1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. TOKAD’tan Özgür-Der’e Destek
TOKAD’tan Özgür-Der’e Destek

TOKAD’tan Özgür-Der’e Destek

TOKAD mensupları, Özgür-Der ve İlkav’a açılan davalarını kınarken, AK Parti Hükümeti’ni de eleştirdi. Açıklama “Her türlü zulme, haksızlığa ve zorbalığa “one minute” değil, “lâ” diyoruz!” ifadeleriyle son buldu.

22 Şubat 2009 Pazar 23:11A+A-

TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) mensupları, yaptıkları basın açıklamasıyla Özgür-Der ve İlkav'a yönelik kapatma davalarını resmi ideolojinin saldırganlığı olarak değerlendirirdi ve dayanışma mesajı verdi. Açıklamada "İnancımızı, haklarımızı ve özgürlüklerimizi savunmaktan, çocuklarımızı ve gençlerimizi ifsad eden her türlü eğitim anlayışını eleştirmekten ve dine dönüştürdükleri Kemalist ideolojiyi halka dayatan zorbalara "lâ" demekten asla vazgeçmeyeceğiz!" denilirken, bu süreçte AK Parti'nin tavrına da dikkat çekildi: "Kapatma davasından yeni çıkmış bir partinin, onca açılımdan bahsedildiği bir süreçte, kendini masum gösterebilmek için İLKAV ve Özgür-Der gibi kuruluşlara kapatma davası açılmasına göz yumması, zulme ortaklıktan başka nedir? Unutulmasın ki, bugün makamlarını korumak umuduyla zorbalığa boyun eğenler, gün gelir koltuklarıyla beraber onurlarını da kaybettiklerini görürler!" Basın açıklaması "Her türlü zulme, haksızlığa ve zorbalığa "one minute" değil, "lâ" diyoruz!" ifadeleriyle son buldu.

Basın açıklamasının tam metni:

Sizin ideolojiniz size, bizim dinimiz bize!

Türkiye'de yaşanan değişim, halk üzerinde zorbalıkla hükümranlık kuranları tedirgin ediyor. Hakikat ortaya çıktıkça, zar zor ayakta tutmaya çalıştıkları düzenin sahteliği görüldükçe ve ideolojilerinin kofluğu anlaşıldıkça korkuya kapılıyorlar. Ne Ergenekon ne de yeni bir darbe bu durumu tersine çevirebilir. Gerçek apaçık ortadadır: Batılın karanlığı vahyin aydınlık mesajı karşısında çöküntüye uğruyor!  

Zannediyorlardı ki; elleri halkın ceplerinden hiç çıkmayacak, herkes onların resmi ideolojilerine biat edecek, kutsalları önünde esas duruşlarını bozmayacak ve seçimlerin değiştiremediği bu yalan sahne ilelebet payidar kalacak. Oysa insanlar, Allah'ın kitabını okudukça ne "kırmızı kitap" tanıyor ne de kırmızı çizgilere sığıyor. Tek tip bir kimliği, ideolojiyi ve hayat tarzını değiştirilmesi dahi teklif edilemezmiş gibi sunanlar ise şimdi bu yeni süreçten yine kendi düzenlerini koruyarak çıkmanın derdine düştüler. Vahiyle özgürleşenlerin verdikleri hak ve adalet mücadelesi onların tüm uğraşlarını boşa çıkardığını gördükçe daha çok saldırganlaşıyorlar. Özgür-Der'e açılan kapatma davasını bu ideolojik saldırganlığın yeni bir zorbalığı olarak değerlendiriyor, haklı davalarındaki mücadelelerinde dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

Eğitimdeki dayatmacı ritüellere, baskıcı uygulamalara ve İslami kimliğimizi tahkir edici anlayışlara karşı çıktıkları için önce İLKAV'ı ve şimdi Özgür-Der'i hedef alan ve hukuk sistemi eliyle yürütülen bu haksızlığa karşı taleplerimizden geri adım atacağımızı düşünenler yanılıyorlar. Kendi elleriyle ürettikleri kutsallarına dokunmaya devam edeceğiz. İnancımızı, haklarımızı ve özgürlüklerimizi savunmaktan, çocuklarımızı ve gençlerimizi ifsad eden her türlü eğitim anlayışını eleştirmekten ve dine dönüştürdükleri Kemalist ideolojiyi halka dayatan zorbalara "lâ" demekten asla vazgeçmeyeceğiz!   

İLKAV ve Özgür-Der'e açılan davalar vesilesiyle önemli gördüğümüz bir hususa dikkat çekmek istiyoruz: Bir yandan Avrupa Birliği sürecini kovalayan, diğer yandan İslam ülkeleri için rolünü kendisinin tarif etmediği bir modelliğe soyunan AK Parti'nin söz konusu Müslümanların hak ve özgürlükleri olduğunda takındığı tutumu ibretle izliyoruz. Sistemle uzlaşmak adına başörtüsü yasağını, katsayı uygulamasını ve Kur'an öğreniminin önündeki engelleri gündeme getirmekten dahi imtina ettiğini görüyoruz.

Kapatma davasından yeni çıkmış bir partinin, onca açılımdan bahsedildiği bir süreçte, kendini masum gösterebilmek için İLKAV ve Özgür-Der gibi kuruluşlara kapatma davası açılmasına göz yumması, zulme ortaklıktan başka nedir? Unutulmasın ki, bugün makamlarını korumak umuduyla zorbalığa boyun eğenler, gün gelir koltuklarıyla beraber onurlarını da kaybettiklerini görürler!

TOKAD olarak İslami kimliğimizi hedef alan hiçbir haksızlığa ve baskıya boyun eğmeyeceğimizi; taleplerimizi sonuna kadar savunacağımızı; hak, adalet ve özgürlük mücadelemizden geri dönmeyeceğimizi ve kapanarak tükenmeyeceğimizi bir kez daha ilân ediyoruz.

Her türlü zulme, haksızlığa ve zorbalığa "one minute" değil, "lâ" diyoruz!

TOKAD