1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Önder Sav Kurduğu Tezgâhı Anlattı
Önder Sav Kurduğu Tezgâhı Anlattı

Önder Sav Kurduğu Tezgâhı Anlattı

Baykal’ın 53 yıllık arkadaşı, 10 yıllık genel sekreteri, partinin ikinci adamı Önder Sav, kurultay ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Sav’ın açıklamalarında CHP’yi karıştıracak beyanatlar bulunuyor.

06 Haziran 2010 Pazar 01:39A+A-

Baykal'ın 53 yıllık arkadaşı, 10 yıllık genel sekreteri, partinin ikinci adamı Önder Sav ilk defa konuştu. Egedesonsöz adlı internet sitesine konuşan Önder Sav kurultay ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Sav, 6 Mayıs'tan 22 Mayıs'a kadar geçen sürede yaşadıklarını 'egedesonsoz.com' adlı internet sitesine anlattı. Sav'ın açıklamalarında CHP'yi karıştıracak beyanatlar bulunuyor.

İşte Önder Sav'ın şok açıklamaları:

"BAYKAL İSTİFA KARARINI BENİMLE BÖLÜŞMEDİ"

Sonunda üç günlük, kendisiyle sanıyorum dertleşme ve hesaplaşmadan sonra Deniz Bey istifa noktasına geldi. İstifasından benim haberim olmadı. Yani benimle bölüşmedi istifa kararını. İstifa ettiği gün, ben onun 53 yıllık dostuyum, arkadaşıyım, genel sekreteriyim. Belki benle oturup o konuyu konuşsaydı, onu daha büyük, farklı boyutlarda tutabilirdik. Veya istifadan sonraki aşamalar konuşulup, beraber o da değerlendirilebilirdi. Ama istifada bir dönüş kararlılığı vardı.

"DÖNMEMESİ GEREKTİĞİNİ SALI GÜNÜ SÖYLEDİM ASLINDA"

Yani istifadan sonra benim Salı günü TBMM'de grubda yaptığım bir konuşma var.

O konuşmayı dikkatle süzerlerse, o konuşmada ben CHP'ye bir teşhis koyuyorum. Ve sözümün bir yerinde hatta baş tarafında, 'Genel Başkan Deniz Baykal, Türkiye'nin en sıkıntılı, sorunlu döneminde genel başkanlıktan ayrıldı. Bizi kendi göbeğimizi kesmekle yüz yüze bıraktı. Bundan sonra göbeğimizi biz keseceğiz. Parti kesecek' dedim. Gruptan çıktıktan sonra da basını ters köşeye yatırdım.

"İNADINA BAYKAL MİTİNGİ FOS ÇIKTI, BENİ SORUMLU TUTTULAR"

Nitekim çok cılız bir kalabalık oldu. 60 bin kişi bekliyorlarmış, bin 500-iki bin kişi ancak vardı. Deniz Bey'in yanında da bunu benim engellendiğim söyleniyor. Yani mitingin fos çıkmasından da beni sorumlu tutuyorlar.

Ben de bunu bana aktaranlara, 'Demek ki çok güçlüymüşüm, 58 bin kişiyi durdurabilmişsem hakikaten güçlüymüşüm' diyerek ironi yapıyorum. Benim ilişkim Deniz Bey'le bozulmadı. Salı günkü toplantıdan sonra Çarşamba günü yaptığımız Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK), arkadaşların bir kısmının Deniz Bey'e iyilik yapmadıklarını, Deniz Bey'in de kimsenin hamiliğine ihtiyacı olmadığını söyledim. Ve 'Deniz Bey'e yakınlıkla yalakalığı birbirinden ayırın arkadaşlar' dedim. 'Burada Deniz Bey'e yalakalık edenler var' dedim.

"O SAKALLI ALINDI, ZIPLADI AMA BEN KAALE ALMADIM"

Yalakalık tabirini kullandım. Bundan o sakallı (Savcı Sayan'ı kast ediyor) alındı. Zıpladı bir şeyler söylemeye çalıştı. Hiç kaale bile almadım.

"YOL AYRIMI KARARINI 13 MAYIS GECESİ, EVİMDE VE TEK BAŞIMA ALDIM"

Bir gün sonra Perşembe akşamı (13 Mayıs) evde kendi kendime epey tartıştım. Benim bir huyum var. Çok ilginçtir. Kritik süreçlerde, pencereden bakar, dışarıda Önder Sav'ı gözlerim. Önemli kararlar almadan önce sıyrılırım kendimden. Kendimi izlerim. Böyle bir hasletim, özelliğim var. O gün de yine koydum kendimi dışarıya. Ölçtüm, tarttım, biçtim. Sindiremiyorum CHP'nin adaysız kurultaya gitmesini… Eli kolu bağlı, Godo'yu bekler gibi… Delegeler imzayı verecek, Deniz Baykal oturduğu yerden gelecek.

"KILIÇDAROĞLU İLE İKİ ÜÇ KEZ GİZLİCE BULUŞTUK"

Birkaç kez buluştuk. Kimsenin bilmediği, bilemeyeceği bir yerde… Ve kimse de bilemedi.

Ne o karısına söyledi ne ben söyledim. Bırak ikinci üçüncü kişiyi…

Ne kadar ketum kalınırsa o kadar sonuç alınır bu işten diye düşündüğüm için bu değerlendirmeyi rahatlıkla ona da yaptım.

Ve Kemal Bey de buna uydu. (o zaten ağzı sıkı bir siyasetçidir o)

Ve adaylığını açıklama günü, tarihi…

Pazar erken olurdu, Salı da geç olurdu.

"KEMAL BEY'İN AÇIKLAMASINI DOĞRU PLANLADIK"

Pazartesi en uygun gündü adaylık açıklamak için. Zaman da öğleden önce olmalıydı. Basının da alarmda olacağı bir olay çünkü. Kemal Bey belki beraber açıklama yapmamızı isterdi. Ben de 'Ne kadar sade olursa o kadar iyi olur' dedim. 'Siz açıklamayı yapın, benim de söyleyeceklerim var' dedim.

O benim destek vaat edeceğimi biliyor ama ne söyleyeceğimi bilmiyordu.

"AÇIKLAMAMDAN ÖNCE BASINI DA YÖNLENDİRDİM"

Basın mensupları açıklamadan sonra hurra geldiler, doldular odaya. 'Engel olmayın basına' dedim. Şu koltukta oturduk (eliyle gösteriyor)

Burada basını da yönlendirdim. 'Siz biraz dışarı çıkın, çıkışta açıklama yapacağım' dedim. 'Kemal Bey'le bir özel konuşalım. Kemal Bey bir açıklama yaptı ama, ben de sizin gibi dinledim, kısa bir açıklamaydı, Ben Kemal Bey'i dinleyip iyice anlayayım. Bakalım detayında ne var?' dedim. Bunları bir merak aldı mı dışarı çıkarken, Kemal Bey'le 15-20 dakika görüştük. Sonra kapıda o açıklamayı yaptım, değerlendirmeyi yaptım. Sanıyorum görmüşsünüzdür.

Sonradan anlıyorum ki medyada da örgütte de kamuoyunda da müthiş bir etki bırakmış o açıklama… Benim o konuşmamın bir bölümünü il başkanları bir gün sonraki toplantıdan sonra açıkladıkları deklarasyonda kullandılar. 'Biz de Genel Sekreterimiz gibi 'aklımızı duygumuzun, yüreğimizin önüne koyduk' dediler.

"TAM BİR HEDEF SAPTIRMAYDI YAPTIĞIM"

Kemal 11.30'da açıklamasını yaptı. O kadar bir hedef saptırma yaptım ki ben o açıklamadan önce. Bu binadaki basın koordinatörlüğü bile fark edemedi bunu.

Yazılı başvurusu var Sayın Kılıçdaroğlu'nun elimde. Grup Başkan Vekili imzasıyla… Salon tahsisi istiyor açıklama için. Ben de havale ettim resmi yazıyla ilgili birime.

'Ne yapacak salonu' diye sordular? 'Ne bileyim ben. Belki adam aday değilim diyecek, belki adayım diyecek, belki başka bir şey diyecek. Sorar mıyım böyle bir şeyi' dedim.

Biliyorum bu birileriyle görüşülecek (Baykal'ı kast ediyor)

Bana sordular SMS gönderelim mi, bu toplantıya ilişkin diye?

'Hayır. Ne münasebet. Kemal kendi olanağı ile yapsın, partinin olanağını niye kullanayım onun için' dedim. Bunlar zannettiler ki biz Kemal'le ayrıyız ve ben onu paramparça edeceğim! Tam bir hedef saptırmaydı o.

"GÜRSEL TEKİN'İN BİLE 5 DAKİKA ÖNCE HABERİ OLDU"

Gürsel Tekin ki Kemal Kılıçdaroğlu'nu elinde tuttuğunu, yönlendirdiğini düşünen bir siyasetçi, basın toplantısından beş dakika önce haberi oldu. Televizyonların alt yazısından gördü.

Kaynak: VAKİT

HABERE YORUM KAT