1. YAZARLAR

  2. Leyla İpekçi

  3. ‘Kutsal Kitabın Değişmezliği’
Leyla İpekçi

Leyla İpekçi

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Kutsal Kitabın Değişmezliği’

29 Mayıs 2009 Cuma 17:11A+A-

Kâinatın sözünü işitebilmek için her birimiz kendi meşrebimizce çeşitli yöntemler geliştiriyoruz. Vahyin değişmezliğini, ilahi kelamın yorumlanışındaki ‘değişir’lerden bağımsız olarak kabul etmemizi isteyen yine vahyin kendisidir. (“Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.” Yunus Suresi 10:64)

Eski ve Yeni Ahit’te yer alan birçok bap’ta, ‘ahir zaman peygamberi’nin geleceğine dair sözler olduğunu, Ferda Balancar bana Daniel Wickwire’ın kitabını (Yahudi, Hıristiyan ve İslam Kaynaklarına Göre Kutsal Kitabın Değişmezliği) verene dek yalnızca İslami kaynaklardan okumuştum.

Özellikle Yuhanna İncili’ndeki kimi bap’lar vahyin derinlere indikçe açılan anlam katmanlarına, tıpkı ‘kıyısız bir okyanus’a dalarcasına dalmış Müslümanlar tarafından çağlar boyu yorumlanmış, tartışılmış, kimi zaman ‘tahrifat’ önkabulüyle yaklaşıldığında bile bir kenara itilmemiştir. Zaten Hz. Muhammed’in (sas) ‘peygamberler mührü’nü kendinde toplamış olduğunun kanıtını başka nerede arayabilirlerdi ki en ‘sahih’ biçimde?

İbn Kuteybe’den İbn Arabi’ye, Teymiyye’den Cısri’ye, Sühreverdi’den İmam Sa’leb’e, Avni Konuk’a, İbn Hişam’a dek çağlar boyunca yorumlanan Yuhanna İncili’ndeki kimi ifadelerle ilgili alıntıları başka bir yazıya bırakıyorum. Bu yazıda ise Kitabı Mukaddes’te İslami kaynaklara göre Hz. Peygamber’den bahsedildiği dile getirilen diğer bap’lardan bazılarına yer vermek istiyorum.

Böylelikle, ‘din âlimi’ olmayan biz sıradan insanlar için Kitabı Mukaddes’in çeşitli yerlerinin Wickwire’ın ifadesiyle ‘gizlenmesi, unutulması, bilinmemesi, inanılmaması, inkâr edilmesi, yanlış aktarılması veya yanlış yorumlanması’ durumu Kitabı Mukaddes’teki bap’ların kasti olarak ‘tahrif’ edildiği anlamına gelmeyeceğini duyumsarız belki.

Ve bu sayede Markar Esayan arkadaşımın haklı vurgusu önüne hep birlikte geçebiliriz: Markar dünkü yazısında, İsa Mesih’in bir sözüne başvurmak için İncil’den bahsediyordu. Ancak, kimi zaman farkında olarak ya da olmayarak ima ettiğimiz ‘tahrif edilmiş’ İncil sözlerini kullanarak yapmıştı alıntısını. Umarım onun bir Hıristiyan olarak bu ‘tahrifat’ önkabulünden duyduğu rahatsızlığı bir nebze olsun gidermiş oluruz.

***

“Onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım; ve sözlerimi onun ağzına koyacağım; ve ona emredeceğim her şeyi onlara söyleyecek.” (Tesniye 18:15) “Gerçek Musa demiştir: Rab Allah size kardeşleriniz arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak; bütün şeylerde, size her ne söylerse, onu dinleyeceksiniz.” (Resullerin İşleri 3:22-26)

Bunlara paralel olarak, Hz. Muhammed’in (sas) yükümlülükleri kimi ayetlerde şöyle belirtilir nitekim: “Peygambere düşen yalnız açık bir tebliğdir” (Ankebut 29:18) “O arzusuna göre konuşmaz” (Necm 53:3)

“De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (Ahkaf 46:9) “Eğer yüz çevirirlerse bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır.” (Şura 42:48)

Kitabı Mukaddes’e dönelim yine: “İşte kendisine destek olduğum kulum; canımın kendisinden razı olduğu seçme kulum; Ruhumu onun üzerine koydum; milletler için hakkı meydana çıkaracaktır. Bağırmayacak ve sesini yükseltmeyecek ve onu sokakta işittirmeyecek. Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek; hakkı hakikate erdirecek.” (İşaya 42:1-4)

“Rab Sina’dan geldi, ve onlara Seir’den doğdu, Paran dağından parladı.” (Tesniye 33:1-2) Bu bap’ı Cısri, Risale-i Hamidiyye’sinde şöyle yorumlar: “Sina’da teveccüh etmesi Hazreti Musa ile doğrudan konuşması anlamına, Sair’de tecelli etmesi Nasıra’ya bağlı Sair nahiyesinde Hazreti İsa’ya indirdiği İncil anlamına, Mekke’nin eski isimlerinden olan Faran (Arapça’da p’ler f olur) dağında zahir olması da Kur’an-ı Kerim’in inzali anlamına geliyor.”

“Ve Yahya Ben Mesih değilim diye ikrar etti. Onlar da kendisinden sordular: Öyle ise ne? Sen İlya mısın? Ve Yahya değilim dedi. Sen O peygamber misin? Yahya hayır diye cevap verdi.” (Yuhanna 1:20-21)

“Ve kitap okumayı bilmeyen bir adama: Rica ederiz, bunu oku diye verilir, o da: Okuma bilmem der.” (İşaya 29:12) Nitekim, çağlar sonra, ‘oku’ diye başlayan ilk vahyi işittiğinde, Muhammed (sas) okuma bilmem diyerek Cebrail’in komutunu önce yerine getiremez.

İncil’deki İsa’ya atfedilen şu sözlerin paralelliğiyle bitirelim: “Size söyleyecek daha çok şeylerim var, fakat şimdi dayanamazsınız. Fakat O, Hakikat Ruhu gelince size tüm hakikate yol gösterecek. Zira kendiliğinden söylemeyecektir. Fakat her ne işitirse söyleyecek, ve gelecek şeyleri size bildirecektir. O beni yüceltecektir. Çünkü benimkinden alacak ve size bildirecektir.” (Yuhanna 16:12-14)

TARAF

YAZIYA YORUM KAT