1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Isparta'da "Suriye, Ortadoğu ve Sorumluluklarımız" Paneli
Isparta'da "Suriye, Ortadoğu ve Sorumluluklarımız" Paneli

Isparta'da "Suriye, Ortadoğu ve Sorumluluklarımız" Paneli

Isparta İlkeli Çocuk ve Gençlik Derneği; 21 Şubat 2014 tarihinde Isparta Öğretmenevi’nde “Suriye Özelinde Ortadoğu ve Sorumluluklarımız” konulu bir panel düzenledi.

23 Şubat 2014 Pazar 05:12A+A-

Yasin Akkaya’nın moderatörlüğünü üstlendiği; Özgür-der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve İHH yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay’ın konuşmacı olarak katıldığı panel Ahmet Karabacak’ın sunumuyla gerçekleştirildi. Sunucu giriş konuşmasında şunları söyledi:

“Yaşadığımız tarihi süreçte hep Müslümanların acılarına şahit oluyoruz. Şüphesiz ki bunda; kendimizi bu ümmetin, yani peygamberimizin tabiriyle bir vücudun parçası olarak görme duyarlılığımızın azalmasının payı büyük.

Bu duyarlılığı azaltan ise emperyalistler tarafından çizilen yapay sınırlara hapsolmuş Müslümanlar ve tahrif olmuş zihinlerimizdi. İslam coğrafyasında Müslümanların ellerini birleştirecek ise ancak ümmet olma bilincidir..

Peygamberimiz Hz. Muhammed(a.s) şöyle buyuruyor; "Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir"

“Suriye’de katliam yapılırken, aslında bizde öldürülüyorduk, ırzına geçilen ve katledilen kadınların feryatlarını duyabilmeliydik. Çünkü onlar bizdendi, bizde onlardandık. Mısır’da aslında bize de darbe yapılmıştı, Rabiatül Adeviyye meydanında kurşunlar bize de sıkılmıştı. Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Orta Afrika’da, Filistin’de ve daha nice diyarlarda öldürülen, katledilen aslında bizdik...

Kardeşlerimizin acısını yüreklerimizde hissettiğimiz için bugün buradayız.

Rabbimiz ayaklarımızı ve kalbimizi yolunda sabit kılsın çabalarımızı da katında makbul ve samimi çabalardan eylesin..'' dedi.

Program Buruc suresinin okunmasıyla başladı ve Suriye’deki savaşı ve yapılan yardımları konu alan sinevizyon gösterisiyle devam etti.

Yasin Akkaya’nın Suriye’deki savaşı özetleyen ve toplanma nedenini açıklayan giriş konuşmasında başlıca şunları söyledi;  ''Zulmün sınırları olmadığı gibi, müslümanın vatan algısının da sınırları yoktur. Yeryüzünün her karış toprağı Müslüman için bir mescittir. Yeryüzünde nerede Müslüman varsa vatan orasıdır. Nerede zulüm varsa Müslümanda oradadır.

“Gözden Irak Olan, Gönülden Irak Olur” diye bir atasözü vardır. Kardeşlerimiz, gönlümüzden ve gözümüzden ırak olmasın diye buradayız. Zulüm sahiplerine her daim kin duyabilelim diye buradayız. Rabbimizin hatırlat (Ğaşiye_21) emrini yerine getirmek ve hatırımızdan çıkarmamak için buradayız.''

Ardından sözü Rıdvan Kaya’ya bıraktı.

HAKLARINI BARIŞÇIL DİLE GETİRMELERİNE RAĞMEN KATLEDİLDİLER

Suriye’deki direnişin 3 yılı doldurmak üzere olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Rıdvan Kaya, ”Direnen kardeşlerimizle iftihar ediyoruz” dedi. ”Suriye’yi konuşmak başka coğrafyalarda olduğu gibi dışarıda bir meseleyi değil, kendimizi konuşmaktır.” diyerek sözlerine devam eden Kaya, ”Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben Müslümanlardanım” diyenden daha  güzel sözlü kimdir?”K:41/33 ayetinin bu mücadelenin, kendi mücadelemiz olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Kaya, konuşmasına direnişin başlangıcından itibaren süreci değerlendirerek devam etti.2011 Mart’ından itibaren halkın isyanı ve rejimin sınırsız zulmüyle direnişin başladığını hatırlatan Kaya; Esad’ın ; Humus’ta meydanda toplanıp ,silahsız bir şekilde eylem yapmak isteyen halkı, aynı gece katlettiğini ifade etti. Kaya:” Haklarını barışçıl dile getirmelerine rağmen katledildiler.” dedi.

“HALK SİLAH KULLANDIĞI İÇİN, SİLAHLA KARŞILIK VERİLDİ” İDDİALARI İFTİRA!

Esed askerlerin halkı öldürme ya da direnişe geçme seçimini yapmak durumunda kaldığını belirten Kaya; direnişe geçen askerlerin, Özgür Suriye Ordusu’nu kurduğunu, bunun üzerinden yapılan ”Halk silah kullandığı için, rejim silahla karşılık verdi.” iddialarının iftira olduğunu vurguladı.

Suriye’deki muhaliflerin mezhepçilik yaptıklarının doğru olmadığına değinen Kaya, ”Hepimiz biriz!” diyen insanların ayrıştığı yolundaki haberleri, Beşar Esad’ın yaydığın, bunu; tabanı militanlaştırmak için yaptığını ifade etti. Esad’ın batı dünyasına ,”Başa gelecekler aşırıcılar olacak ,benim devrilmemi desteklemeyin.” mesajı  verdiğini açıkladı.

HALK ONURLU BİR DİRENİŞ GÖSTERMEKTEDİR

1963’te Baas iktidarıyla birlikte, Suriye’nin hapishaneye döndüğünü söyleyen Kaya, ”Bekleselerdi süreç içinde reform yapılırdı.” sözlerinin rejimin niteliğini bilen Suriye halkı için hiçbir şey ifade etmediğini belirtti. Kaya ”Her seye rağmen cesaret gösterip ayağa kalkan halk; onurlu bir direniş göstermektedir” dedi.

11 Mayıs 2013 tarihinde, Reyhanlı’da 53 insanın ölümüne sebep olan patlamayı, Esad’ın yaptığını ve yakalanan 15 failin yargılanma sürecinin devam ettiğini ifade eden Kaya; bu olayda Esad’ın açıkça Türkiye ye “Benim muhaliflerimi desteklersen ülkeni yakarım.” mesajı  verdiğini vurguladı.

ÖLÜME EVET, ZİLLETE HAYIR!

Kısa bir süre önce yayımlanan fotoğrafların utanç verici olduğunu ve bu fotoğraflardan birkaç gün sonra insanların normal hayatına dönebilmesini yadırgadığını ifade eden Kaya ”Neden devrim  olmuyor, artık direnişi bıraksınlar.” sözlerinin aklaksızca olduğunu vurguladı.

“ Ölüme evet,  zillete hayır.” diyen insanların direnişe devam ettiğini belirten Kaya: ”Musa’nın kavmi Firavun’u deviremedi diye suçluyor muyuz? Suriye halkı izzetli ve şerefli bir şekilde direniyor .Uluslarası güçlere rağmen bu insanlar ayakta duruyorsa bu Allah’ın lütfudur.” dedi.

ASLOLAN ZAFER DEĞİL, DİRENİŞTİR!

Baas rejiminin, Siyonist rejimden daha masum olmadığını, hatta daha da iğrençleştiğini ifade eden Kaya: ”İlkeli davranmalı ve izzetli olmalıyız!” dedi. Zalimlere teslim olmaktan, Allah’ın razı gelmeyececeğini belirten Kaya “Aslolan zafer değil, direniştir! Direniş başlı başına bir zaferdir.” dedi.

Rıdvan Kaya:” Kardeşlerimizi kimseye muhtaç etmeden, kardeşlerimize sahip çıkmalıyız. İzzet; Allah, Resulü ve müminlerindir!” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Rıdvan Kaya’nın konuşmasının ardından,moderatör sözü Osman Atalay’a bıraktı.

SURİYE’DE ÜÇ YILDA 150.000’E YAKIN İNSAN KATLEDİLDİ!

Ortadoğu’da yaklaşık 45-50 yıldır yaşanan zulümlere değinerek konuşmasına başlayan Atalay;1960-1980 yılları arasında Ortadoğu’da Suriye’dekine benzer bir çok olay yaşandığını belirtti. Kaddafi’nin 2000 civarında öğrenciyi canlı yayında idam ettiğini, Hafız Esad’ın yaklaşık 50.000 insanı katlettiğini, Hama katliamında 20.000 insanın kaybolduğunu ve bu insanların cesetlerine hala ulaşılamadığını hatırlattı. Yine Bosna’da buna benzer hadiseler yaşandığını,200.000 insanın katledildiğini belirterek sözlerine devam etti.

Suriye bilançosunun; 150.000’e yakın insanın katledilmesi, 100.000 insanın sakat bırakılması ve pek çok sayıda insanın kaybolması  olduğunu ifade etti.

BOSNA’DA, KOSOVA’DA BÖYLESİ BİR KATLİAM YAŞANMADI

Farklı coğrafyalarda yapılan zulümleri anlatarak konuşmasını sürdüren Atalay; Arakan’da Budist bir yönetim ve  İngiliz sömürgesinde çok zor şartlarda yaşayan Müslümanların sıkıntılarına değindi. Atalay, her 10 yılda,20 yılda bir katledilen Arakanlı Müslüman kardeşlerimize ve dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara destek veren İHH’nın yaptığı yardım faaliyetlerini anlattı.

Ardından Suriye özelinde değerlendirme yapan  Atalay ; Suriye’deki katliam için ”Bosna’da, Kosova’da böylesi bir katliam yaşanmadı.” dedi. Suriye’de ;bugüne kadar hiçbir ülkede kullanılmayan ve kullanılması suç olan varil bombalarıyla katliam yapıldığını ifade etti.

SURİYE’DE TÜM HAYAT SEKTEYE UĞRADI

Suriye’de tüm hayatın sekteye uğradığını belirten Atalay; tarım ve hayvancılığın sekteye uğradığını, ticaretin tamamen bittiğini, 5.000.000 insanın evsiz, 1.100.000 evin kullanılmaz hale geldiğini açıkladı.

Türkiye’de 850.000 civarı mülteci olduğuna dikkat çeken Atalay; bunların Kızılay kamplarında ya da kirada oturduklarını, durumlarının nispeten iyi olduğunu ifade etti.”Suriye’deki kamplarda durum çok vahim! ”diyen Atalay; Suriye’de temiz su ve hijyen eksikliğinin, çok ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını vurguladı.

BM’NİN İNSANİ YARDIM KORİDORU OLUŞTURMA KONUSUNDA, HİÇ BİR GİRİŞİMİ YOK!

Batı’nın yaptırımıyla, Esad’ın kimyasal silahları teslim ettiğini ifade eden Atalay, BM’in insani yardım koridoru oluşturma konusunda hiçbir girişimi olmadığını vurguladı.

 23 ŞUBAT’TA 200 YARDIM TIRI DAHA SURİYE’YE GÖNDERİLECEK

Bugüne kadar 250.000 yardım tırı oluşturduklarını belirten Atalay,23 Şubat’ta 200 yardım tırının daha Suriye’ye gönderileceğini açıkladı.

Reyhanlı’da fırın ve hastanelerinin olduğunu ifade eden Atalay,Suriye’deki insanların  ihtiyaçlarını buradan karşılamaya çalıştıklarını belirtti.

3 yılda 200 milyar bağış yapıldığını açıklayan Atalay ; ilaç, tıbbi malzeme, giyecek, gıda, hijyen malzemeleri, okul araç gereçleri gibi çeşitli alanlarda yardım toplamaya devam ettiklerini vurguladı. İmkanı olanların yardım etmesi, olmayanların dua etmesini istediklerini belirterek sözlerini tamamladı.

Soruların cevaplanması ve sinevizyon gösterisinin ardından program sona erdi.

Haber: Hale Beyza Avcı

ilke-der20140221-01.jpg

ilke-der20140221-02.jpg

ilke-der20140221-03.jpg

HABERE YORUM KAT