1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Kana Doymayanların İştahı
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

Kana Doymayanların İştahı

16 Aralık 2016 Cuma 08:59A+A-

 

Halep’te siviller eğer ki kendilerini güvence içinde hissetselerdi, onlara gerçek anlamda bir can güvenliği sağlansaydı, bölgede kontrolü ele geçiren rejim güçlerinin ve Şii milislerin bir katliam yapmayacağından emin olsalardı kendilerinin tahliye edilmelerini istemezlerdi. Etraflarındaki kuşatmanın kaldırılmasını ve evlerinde güven içinde yaşamak isterlerdi.

Ama ne yazık ki bu güvence gerek rejim güçleri ve onlara destek veren Şii milisler ve gerekse uluslararası mekanizma tarafından sağlanmadığı, ölüm tehdidi çok tehlikeli boyutlarda olduğu için evlerini terk ederek başka yerlere götürülmek istiyorlar.

Bu realite, rejim güçlerinin Halep’te kontrolü ele geçirmelerine içeride kuşatma altında tutulan halkın sevindiğine dair göstermelik manzaraların ne kadar uydurma ve kurgu olduğunu da çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Baas rejimi, baskı altına aldığı ve insanların kendi özgür iradelerine göre hareket etmelerini engellediği yerlerde bu tür manzaraları daha önce de elde edebiliyordu. Bu gerçeği bilenlerin yine aynı baskı altında elde edilen kurgusal manzaraları halkın sergilediği tavır gibi piyasaya sürmelerine şaşırıyorum.

Ateşkeslerin öncelikli amacı ölüm tehdidiyle karşı karşıya olan sivil halkın tasfiyesidir. Fakat kana doymayanların kabaran iştahları buna müsaade etmek istemiyor. O yüzden ateşkes anlaşmalarını sürekli ihlal ediyor, sivilleri tahliye etmeye çalışan araçlara saldırıyor, bu araçların can güvenliği için dışarı çıkmak isteyen savunmasız insanları götürmesine fırsat vermek istemiyorlar. Çünkü kana doymamışlar bir türlü. Fırsatı yakalamışken bir süre daha katliam yapmak, insanları vahşice katletmek istiyorlar.

Bunu başarabilmek için de ateşkesin uygulanmasında önce silahlı milislerin çıkarılmasında ısrar ediyorlar. Çünkü silahlı milislerin kendilerine karşı şehir içinde sokak çatışmalarına giremeyeceklerinden emin olmak istiyorlar. Silahlı güçlerin tamamen tahliye edilmesinden sonra ise sivil halkı adeta bir rehine gibi ellerinde tutmak, kana doymayan iştahlarına biraz daha kan vermek, biraz daha katliam yapmak amacındalar.

Direnişçiler de bunun farkında olduklarından ve katillerin niyetlerini keşfettiklerinden önce sivillerin tasfiyesini istiyor ve kendileri ölüm tehdidiyle karşı karşıya olan sivil halkın ya güvenli bir yere aktarılmasından veya ihlal edilmesi mümkün olmayan kesin bir güvence sağlanmasından sonra çıkmak istiyorlar. Katillerin sivillerin tahliyesini engellemek veya zorlaştırmak amacıyla sürekli ateşkes anlaşmalarını ihlal etmelerinin özünde işte bu mesele var.

Aslında katiller Halep’te kendilerini istemeyen sivil kitleyi de istemiyorlar. Onların evlerini boşaltmalarından ve evlerini, iş yerlerini ve diğer mülklerini kendilerine bırakmalarından memnun olacaklar. Fakat birinci olarak aylardan beridir sürdürdükleri kuşatmanın ardından iyice kabaran katliam ideallerini gerçekleştirmek ve biraz daha kan dökmek istiyorlar. İkinci olarak da savaşın henüz bitmediğini, başka yerlerde kendilerini uğraştırdığını bildiklerinden sağ bıraktıklarını da ellerinde rehine gibi tutmak, başka yerlerde kan kaybettiklerinde intikamını ellerinde rehin tuttukları sivil halktan almak istiyorlar.

Bütün bunlar gösteriyor ki Halep’te kana doymayan katillere esir düşen yüz binler çok ciddi bir tehdit ve tehlikeyle karşı karşıyadır. Bu tehdit ve tehlikenin bertaraf edilebilmesi için bütün İslâm âleminin ve insana değer veren bütün insanlığın harekete geçmesi gerekir.

Yeni Akit

YAZIYA YORUM KAT