1. YAZARLAR

  2. Ali Değirmenci

  3. Herkes bir tarihtir...

Herkes bir tarihtir...

Ekim 1998A+A-

Ömür, her insanın kendi tarihidir. Allah'ın evrende bizim için bıraktığı boşluk, en güzel ve en anlamlı bir şekilde doldurulmayı beklemektedir. Sermaye bir atımlık gibi görünse de hüzün ve mutluluk verici nice ân için çarpar, sol memenin altındaki cevahir. Engin göğün altında başlayan bir macerayı, bitimsiz yer toprağı, her şeye rağmen muazzam bir gün gelip çatana kadar kendi göğsünde bekletir. Zira dünya da en değerli konukları olan bizler gibi, bir kere olacak ve bir kere ölecektir.

Herkes bir tarihtir...

Her doğum aynı zamanda bir sonun, bir kıyametin de zorunlu habercisidir. Biri küçük biri büyük iki kutu arasında dönenen hayat kuşu, kimi zaman göğ ekini biçmiş gibi erkenden yitirir sesini, kimi zaman da kocayıp çığlığını kimselere ulaştıramaz hale gelir. Demek ki sesi varken konuşmak fazlasıyla önemlidir. Tarih biraz da "güzel söz"le "kötü söz"ün mücadelesi değil midir?

Herkes bir tarihtir...

Arzın herhangi bir yerinde başlayan yürüyüş bir gün nasıl olsa bitecektir. Otururken, yatarken, yazarken, çalışırken, yolculuk yaparken. Afiş asarken duvara, direnirken, korkup saklanırken. Yalınyapıldak bir sokağın ortasında kalleşçe kurşunlanarak ya da. Hücrede, okulda yahut işyerinde. Hayat belki savurarak koparıp alacaktır bizi belki de göğsümüze bir karanfil iliştirip elimizden tutarak sessizce alıp götürecektir. Öyleyse önemli olan dolu dolu yaşamak; güzelce ve gereğince yürümektir. Önemli olan; nerede, hangi istikamette yürüdüğümüzü, nereye ve niçin yürüdüğümüzü, kimlerle ve nasıl yürüdüğümüzü bilmektir. Yürüyüşümüzün sonunda bizi bekleyeni/bekleyenleri bilerek yürümektir. Hele hele yürümemek, olduğumuz yerde çakılıp kalmak, alçaklığa ve karanlığa yoldaş olmak; her gün ölmektir. Ve Allah'ın son elçisi; "Nasihat olarak size ölüm yeter" demiştir.

Herkes bir tarihtir...

Yıkılışlar, kaçışlar, çözülüşler, aldanışlar hayat içerisinde her zaman görülecektir. Daha baştan kaybedenler, zilleti ve sinikliği kanıksayanlar, hayatın zorlu yamaçlarından devrilip yuvarlananlar da. Yemekhane, yatakhane ve abdesthane arasında bir hortum gibi yaşamayı seçenler de olacaktır. Toplumları derinden sarsan, güzel yaşayıp güzel ölmeyi örneklendiren civanmertler de. Önemli olan, kendini küçük görmemek/aydınlığı çoğaltmak ve ömrünü güzel bir geleceğe vakfetmektir. Ve bilinmelidir ki milyarlarca yanlış içerisinde bir tane de doğru olsa, her şeye rağmen o güzeldir, haktır ve sahiplenilmeli, takip edilmelidir. Kimlik ve kişilik sahibi olmak her zaman ehemmiyetlidir. Onur, özgürlük ve adalet, belki de en çok direniş ve mücadelenin meyvesidir. Ve kişinin sağına soluna bakınmadan, "Ben varım!" diyerek yaşayışını kapsamlı bir salih amele tahvil edebilmesi gerekir. Kaçmak ve korkmak, umursamamak ve hafife almak ise, yaşadığımız bu hayatın bir gün herkesin ortasında suratımıza çarpılmasına sebebiyet verecektir. Bireysel ve kolektif tarih, oturup seyrederek değil, yaşayıp eyleyerek, bilinci biriktirerek, dönüşümün öznesi olarak kendini gerçekleştirmektedir. Ve bizim şöyle ya da böyle katkıda bulunduğumuz tarih, yarın bizi karşılayacak olan amel defterimiz gibidir.

Herkes bir tarihtir...

Şükürler olsun, Kitabı'nda İsrafil'in surundan haber veren Yüce Allah'a ki imtihan ve hesabı herkes için varetmiş ve ahireti herkese va'detmiştir!..

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR