1. YAZARLAR

  2. Merve Kavakçı

  3. New York’ta cami inşası ve İslamofobi
Merve Kavakçı

Merve Kavakçı

Yazarın Tüm Yazıları >

New York’ta cami inşası ve İslamofobi

01 Ekim 2010 Cuma 00:04A+A-

Epeyidir yazmak istediğim bir konu. Araya zaman hassasiyeti olan konular, referandum girince haliyle gecikti. Amerika’da son zamanlarda yükselişe gecen İslamofobi.

Bunu ateşleyen, bardaktaki son damla olarak tasvir edilebilecek olay kısaca adi “Zemin kat camisi” (Ground zero mosque) diye geçen Manhattan’daki caminin inşası. Zemin kat ifadesi, 11 Eylül saldırılarıyla yerle bir edilen İkiz Kuleler’le özdeşleşmiş, adeta onları ve olayı tanımlayan bir kalıp haline geldi. Su anda kulelerin bulunduğu ve yerine dikilecek anıt çalışmasının sürdüğü bu bölge bu isimle anılıyor. Buradan tam iki blok ötede bölgede yaşayan Müslümanların beş vakit namazlarını kıldıkları eski bir bina var. Bina 11 Eylül saldırıları sırasında hasar görmüş, onun için yıkılması muhtemel olan, miadı dolmuş bir yapı. Geçen sene baba tarafından Mısır asıllı olan Amerikalı Müslüman Şerif el-Cemal binayı 4.8 milyon dolara satın almış. New York Belediyesi Meclisi binanın ibadethane olarak kullanılmasını oybirliğiyle kabul etmiş. Bu nedenledir ki bina hemen aktif bir cami görünümüne bürünüvermiş. Simdi el-Cemal burayı on altı katlı bir İslam merkezi haline getirmek istiyor. Aslında bu kimseyi şaşırtmıyor. Amerika’da hiçbir cami, sadece cami olarak fonksiyon yapmaz, orası ibadet edilen bir mekanın yanında Müslümanların sosyal ihtiyaçlarını giderdikleri bir bir araya gelme ortamıdır da. Çoğu zaman eğitim de aynı çatı altında yürütülür, yani içinde özel okullar da barındırır. Ülkenin geniş coğrafyasının beraberinde getirdiği “kaybolma-yok olup gitme” tehditlerine karşı cami adi altında kurumsallaşan yapı aslında Müslümanları bir arada tutan en önemli birimdir. Konferans da orada olur, eğlence de, ibadet de orada yapılır, basketbol maçı da. Çünkü dini ritüellerin gerçekleştirilmesi kadar, onların bir sonraki nesle en sağlıklı şekilde aktarılması, bunu yaparken de o neslin aklı başında, komplekssiz, dünyayı ve ülkesi ABD’yi iyi okuyabilen, ümmete liderliğe soyunmaya hazır, bilgi ve birikimiyle bunu kaldırabilecek, görgü ve terbiyesiyle sakil durmayacak, hem buralı hem oralı yani dünyalı, yani bu gezegenin bir vatandaşı olarak yetişmesini sağlayacak ortamı oluşturabilmek de önemli. Amerika’da cami böyle bir şey işte. Bir merkez, bir çekici güç. Bir toparlayıcı. Kavrayıp koruyucu. Manhattan’daki bu yerde de yapılmak istenen bu. Bir başka değişle yirmi birinci yüzyıla uyarlanmış bir genişletilmiş medrese-han veya külliye yapılanması olarak da bakabilirsiniz.
Gelin görün ki caminin İkiz Kuleler’e yakınlığı bahane edilerek öyle bir patırtı kopartıldı ki geçtiğimiz günlerde, konu geldi ülke gündemine oturdu. Her ne kadar Başkan Obama geçtiğimiz Ramazan ayında Beyaz Saray’da verdiği iftar sırasında bu caminin yapımına desteğini dolaylı bir şekilde ifade etmiş olsa da konu kapanmadı. Tam aksine daha da alevlendi. Anti-Obama kampı konuyu Obama’nın din anlayışının sorgulanmasına kadar götürdüler. Daha önce de biraz değinmiştim bu konuya hatırlarsanız. Evangelistlerse Manhattan’da cami olayını kendi Anti-İslam propagandaları için bulunmaz bir nimet olarak karşıladılar ve kendi çıkarları doğrultusunda emellerine alet ettiler. İslam’a hakaretten tutun da Kitab’ımızı yakmaya teşebbüse kadar giden çiğlikler bu adamlar için medyatikliği, cemaatlerindeki popülarite artışını da beraberinde getirdi. Kimileri de siyasi doğruluktan ödün vermeksizin “E tabii herkes dilediği dini yaşayabilir, buna kimsenin itirazı yok, ancak İkiz Kuleler’de hayatlarını kaybedenlerin anısına ve ailelerinin hassasiyetleri adına caminin burada yapılmasına itiraz ediyoruz” gibi -bu sözler size de “E benim annem de başörtülü ama...” diye başlayan banal ‘Türkiye’ cümlelerini hatırlattı mı?.. Desenize insanoğlu her yerde aynı, buna içerde İslamofobi, dışarda İslamofobi de diyebilirsiniz- orta yollu açıklamalar yapıyor.
Manhattan’da yapılacak İslam merkezi projesinin arkasındaki isimlerden biri, aynı zamanda da bu caminin imamı olan İmam Abdul Rauf, eleştirilere verdiği cevaplarda işte tam da bu İslamofobik duruşların önüne geçmek, kültürler arası köprülerin inşasına önem vermek, 11 Eylül trajedisinin İslam’a fatura edilmesine itiraz etmek adına bu caminin tam da şimdi olduğu yerde inşa edilmesinin önemine dikkat çekti. Sesini duyurdu. Hedefine de ulaştı sanıyorum. Cami yapım yolunda.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT