İblis zehir saçılan ağzını açıp, “Ekmeğimizi, suyumuzu paylaşırız” diyerek başlıyor lafına, iyi niyet pozları veriyor önce yani. Sonra kahrolası bağlaç geliyor hemen, “ama” yankılanıyor leş kokulu ağzında ve söylediklerini çöpe atıp “Ama vatanımızı asla” diyor.

Bu yeter mi iblise, tatmin olur mu, doyar mı? Yetmiyor…

“Bebek mamasını bitirmiş bunlar” diyor Suriyeliler’in “Ne kötü” insanlar olduğunu ispatlamak için. Güya bebekleri düşünüyor. Ah ne dertlenmiş bebeklerin mamalarına madrabaz. İnce hesaplanmış küflü bir iftirayı alıp, biraz üfleyip başlıyor satmaya. Almanlar’ın işkenceci subayları, “Yahudiler, bebekleri iğneli fıçılarda döndürüp süzülen kanını içiyor” diye anlatınca elleri patlayana kadar alkışlayan partizanları gibi bu şeytanın da fanatikleri var. Orwell’ın 1984 adlı romanındaki “nefret gecelerinde” olduğu gibi, güya Suriyeli bebeklere üzüldükleri için Suriyeliler’e sövüp rahatlıyorlar.

Bu yeter mi iblise, tatmin olur mu, doyar mı? Yetmiyor…

Elinde bin yıllık lanetli cımbızıyla, istismar edebileceği ne kadar kılçık varsa toplayıp, şişire şişire satmaya başlıyor. “Bunlar barbar, bunlar kavgacı, bunlar uyumsuz, bunlar eğitimsiz, bunlar suçlu… Bunlar… Bunlar…” diyerek hiç durmadan sıralıyor.

Bu yeter mi iblise, tatmin olur mu, doyar mı? Yetmiyor…

İblis ve veletleri oturmuş, doğan Suriyeli bebekleri saymışlar. Nesil devam edecek, Esed denilen barbar katilin soykırımına karşı mücadele ediliyor diye sevinmek yerine, “Yahu bunlar doğuruyor” diye çığlık atıyor. “Boşuna öldürüyoruz” diye üzülmüş yani.

Almanlar’ın, Türkler için söylediğinin aynısını söylemeye başladık Suriyeliler’e. Türkiye’nin 12 farklı ülkeden 1.200.000 göç aldığını unuttuk. Anadolu’nun göçle kurulmuş olduğunu unuttuk. Çünkü şeytan öyle bir anlattı ki, sanki bize bir masrafı olacakmış, cebimizden para çıkacakmış zannediyoruz. (Öyle olsa ne olur ayrıca, sırf paradan dolayı istemiyoruz, diyecek insanlar mıyız biz?) TOKİ bedavaya ev dağıtacak diye ısrarla yalan söylüyorlar.

İşsizler var, diyorlar. Hadi nüfusu azaltalım bakalım ne olacak? İşsiz insan sayısı kadar azalırsak ne olur mesela, biter mi işsizlik. Aynı oranda devam eder hatta artar bile. Çünkü mesele insan sayısı değil, kapasitenin büyümesi ve küçülmesidir.

Hasılıkelam; dünyanın hiçbir ırkçısı çizgi filmlerdeki gibi, sırf kötülük olsun diye kötülük yapmaz. Hepsinin mantıklı, rakamlara dayalı açıklamaları vardır. Hepsi vatanlarını çok düşündüğü için, hatta mecbur kaldığı için böyle yaptıklarını açıklar. Hatta aralarındaki akıl hastaları hariç hiçbirisi ırkçı olduğunu kabul etmez. Makul olan, mutedil olan, onurlu olan, tarihe geçen, tarih yazan, tarihi yazan, “Büyük Anadolu” adım adım ırkçılık uçurumuna gidiyor, şeytanın açıklamalarıyla…

Diriliş Postası