Eyüphan Kaya’nın konuyla ilgili İnternethaber sitesinde yayınlanan “Göreve Dönüş İçin KHK Bekliyoruz!” başlıklı yazısı şöyle:

Hafızanızı yoklayın Cumhurbaşkanımız bu FETÖ örgütü için; tepesi ihanet, ortası ticaret, tabanı ibadet demişti. Her nedense KHK’lardaki ihraçlara baktığımız zaman maalesef en çok ibadet kesiminden isimler listelerde boy boy yer alıyor.

İhanet ve ticaretten bazı kimseler alınsa da birçoğu hala işinin başındadır. Buyurun Dicle Üniversitesinde ve Kamu Hastaneleri Birliği yöneticilerinden bakın kaç FETÖ mensubu göreceksiniz. FETÖ olup, Medeniyet üniversitesine geçenler bile olmuş.

Şimdi soruyorum Allah aşkına bir örgütün yönetim kadrosunda yüz binlerce kişi olabilir mi?

17-25 Aralık sürecine kadar devletin çarkını yasal ölçüler içinde döndüren bir hareketin sağında solunda yer alan ne kadar devlet çalışanı varsa nerdeyse hepsi ihraçla cezalandırılıyor.

“Devletin işine karışılmaz” diye bir ifade var ama bu da bir yere kadar. Ortada bir yanlışlık var, bir örgütün içinde öyle ya da böyle yer alan her kese aynı ceza vermek ne derece doğrudur acaba?

Ben birkaç ihraç ve mağdurun adını vereceğim.

Hamit Bilici; Diyarbakır’da öğretmenlik yapan, adam gibi adam, bir kanaat insanı. Güvenilir ve başarılı bu insan düne kadar açığa alınıştı, ben bazen espri yaparak “Devlet galiba bazılarına zorunlu tasarruf yaptırıyor” diyordum, onun tanıyan, bilen herkes ilk KHK’da vazifesine dönecek diye bir beklenti içindeyken ihraç edildi.

Ömer Kırmızıçiçek; Hazreti Süleyman Camii imamı, Diyarbakır’da görevden alınan imamlardan il Müftülüğünün hayıflandığı iki imam-hatipten biri o, diğeri Hasan Burak’tı. Hasan Hoca elhemdulillah görevine döndü ama Ömer Kırmızıçiçek’in durumu hala düzeltilemedi.

İbrahim Evirgen; Emekli İngilizce öğretmeni Reşha kolejinde sözleşmeli olarak çalışıyordu. Okul kapanınca çalışan öğretmenlerin de lisans diplomaları iptal olup, çalışma imkanı ellerinden alındı, aylardır komisyon bir türlü onlarla ilgili ne olumlu, ne de olumsuz bir karara vardı.

Bu üç ismin kulaktan duyma istihbarat ve ifadelerle cezalandırılmaları ne derece doğrudur size soruyorum. Ayrıca bu örnekleri çoğaltmak da mümkündür. Askeriyede, zabıt katipliğinden, polislikten… var da var.

Peki Bank Asya ve Aktif Eğitimsen mağdurlarına ne demeli? Bir an evvel bu konuda adil bir karar vermek lazım. Bazı vatandaşlarımız da 15 temmuzun o vatan hainlerini göstererek “Ne mağduru ne hali, mağdur arıyorsanız gidin şehitleri, gazilerin ailelerini görün” diyorlar. Aynen öyle de, o gece meydanlarda olan kimselerden de bazıları görevinden oldu buna ne diyeceğiz dostlar?

Binlerce kişinin görevine dönmesi için yeni bir KHK bekliyoruz. Yeni kurulan yedi kişilik komisyonun maksimum bir performansla ve cesaretle çalışmasını bekliyoruz.

Bu sıkıntıların ucu Ak Partiye dokunuyor. Yani galiba FETÖ elemanları giderayak bir gol daha atmak için bu fırsatı kullanıyorlar.

Babamın bir sözü var; “Devletin gözleri görmüyor, fakat kulakları iyi çalışıyor.” Yani birileri sizi şikayet etti mi vay halinize.

Benim de başıma gelmiş; Diyarbakır eski Valilerinden Mustafa Toprak ayrılmasına bir hafta kala insani yönünü ele alan bir yazı köşeme aldım ve dedim ki, “senin bu insani meziyetlerin var, sahiplenirsen kıyamet günü kurtulma ihtimaliniz artar.” Allah var, beni aradı teşekkür etti, daha sonra güneydoğu güncel gazetesi genel yayın yönetmeni Volkan beye söylüyor, “Ya ben bu Eyüphan Kaya’yı BDP’li biliyordum, değilmiş” diye.

Artık kim kulağına ne fısıldadıysa. İşte mesele bu kadar basit Allah’a şükür ki iki yıl önce emekli oldum, hele bana kim ne iftira edecekti.

Vebal ağırdır arkadaş, bugün dünya yarın ahrettir. Hepimiz yüce Allah’a hesap vereceğiz unutmayalım. Birilerine şirin görünmek, hile hurda yaparak birilerini işinden aşından etmek, hainler sınıfına koymak kolay işler değildir.

Allah kolaylık versin, sabır versin, karar vericilere cesaret ve feraset nasip etsin.

Amin demeniz dileğiyle.