1. YAZARLAR

  2. Abdulbari Atwan

  3. İsrail'in asker yığması ve Suriye tatbikatları
Abdulbari Atwan

Abdulbari Atwan

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail'in asker yığması ve Suriye tatbikatları

08 Nisan 2008 Salı 07:07A+A-

Suriye-İsrail sınırındaki gerginlik haberleri, Ortadoğu ve özellikle de İsrail medya organlarında haber bültenlerinin ilk sırasında ve gazete manşetlerinde yer aldı. Zira Ehud Barak, Almanya ziyaretini iptal etti ve savunma bakanlığı kimyasal başlıklı füze savaşını hesaba katarak İsraillilere gaz maskesi dağıtılacağını açıkladı.

İsrail hükümeti güvenlik ve stratejik sorunları izlemekle sorumlu mini bakanlar kurulunun dönemsel toplantılarını düzenleyip askerî güçlerini Lübnan ve Suriye sınırına yığarken Şam'dan gelen haberler, ortada Suriye ordusunun olağanüstü hali hesaba katarak yaptığı tatbikatlar olduğunu teyit ediyor. Kendisini şiddetle yönelten soru, bu yükselen tansiyon ve sebepleri, savaş fitilinin ateşlenmesine yol alacak ciddiyette olup olmadığı veya belirli siyasi sonuçlar ve ödünlere ulaşmak için baskı hedefli tatbikatlar olduğu hakkındadır. Bu soruya ve bu sorudan dallanan sorulara net yanıt vermek zor. Zira askerî hareketlenmeler yüce sırlar olup bu sırları devletin zirvesinde sınırlı kişiler bilir. Aynı şey sıfır noktası için de söylenebilir. 1973 Ekim savaşında sadece birkaç kişi Mısır-Suriye saldırısının tarihini biliyordu. Her iki ülkedeki cumhurbaşkanları, genelkurmay başkanları ve savunma bakanları dışında bu bilgiler ilk kurşunun atıldığı tarihe kadar sır olarak kaldı. O dönemler hava kuvvetleri komutanı olan halihazırdaki Mısır Cumhurbaşkanı bu durumu net şekilde belirtmişti. Savaş ihtimallerinin barış ihtimallerinden daha büyük olduğu kesin. Bütün göstergeler İsrail'in iki yıl önceki son savaşta Hizbullah savaşçıları eliyle uğradığı son yenilgisinin intikamını almak için Lübnan'a saldırmaya hazırlandığına işaret ediyor. Yarı resmi Amerikan raporları, ABD Başkanı George Bush'un görev süresi bitmeden önce nükleer tesislerini ve altyapısını imha etmek için İran'a savaş açabileceğini ifade ediyor. İsrail'in Güney Lübnan'daki İslami direnişin büyüyen gücüne ve 2006 Temmuz savaşında etkinliğini ispatlayan füze sistemine sahip olmasına katlanamadığı açık. Zira bu güç İsrail için tehlike oluşturmaya, orta ve uzak vadede güvenlik ve istikrarını tehdit etmeye başladı. Hizbullah'ın gücüyle ilgili söylenenler İran gücü için de geçerli. Zira İsrail bölgede kendisiyle stratejik caydırmacılık oluşturacak, Lübnan ve Filistin'deki direniş hareketlerine destek verecek bir başka nükleer güçle birlikte yaşayamaz. Bu savaşın fitilinin ateşlenmesi durumunda bölgede olabileceklere dair kehanetler ve keza analizler oldukça çok. Bazı uzmanlar bu savaşın son bölgesel savaş olabileceği düşüncesinde.

Bu durum Hizbullah lideri Hasan Nasrullah'ın son konuşmalarındaki daha önce kullanılmayan bütün silahların kullanılmasının İsrail devletinin yıkılmasının teminatı olacağına dair göndermelere açıklık getiriyor. Suriye, Lübnan direnişine yönelik İsrail saldırısının gerçekleşmesi durumunda seyirci olarak kalamaz ve çatışmaya kesinlikle sürüklenecektir. Çünkü o vakit İran'ın savaştaki müttefiklerini desteklemek için kuracağı hava köprüsü için koridor veya ikinci nokta haline gelecektir. Öncelikle bu savaş uzun olacak ve ikincisi, savaşın hedefi bölgesel denkleri değiştirmek, Suriye ve Lübnan'ın yeni haritasını çizmektir. ABD tek başına veya İsrail ile işbirliği içinde İran'a stratejik darbe vurmayı kararlaştırırsa bu durum Amerikan tanımlamasına göre İran'ın başını çektiği 'şer eksenindeki' en belirgin ortak Suriye'nin hedef alınacağı anlamına gelmez.

Yukarıda anlatılanlardan çıkarmak istediğimiz sonuç şu: Bizler askerî ve siyasî platformlarda kasıtlı olarak gerginliği tırmandırıcı operasyonlar karşısındayız. Savaş planları belirlenmiş ve Dick Cheney'n bölgede işgal altındaki Kudüs'ün yanı sıra seçilmiş başkentlere yönelik son gezisi sırasında ılımlılar eksenindeki Arap müttefiklerine dağıtılmış olabilir. Bölgenin beklediği tek şey ise savaş fitilini ateşleyecek bir patlayıcı veya kibrit çöpü.

(Londra'da yayımlanan Kudsülarabi gazetesi, 4 Nisan 2008)

Zaman gazetesi

YAZIYA YORUM KAT