1. YAZARLAR

  2. Guillaume Perrier

  3. Ordu, siyasal sistemin merkezinde kalmayı sürdürüyor
Guillaume Perrier

Guillaume Perrier

Yazarın Tüm Yazıları >

Ordu, siyasal sistemin merkezinde kalmayı sürdürüyor

02 Ağustos 2009 Pazar 03:39A+A-

Türkiye milletvekilleri, temmuz başında askerî mahkemelerin yargı alanını daraltan bir kanunu oylayarak Avrupa Birliği'nin uzun zamandan beri talep ettiği yaşamsal reformu gerçekleştirdi. Artık muvazzaf bir asker ya da subay ağır bir suçla suçlandığında herhangi bir yurttaş gibi sivil mahkemelerde yargılanabilecek.

Bu hukukî değişiklik muhafazakar-Müslümanların idaresindeki AKP hükümeti ile kurumların kendi kendini görevlendirmiş koruyucusu ordu ile yeni bir çatışma başlattı. Muhalefet partileri tarafından desteklenen askerler, rejimi tehdit edebilecek bir "sivil darbe" ifşasında bulundular. Gerçekte ise, bu adlî reform, siyasetbilimci Ali Bayramoğlu tarafından "askerî vesayet sistemi" olarak adlandırılan sistemde sivil otoritelerin açtığı yeni bir gediktir. Dokunulmazlığı haiz ve denetlenemeyen askerler, 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin Mustafa Kemal tarafından kurulmasından bu yana hiç hesap vermediler. 1960'tan bu yana yaşanan 4 askerî darbeye rağmen ordu konumunu güçlendirdi, hem malî hem idarî hem de adlî nitelikte geniş bir özerklik alanı oluşturdu. Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası, 12 Eylül 1980'de bir askerî darbe ile yönetimi devralan Evren'in cuntası tarafından kaleme alınmıştı.

Nihayet, Türkiye'de uzun bir süredir düşünülmesi bile mümkün olmayan, asker sanıkların sivil mahkemelerin önüne çıkarılması fikri de fiiliyata geçti. Jandarma komando birliklerinden birinin komutanı olan ve "terörizmle mücadele" görüntüsü altında 1990'lı yıllarda 20 kadar Kürt'ü öldürmekle suçlanan Albay Cemal Temizöz bu yaz içinde yargılanacak. 16 Temmuz'da [ülkenin güneydoğusunda bulunan] Diyarbakır ili başsavcısı Albay Temizöz hakkında 9 kere müebbet cezası istedi. Ancak bu hususta en önemli örnek, hükümete karşı komplo kurmak ve istikrarı bozmak için bir dizi şiddet eylemi hazırlığıyla suçlanan askerî-milliyetçi bir oluşum olan Ergenekon örgütü davasıdır. Adlî dizi Ergenekon'un ikinci bölümünün başladığı 20 Temmuz Pazartesi günü, 2004 yılında tasarlanan iki askerî darbe girişiminin beyni olduğu düşünülen iki eski yüksek rütbeli General, Hurşit Tolon ve Şener Eruygur, sanık sandalyelerindeki yerlerini aldı. 2007'den bu yana Türkiye'yi sarsan bu soruşturma sırasında onlarca asker tutuklandı.

Türkiye dengesini arayan bir terazi gibi hareket ediyor. İki güçten biri ağır bastığında öteki eğiliyor. Oldukça yavaşlayan AB'ye üyelik görüşmeleri askerlerin etkisinin azalması sürecini de yavaşlattı. Başbakan Erdoğan çevresindeki zincirin kendisini sıkmaya başladığı anda Avrupa yanlısı reformlara atılım kazandırarak bu durumu anladığını gösterdi. Ali Bayramoğlu'na göre "AKP kendi iktidarının varlığı için sistemin demilitarize edilmesine ihtiyaç duymaktadır".

2002'den beri ordu direniyor: halen görevde bulunan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da, kendisinden önceki genelkurmay başkanları gibi, düzenli olarak televizyona çıkmakta. Başbuğ, uzun süren nutuklarında Ergenekon soruşturmasını eleştirmekte, birliklerine yönelik komplo suçlamasını blok halinde reddetmekte ve bunu muhalifleri tarafından ortaya atılan bir "iftira kampanyası" olarak suçlamakta ve sorumlu olarak rejim muhaliflerine işaret etmektedir: "ayrılıkçı Kürtler" ve "gericiler"...

Generaller her konuda görüşlerini açıklıyorlar; medya ve eğitim sistemi üzerinde etkilerini sürdürüyorlar ve "kışlalarına geri dönmeye" karar vermiş gibi görünmüyorlar. Generallerin siyasi alana müdahaleleri AKP hükümetleri döneminde bir ritim kazandı. Özellikle 2004'te Kıbrıs'ta barış planına, 2007'de de eski-İslamcı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına karşı harekete geçtiler. 2008'de müttefikleriyle birlikte iktidar partisini kapattırmayı denediler ve üniversitelerde başörtüsü taşımaya izin veren yasanın yürürlüğe geçmesini engellediler. Ordunun Kürt sorunu konusunda 30 yıldır süren inatçılığı ve taviz vermez tutumu, sorunun çözümü karşısındaki en ciddi engel olmayı sürdürmektedir. Le Monde 1 Ağustos 2009

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT