1. YAZARLAR

  2. Şahin Alpay

  3. Öcalan'ın rolü nedir?
Şahin Alpay

Şahin Alpay

Yazarın Tüm Yazıları >

Öcalan'ın rolü nedir?

04 Kasım 2008 Salı 06:28A+A-

Son günlerde Türkiye'nin Güneydoğu illerinin birçoğu, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) öncülük ettiği kitle gösterilerine sahne olmakta.

Bölgeyi ziyaret eden Başbakan'a karşı protesto eylemleri yapılmakta. Gösterilerin görünürdeki nedeni, Şubat 1999'dan bu yana yaklaşık on yıldır İmralı adasında hapis olan PKK lideri Abdullah Öcalan'a görevliler tarafından kötü muamele yapıldığına dair iddialar. Bir süre önce de Öcalan'ın yavaş yavaş zehirlendiğine dair iddialar ortaya atılmış, bu durum yine PKK sempatizanları tarafından gösterilerle protesto edilmişti.

Eğer Öcalan'a kötü muamele gerçekten söz konusu ise, bu kesinlikle kabul edilemez. Demokratik bir hukuk devletinde kim olursa olsun, kimseye işkence ve kötü muamele yapılamaz. Öcalan'ın normal bir cezaevine konulması ve sıradan bir müebbed hapis cezalısı muamelesi görmesi, durumunun istismar konusu yapılmasını engelleyebileceği gibi, nasıl bir rol oynadığı sorusunun aydınlanmasına da yardımcı olabilir.

Öcalan gibi, en yakınlarını dahi öldürtmekten tereddüt etmeyen, yakalanır yakalanmaz devlete hizmet etmeye hazır olduğunu açıklayan bir şahsın, bugün hâlâ Türkiye Kürtlerinin azımsanmayacak bir kısmı tarafından büyük lider olarak görülüyor olması ise ancak Kürt kimliğini yok sayma politikalarının uyandırdığı tepkilerin derinliğiyle açıklanabilir.

Peki Öcalan'ın tutuklandığından bu yana oynadığı rol nedir? Bu konuda çeşitli teoriler var. Bir teoriye göre Öcalan, avukatları aracılığıyla gönderdiği talimatlarla PKK'yı yönetmeye devam ediyor. Başka bir teoriye göre, "derin devlet" başından beri Kürtlerin demokratik taleplerinin terörle, silahlı mücadeleyle özdeşleştirilerek bastırılması için Öcalan'ı kullanmakta. Hemen bütün liberal ve demokrat görüşlü Türkiye Kürtlerinin bu "komplo" teorisine inanması şaşırtıcı. Bana en inanılır gelen teori ise, Öcalan'ın PKK tarafından kullanıldığı. Nitekim PKK'nın yönlendirdiği belli olan son gösterilerin amacının Mart 2009'da yapılacak yerel seçimler yaklaşırken, Türk güvenlik yetkililerini sert tedbirler almaya yöneltmek, DTP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasını sağlamak, böylelikle AKP'nin Temmuz 2007'de Kürt çoğunluklu bölgede sağladığı seçim başarısının tekrarını engellemek olduğu akıllara geliyor. PKK'nın, Ankara ile Irak Bölgesel Kürt Yönetimi arasında giderek yumuşayan ilişkilerden, kendisine karşı bir ittifaka girmelerinden rahatsız olduğu da anlaşılıyor.

2007 seçimlerinde bağımsız adaylar aracılığıyla TBMM'ye girip grup kurması, aralarında benim de olduğum birçoklarında, DTP'nin giderek PKK'dan bağımsız bir kimlik kazanacağı, bu partinin içinden (Kuzey İrlanda'da olduğu gibi) silahların susmasını sağlayacak bir Gerry Adams çıkabileceği umudunu uyandırmıştı. Fakat Kürtlerin dil ve kültür haklarının tanınması yolunda 2004'ten bu yana milim adım atılmaması, TBMM'deki varlığından barışçı çözüm yolunda bir nebze olsun yararlanılmayışı sonucunda karşımıza çıkan üzücü manzara, DTP'nin neredeyse PKK ile ayırd edilemez hale gelmiş olması.

Bu arada Ankara'da birşeyler oluyor. Genelkurmay ilk kez terörle mücadele konusunda hükümete brifing verdi. Bu brifingde Genelkurmay Başkanı'nın, PKK'ya katılımlar askeri yöntemlerle önlenemez, Kürtlerin kültürel hakları tanınmalı, kanın durması için Mesut Barzani ile dahi görüşülebilir şeklinde, daha önce askerlerden duyulmamış sözler sarf ettiği gazetelere sızdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu yönde açık görüş beyan eden ilk yetkili olarak, PKK terörüne karşı ortak tavır için Kürt Bölge Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile görüşülmesi gerektiğini söyledi. AKP ve DTP'li Kürt milletvekillerini bölgedeki tansiyonu düşürmek için birlikte inisiyatif almaya çağırdı. Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek bile, İspanya ve İngiltere'nin terörle nasıl mücadele ettiklerini inceliyoruz, dedi.

İnsan yaşadıkça umudunu yitirmiyor. Acaba Ankara daha fazla gecikmeden, 30 bin insan daha ölmeden, Cemil Çiçek'e göre 1 trilyon dolar daha harcamadan Kürt sorununun çözümü için artık inisiyatif alacak mı?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT