1. YAZARLAR

  2. Fatma K. Barbarosoğlu

  3. Kahire-Pendik Hattı'nda kısa bir gezinti
Fatma K. Barbarosoğlu

Fatma K. Barbarosoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Kahire-Pendik Hattı'nda kısa bir gezinti

09 Haziran 2009 Salı 07:21A+A-

I-Kahire'de Obama

Mayınlı tartışmalar yerini Obama romantizmine bıraktı. Belli ki hayatımız, yani medya hayatımız böyle devam edecek bundan sonra. Tam yemeği ağzımıza götürecekken mesela... O da ne, ekranda Obama. Kaşık elde öyle tutulacak. Tam hendeği atlarken mesela. Bir ayağımız havada, kulağımıza Obama'nın dünyanın bilmem hangi yerinden yapmakta olduğu konuşma gelecek. Ayağımız havada öylece bekleyeceğiz.

Dünyanın umutsuz insanları, toplu bir ayinin içinde, zamanı Obama üzerinden durdurmayı "tecrübe" ederken; aydınlar günlerce yazacak bir incir çekirdeğini zor doldurur klişe cümleleri.

Obama onu dedi. Yokk yok esas bunu dedi. Hayır efendim Obama'nın konuşmasını ben öyle okumuyorum. Hayır efendim ben tam böyle okuyorum.

Nur topu gibi bir ayrımımız daha olmuştur hayırlısıyla. Obama'yı neresinden okuyalım ayırımı.

Hiçbir yerinden okumayalım. Obama'yı neresinden okuyalım, nasıl okuyalım tartışmaları bana alfabeyi nasıl okuyalım kadar basit geliyor. A, B, C. NOKTA O kadar işte hepsi. Obama'nın dünya imparatoru olarak söylemi henüz harflerden ibaret. Bu kadar paralamayın kendinizi. Hayal ettiğiniz bir derinlik yok.

Her konuda rasyonel takılanların, reel politik ahkamlar kesmelere doyamayanların bile ağlak bir romantizm içinde "Obama Obama bizi evlatlık alsana" yalvarmaları bana fena halde dokunuyor.

Obama'nın Kahire konuşması sırasında çekilmiş görüntüler yüzünden kalbime oturan taş kaç gün oldu hâlâ kalkmadı. Gördünüz mü o görüntüleri? Yerel giysileri içindeki Arapların kendi mütevazı mekanlarında Obama zamanını yaşayışlarını fark ettiniz mi? Gözlerinde ışık ile, ekrandaki Obama'ya beklenen adam işte geldi bakışı... Nasıl da yakalamış kameranın gözü. O bakışlardaki umut, aç çocuğun karton pasta için iştahının kabarması gibi.

Obama diye biri yok. Herşey ABD'nin yeni imajı için.

Nefesinizi boşa tüketmeyin. Hem Müslüman hem Hristiyan, hem beyaz hem siyah, hem mağrur hem mağdur, hem güçlü hem ezilmiş kahraman için kendinizi bu kadar zorlamayın.

Obama diye biri yok. Bu kadar "hem" ancak reklamlarda, bir de geçmiş zaman masallarında bir araya gelir. Post modern dönemin her şeyi bir arada tutan macunu bile bu kadar "hem"i harmanlamaya yetmez.

II-İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde "Biz"

Obama'yı bırakalım dillendiği yerde dillensin ve dinlensin. Ben size en iyisi haftasonu etkinliklerinden bahsedeyim.

Cumartesi günü MÜSİAD-UTESAV'ın düzenlediği Tüketim ve Değerler sempozyumu vardı. Sabah oturumunda Nazife Şişman, Huriye Martı ve bendenizin tebliği vardı, "kadın tebliğ"leri olarak. Neden kadın tebliğleri diyorum? Ki biliyorsunuz, bendeniz "kadın yazar" kategorisini bile benimsemeyen bir yazarım.

Dinleyiciler arasında MÜSİAD'ın dokusundan ve gün boyu tebliğ sunacakların çoğunluğunun erkek olmasından kaynaklanan bir beyler hakimiyeti vardı. Dolayısıyla ilk intiba olarak "kadınların sunacağı hoş tebliğler" şeklinde bir ön fikri hissetmemek mümkün değildi. Ama tebliğleri dinledikten sonra bu tavrın devam etmediğinin ipuçlarını, çay ve yemek ikramı esnasında gözlemleme fırsatı buldum.

Hatta değerli hocam Prof. Dr. Mahmut Kaya'nın şu tespitini sizlerle paylaşmak istiyorum: "Hanımların hazırladığı tebliğler daha güzel oluyor. Hem dilleri daha akıcı hem ele aldıkları konular daha dikkate değer."

Daha önce de öyküde duayenlerimizden olan Rasim Özdenören, öykünün kadınlara daha çok yakıştığını söylemişti.

Her iki tespit de iltifat olsun diye yapılmış tespitler değil. Mahmut Kaya ile Rasim Özdenören'i buluşturan temel öge, kadınların ayrıntılara hakim olması. Bu konuyu daha teferruatlı bir şekilde önümüzdeki günlerde tartışacağım.

III- Pendik-Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi

Kadın ve ayrıntı yazısını erteliyorum. Çünkü Pendik Belediyesi'nin kültür hizmetlerinden bahsetmek istiyorum. Pendik Belediye Başkanı Dr. Salih Kenan Şahin, daha önce Pendik kütüphanelerinde konferans ve seminler vermiş olan akademisyen ve yazarların katılımıyla Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi'nde imzalı kitaplar sergisinin açılışını gerçekleştirdi.

Sergi, Haluk Oral Bey'in özel koleksiyonundan seçilmiş, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi şair ve yazarlarının imzalı kitaplarından oluşuyor ve 7-14 Haziran tarihleri arasında ziyarete açık.

Matematik profesörü olan Oral'ın imzalı kitap toplamak gibi hoş bir uğraşı var. 20 yıldır imzalı kitap toplamakta olan Haluk Oral, 12 000 kitaplık bir koleksiyonun sahibi. (Fırsat bulup Haluk Bey'e anlatamadım ama Dergah dergisinin Haziran sayısında Abdullah Harmancı'nın kitap koleksiyonuna yer arayan müzmin kitap severin çarpıcı hikayesini pek çok yazar ile paylaştım.)

Hoş bir öğle yemeğinin ardından, Mehmet Akif Kültür Merkezi'nde musıkî eğitim veren Udi Murat Bey kulaklarımızın pasını sildi. Prof. Dr. İsmail Kara ve Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan'ın şarkıların beste ve güftelerine dair yaptıkları izahlar, musikinin neşvesini ziyadesiyle arttırdı.

Pendik Belediyesi eski Başkanı Erol Kaya, kültüre verdiği değer ile Anadolu yakasında Pendik'i farklılaştıran bir iklim oluşturmuştu.

Dr. Salih Kenan Şahin, bu iklimin mirasçısı olduğunu ziyadesiyle hissettireceğinin ipuçlarını paylaştı bizlerle.

Pendik Belediyesi'nin kültür dünyamıza yaptığı katkıların ve çalışmaların diğer belediyelere ve ilçelere örnek olmasını temenni ediyorum. Sabık AK Parti yönetimi Maltepe'deki belediye seçimlerini kültüre hiç değer vermemesi yüzünden kaybetti. Bunu her vesile ile ibretlik bir durum olarak tekrarlamakta fayda var diye düşünüyorum.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT