Referandumdan neden korkuyorsunuz?

Şimdiye kadar pek tahminleri tutmasa da önemli değil, belki bu sefer tuttururlar. SONAR’ın yaptığı son ankete göre; AK Parti yüzde 28.5, CHP yüzde 27, MHP ise yüzde 21 civarında oya sahip gözüküyor.

Eğer bu rakamlar doğruysa, AK Parti’nin tek başına meclisten geçirmeye çalıştığı anayasa paketini referandumdan sağ salim kurtarması mümkün olmaz.

O halde CHP ve MHP referandumdan neden bu kadar korkuyor?

Bence hiç tereddüt etmesinler, bakın önlerinde SONAR’ın da anketi var, AK Parti’ye dersi sandıkta versinler.

AK Parti sandığa çakılırsa, erken seçim de kaçınılmaz olur, mevcut tablo muhalefet için tadından yenmez hale gelir. Ergenekon’a da gerek kalmaz, onlar da yer üstüne çıkar.

Kızılelma koalisyonu kurulur, Baykal Başbakan, Bahçeli Başbakan Yardımcısı olur. Ergenekon STK olarak yoluna devam eder. Anayasa Mahkemesi ve HSYK koruma altına alınır. AB yoluna mayın döşenir.

Daha ne istiyorsunuz? Haydi referanduma...

STAR

YAZIYA YORUM KAT