1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Kültürel iktidar meselesi üzerine kafa yormak...
Kültürel iktidar meselesi üzerine kafa yormak...

Kültürel iktidar meselesi üzerine kafa yormak...

Mehmet Garip Tanyıldızı, kültürel iktidar kavramı etrafında verimli tartışmalar yapılabileceğini öne sürüyor.

12 Şubat 2024 Pazartesi 15:30A+A-

Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam

Kültürel iktidar ne ola ki?

"Kültürel iktidar kimde?" tartışmalarının meseleyi konuşmayı zorlaştıran müphem bir boyutu var.

Adı "kültürel" kendi ideolojik olan bu tartışmada "kültür" ve "iktidar" kavramları ile neyin kastedildiği sorusunun karşısında koca bir soru işareti bulunuyor.

Yeterince kompleks bir fenomen olan iktidar mefhumunu bir kenara bıraksak dahi "kültürün ne'liği" problematiği tek başına bir belirsizlik oluşmasına neden oluyor.

Toplumların birikimsel olarak edinimlerinin bütünü olarak kültür, bu tartışmanın öznesi de nesnesi de değil.

Çünkü eğer toplumun kültürü anlamında bir iktidardan söz ediliyorsa, bu daha ziyade dokuya hangi rengin hâkim olduğu belirleyici olurdu.

Türkiye toplumuna hangi rengin hâkim olduğuyla ilgili gelenek ve modernleşme bağlamında tartışılabilir.

Ancak cari tartışmada bağlam toplumsal kültür yerine "kültür ve sanat" faaliyetlerindeki etkinlik oranına daha fazla oturuyor.

Yani "kültürel iktidar" kavramsallaştırmasındaki "kültür" ilk anlamıyla yer almıyor.

Bu da tartışmayı toplumsal bir zeminden çıkartıp ideolojik elitlerin ve kampların mücadele alanına oturtuyor.

Kültürel iktidarın kendilerinde olduğunu öne süren ideolojik elitler, "kültür ve sanat" alanındaki hâkimiyetin "emek ve çaba" ürünü olduğu vehmiyle "üstünlük" halüsinasyonu yaşıyor.

Oysa Türkiye'nin tarihsel sürecinde yaşanan epistemolojik kopuştan sonra elle tutulur derecede otantik bir "kültür ve sanat" faaliyetinden söz etmek mümkün değil.

Modern Türkiye tarihinin ideolojik elitleri, kah gönüllü kah maruz kalarak içine daldıkları Batılılaşma yolculuğunda, diğer alanlarda olduğu gibi "kültür ve sanat" alanında da mukallitliğin ve ithalatçılığın ötesine geçemediler.

Buna popüler kültür taşıyıcılığını da ilave etmemiz gerekiyor.

Ancak, farklı ideolojik kesimlerden kısmi ve bireysel olarak ortaya konan ürünlerin büyük bir hacim kaplamadığını göz önünde bulundurursak, bu konuda ne bir kültürden ne bir sanattan ne de bir iktidardan dem vurmaya kimsenin yüzü olduğunu söyleyemeyiz.

HABERE YORUM KAT