İsrail'le gizli anlaşma yaparak Kültür Bakanı Hüsnü'nün UNESCO başkanı olmasına 'onay' alan Mısır'ın vereceği karşılığı merak ediyoruz

Haaretz önceki gün şu haberi yayımladı: “İsrail, Mısır Kültür Bakanı Faruk Hüsnü’nün UNESCO başkanlığına seçilmesine karşı itirazını çekmeye onay verdi... Bu onay, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’le İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 11 Mayıs’ta Şarm el Şeyh’te yaptığı görüşmede varılan anlaşmanın meyvesi.” Haberi yazan Barak Ravid Hüsnü’nün geçmişte ‘gücü yeterse Mısır kütüphanelerindeki İsrail kitaplarını yakacağı’na dair sözlerine yer veriyor ve İsrail’in UNESCO başkanlığıyla ilgili kararının Mübarek’le Netanyahu’nun yaptığı gizli bir anlaşmanın parçası olduğunu ekliyor. Netanyahu’nun hükümetinin tutumunu değiştirmek için ne gibi bir karşılık elde ettiği bilinmiyor, ancak İsrail başbakanlık ofisinden üst düzey bir yetkili, anlaşmanın karşılıklı olduğunu ve Mısır’ın başka adımlarla karşılık vereceğini açıklamış. Ravid, İsrail’in nihayetinde kendi çıkarlarına yarayacağına ikna olmasaydı böyle bir adımı atmayacağını da ekliyor.

Ben-Eliezer ‘dost’ diye tanıtıldı!

Haaretz’e konuşan üst düzey İsrailli yetkilinin açıklamalarına göre, Mısır somut ve İsrail’in lehine bir karşılık verecek. Bir diğer ironik gözlem de, İsrail’in Hüsnü’nün parlamento tartışması sırasında sarf ettiği sözlerin kefaretini, İsrailli müzisyen Daniel Barrenboim’i Kahire Opera Evi’nde bir konser vermeye çağırması sonrası ödediğini unutmamış olması. Bu konsere Mısır’da kültür camiasının önemli isimlerinin çoğu davet edilmişti. Bu durum sadece bakanın değil, İsrail’le ilişkilerin doğallaşmasına karşı çıkan aydınların çoğunun uzlaşması ve özür dilemesine yorulabilirdi.

İroni, Netanyahu’nun Şarm el Şeyh’te Hüsnü’yle ilgili anlaşmayı imzaladığında, beraberinde getirdiği sanayi bakanı Binyamin Ben-Eliezer’i başkana ‘eski bir dost’ olarak takdim etmesi. Bu ‘eski dost’, 1967’de Mısır komando birliğinden 250 askeri öldüren İsrail ‘Shaked’ birliğinin komutanıydı. İsrail televizyonunun Mart 2007’de yayımladığı ‘Shaked’in Ruhu’ adlı belgeselde bu suç kanıtlandı. Belgeselde, Mısırlı askerlere ateş edilme sahneleri yer alıyor. Film Mısırlıları öfkelendirmiş ve hükümeti sıkıntıya düşürmüştü. Mısırlı askerleri öldüren birliğin komutanı olması nedeniyle Ben-Eliezer’e karşı ‘akıbeti bilinmeyen’ altı dava açıldı. O sıralarda Ben-Eliezer’in Ehud Olmert hükümetinin bakanı olarak yapması kararlaştırılan Mısır ziyareti iptal edilmişti. Mısır dışişleri bakanının İsrail dışişleri bakanına sert bir mesaj gönderdiğini, sonrasında ziyaretin iptal edildiğini ve Mısır’ın bu suça karşı sustuğunu okuduk. Şimdiyse bu adamı bir dost olarak kabul etti!

Mısırlı esirlerin öldürülmesi dosyasını kapattığımızı ve ardından İsrail kitaplarıyla ilgili söylediği birkaç kelimeye karşın kültür bakanına göz yumacak bir anlaşmayı Şarm el Şeyh’te imzalayan heyetin içinde katillerden ileri gelen birini karşıladığımızı gördüğüm zaman utanıyorum. Bakanın ihtiraslarının 250 Mısırlı askerin kanından daha değerli hale gelmesi akıl kârı mı? Bu anlaşmada ödenen bedeli öğrenmek, Mısırlı askerlerin katilinin nasıl dosta dönüştüğünü anlamak hakkımız değil mi? Ustelik bu adamın bize karşı işlediği suçun zaman aşımıyla düşmeyeceği biliniyor. (Katar gazetesi Şark, 27 Mayıs 2009)

RADİKAL