1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Kuyruklu Yalan Medyası
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

Kuyruklu Yalan Medyası

20 Haziran 2013 Perşembe 08:14A+A-

Uluslararası çapta bir televizyon kanalı olan ve kendini de CNN International olarak adlandıran kanalın Kazlıçeşme’deki mitingi “hükûmet karşıtı gösteri” olarak verdiği haberini ilk duyduğumda inanmamıştım. “Bu kadarını da yapmaz herhalde, böyle bir şey yapmak çok saçma olur. Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin Tahran’da yaptığı konuşmanın Suriye’yle ilgili kısımlarını ters yüz ederek tercüme edenlerin durumuna düşerler. Çünkü bütün dünya medyası işin doğrusunu verecek mecburen. Dolayısıyla böylesine saçma bir iddiada bulunanların mumları bu gece yatsıdan önce sönecektir” demiştim. Ama işin aslını internetten öğrenince inanmak zorunda kaldım ve tabii hayret ettim.

Başbakan Tayyib Erdoğan konuşmasında “Türkiye’nin fotoğrafını görmek isteyen varsa fotoğraf burada. Uluslararası medya hadi bakalım bunu da gizle! BBC, CNN hadi bunu da gizle! Günlerdir dünyaya yalanlar söylediniz” demişti. Gördün mü nasıl gizliyormuş! Bırak gizlemeyi sana destek için toplananları, seni protesto etmek amacıyla toplananlar olarak yansıtıyormuş. “Arsızlığın bu kadarına da pes!” diyebilirsin, ama maalesef gerçek bu. “Uluslararası medya” olarak tanımladığımız yayın organlarını aslında “uluslararası emperyalizmin ve siyonizmin medyası” olarak tanımlasak daha isabetli olur.

CNN’in bu haberi bana birkaç yıl önce Şam’da tanıştığım ve papaz olduktan sonra İslâm’ı seçerek İsrail Komis Duı Santos olan adını Hacı İsmail olarak değiştiren Brezilyalı Müslümanın aktardığı bilgiyi hatırlattı. Bu zat Şam’a gelmeden önce, babasının arkasına sığındığı sırada işgalci siyonist askerler tarafından öldürülen Muhammed Cemal ed-Durre adlı çocuğu yahudi, onu öldürenleri de “Filistinli teröristler” olarak bildiğini söylemişti. Uluslararası siyonizme hizmet eden medya sadece ABD’de değil güneyiyle kuzeyiyle bütün Amerika kıtasındaki halklara olayı böyle yansıtmış ve işin aslını öğrenme imkânı olanlar bile yalana inanmıştı. Şimdi de aynı medya organları söz konusu cinayette öldürülenin ve saldıranın kim olduğunu bilenleri kandırmak için böyle bir olayın hiç yaşanmadığını, tamamen kurgu olduğunu iddia ediyor.

Hamas heyeti Türkiye’ye gelmeden önce Kahire’deydi ve Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yle görüşme yaptı. Heyetin Kahire’de kaldığı otelin Hamas’ın Mısır’la ilgili atağından rahatsız olanlar tarafından kuşatıldığı ve polisin heyet üyelerini başka bir otele naklettiği haberi yayıldı. Ne kadar ilginçtir ki Türkiye’de İslâmî kesimin itibar ettiği ve muhafazakâr diye bilinen bazı web sitelerinde de bu haberin aynen yer aldığını gördüm. Oysa öyle bir hadise, yani otelin kuşatılması ve Hamas heyetinin bir başka otele nakli işlemi gerçekleşmedi. Ama kuyruklu yalan medyası, yaşananları değil temenni ettiğini, olmasını arzuladığını haber yaptığından böyle bir iddiayı etrafa yaydı. Türkiye’de onların yalanlarına balıklama dalanlar da hemen haber yaptılar. Kazlıçeşme’deki mitingi hükûmet karşıtı gösteri olarak yansıtabilecek derecede uzun kuyruklu yalanı yayınlayabilen medyanın gerçek yüzünü artık görmüş olmaları ve Filistin’deki İslâmî hareketi yıpratma amacı taşıyan saçmalarına da ihtiyatlı yaklaşmaları gerekmez mi?

Bilindiği üzere “uluslararası medya” diye bilinen, ama aslında adının “kuyruklu yalan medyası” olması gereken yayın organları şimdiye kadar kendilerini sürekli “ciddi, tutarlı ve objektif” diye yutturdular. Zaten sahtekârlıkları ve yalancılıkları da buradan başlıyor. Ama ne yazık ki Türkiye’de yaşanan son olayları dünya kamuoyuna yansıtırken izledikleri politikanın yakından görülmesine kadar yerel medya organları onların bu iddialarına itibar ettiler. Özellikle İslâmî oluşumlarla ilgili gelişmeleri onların kendi kaynaklarında verilen bilgilere, kendi resmî açıklamalarına bakmadan “kuyruklu yalan medyası”nın saçmalarından öğrendi ve bu saçmaları kendi takipçilerine de aynen yansıttılar.

Bu uluslararası yalan ağının saçmalarından ve asılsız haberlerinden en çok zarar gören de Filistin halkı, bu halkın haklarını talep eden direniş hareketleri ve özellikle de İslâmî hareket oldu.

Kuyruklu yalan medyasının son dönemde “sosyal medya” adlı mekanizmayı da iyi kullandığı ve ondan yararlanarak bazen tahrik amaçlı yalanları çok hızlı bir şekilde yaymayı başarabildiği görüldü.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT