1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Kahramanmaraş’da “Batı’nın İki Yüzü” konuşuldu
Kahramanmaraş’da “Batı’nın İki Yüzü” konuşuldu

Kahramanmaraş’da “Batı’nın İki Yüzü” konuşuldu

Kahramanmaraş Rahle-Der’in daveti üzerine Doç.Dr. Celal Kurşun “Batı’nın İki Yüzü: Beyaz Adamın Zulmü” konulu seminer verdi.

02 Şubat 2023 Perşembe 19:44A+A-

Akademik araştırmalar için gittiği Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ve ABD’de edindiği gözlemlerini, bölgenin sosyo-politiğine ve emperyal geçmişine değinerek tarihi olgular üzerinden değerlendiren Kurşun, aynı zamanda ABD özelinde “anglo-sakson” yayılmacılığının ve ırkçılığının nasıl tezahür ettiğini güncel örneklerle dinleyicilere aktardı.

Kurşun konuşmasında; “Beyaz Adam’ın” bazı yönlerini etraflı analiz edebilmemiz gerekiyor ki Batı’nın mantalitesini daha iyi anlayalım. Oturduğumuz yerden sadece “Batı’ya küfrederek” gerçekleştirilen bir tepkisellikten ziyade Batı’yı artı ve eksi yönleriyle iyi analiz ederek Batı zihniyetine karşı daha sahih bir konum almamız mümkündür.”

“Kristof Kolomb 1492’de Amerika’ya adım attığında 27 milyon olan Kızılderili nüfusu 1892’de 1,5 milyona düşmüştür. Bu olgu beyaz adamın emperyal zihniyetini gözler önüne sermektedir. Çünkü Amerika’nın Beyaz Adam’ı olarak tabir ettiğimiz o dönemin işgalcileri kendi ırklarının dışındaki toplumları yani Kızılderili’leri insan olarak görmemiştir. Onlara göre beyaz olmayan insanlar kendilerine hizmet etmek için yaratılmış mahluklardır. Beyaz Adam’ın gittiği yerleri sömürmek adına kendilerine meşru bir sebep olarak vehmettiği bu yaklaşımı onun hastalıklı zihniyetlerinin en bariz göstergelerinden birisi olsa gerektir. Şu an Amerika’da yüzyıllık katliamların neticesinde neredeyse hiç göremeyeceğimiz kadar bir Kızılderili nüfusu kalmıştır.24 Eylül 1893 yılında Minnesota eyaletinde her öldürülen Kızılderili için 200 dolar ödül vaat edilen bir ilan asılmıştır. Ayrıca bu ilan üzerinde “En iyi Kızılderili ölü Kızılderili’dir” şeklinde de bir ibare geçer. Bu örnek Beyaz Adam’ın işlediği cürümleri gösteren onlarca tarihi vesikadan sadece bir tanesidir. Tüm bunlara binaen Batı’ya dair okumalarımızda ve analizlerimizde beyaz adamın bu ırksal ve emperyal yaklaşımını görmeyen her Batı tanımlaması nakıs kalacaktır.”

Kurşun konuşmasının devamında; “Devam eden süreçte Beyaz Adam özellikle 16-18. Yüzyıllar arasında Afrika’dan gemiler dolusu siyahi insanları iş güçlerinden yararlanmak ve kendilerine köle yapmak suretiyle Amerika’ya getirmiştir. O dönemde Trans-Atlantik köle taşımacılığı sonucunda 23 milyonluk Amerika nüfusunun yaklaşık 3,5 milyonunu siyahi köleler oluşturur. Amerika’nın kurucuları arasında isimleri geçen George Washington, James Madison ve Thomas Jefferson gibi isimler o dönemde birçok kölesi olan yöneticilerden sadece bazılarıdır.”

“1861’de,dönemin ABD başkanı Abraham Lincoln (1809-1865) köleliği kaldıracağına dair bir konuşma yapar ve ülkenin 13. Anayasasında bu vaadini gerçekleştirir. Bu dönemde kuzey eyaletleri sanayileşme sürecine girmiştir ve bu eyaletler için köleliğin büyük bir sorun teşkil etmez. Ancak ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanan ve siyahi kölelerin iş gücünden yararlanan 11 güney eyaleti köleliğin kaldırılmasına karşı çıkarak bağımsız bir konfederasyon devleti kurduklarını ilan ederler. Bu olayların neticesinde ABD tarihinin en büyük iç savaşı patlak verir ve yaklaşık iki yıl süren bu savaşta 750 bin kadar insan hayatını kaybeder. Bu iç savaş, Gettysburg Muharebesi’nde (1-3 Şubat 1863) kuzey birliklerinin (union güney eyaletlerini (konfederasyon) mağlup etmesiyle neticelenir. Bu iki yıllık süre zarfı aynı zamanda ABD tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisidir. Bu savaşlar neticesinde 1865 yılında ABD’de siyahi köleler nispi bir özgürlük elde ederler. Ancak devam eden süreçte ABD’de kölelik tartışmaları son bulmaz ve19. Yüzyılın sonlarında güney eyaletleri; siyahilerin elde ettiği insani, ekonomik ve politik haklara karşı Jim Crow yasalarını çıkartarak köleliğin üstü kapalı da olsa devam etmesinde ısrarcı olurlar. Jim Crow yasaları neticesinde özellikle güney eyaletlerinde siyahiler ciddi manada ırkçılığa ve ikinci sınıf vatandaş muamelesine maruz kalırlar. ABD’de siyahi insanların gerçek anlamıyla özgürlüğüne kavuşmaları ancak Martin Luther King ve Malkolm X gibi siyahi aktivistlerin çabaları neticesinde 1960’lı yıllarda söz konusu olabilmiştir.”

“1960’lı yıllardan sonra ise siyahiler nispeten daha iyi yaşam koşullarına sahip olsalar da sosyal hayatta maruz kaldıkları ayrımcılıkların tam anlamıyla bittiğini söyleyemeyiz. George Floyd, Freddie Gray gibi siyahi vatandaşların polisler tarafından vahşice öldürülmeleri ve siyahilere yönelik şiddetin aralıklarla devam etmesi, Beyaz Adam’ın hastalıklı zihin kodlarından tam anlamıyla arınamadığını göstermektedir. Beyaz Adam şuan geçmişte işlediği cürümlerin kefaretini siyahilerden ve kızılderililerden özür dileyerek ve onlara kamu hayatında bir takım ayrıcalıklar tanıyarak ödemeye çalışmaktadır.”

“Amerika’nın günümüzdeki durumuna gelecek olursak ABD kendi iç sisteminde yaşadığı tüm bu serencamların ötesinde hukuk ve özgürlüğü ciddi manada tesis edebilmeyi başarmıştır. Günümüzde ABD’de bir insanın inancından ya da kimliğinden ötürü ayrımcılığa maruz kalması büyük oran minimize edilmiştir. Ancak ABD bu müsamahayı çıkarlarının zedelenmediği noktalarda gösterebilmektedir. Zira gerek dış politikadaki emperyal tutumunda gerekse de Hispanic göçmenlere (Latin kökenli) yönelik ırkçı yaklaşımlarında eski zihin kodlarının hala geçerli olduğu görülmektedir. Bu da Batı dünyasının ikiyüzlülüğünü gözler önüne seren olgulardan bir tanesidir. Batı sahip olduğun kanlı tarihinin neticesinde kazandığını iddia ettiği insani hak ve değerleri, çıkarlarının çatıştığı noktalarda göz ardı edebilmektedir. İzzetbegoviç’in şu sözü Batı’nın mantalitesini olanca açıklığı ile gözler önüne sermektedir. “Bunu hiç unutma evlat! Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır. Bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.”

Sunumun akabinde soru-cevap faslı gerçekleştirildi. Dinleyicilerden gelen soruların ardından program sona erdi.

celalkursun2.jpg

Haber & Foto: Muhammed Faruk Zengin

HABERE YORUM KAT