
İşlediğin suçlardan ağlayarak kurtulabileceğini mi zannediyorsun?
Katil Netanyahu, 7 Ekim’den sonra tekrarlanan yalanları sıralarken İngiltere, Kanada ve Fransa’daki liderlerin Gazze konusundaki tavırlarının değişmesinden yakındı.
HAKSÖZ HABER / Abdurrahman Güner
Yaklaşık 20 aydır Gazze’de terör estiren Siyonist çetenin başı Netanyahu son süreçte artan tepkiler sebebiyle yalnızlaştığını itiraf etti. ABD’nin başkentinde Siyonist elçilik çalışanlarına yönelik saldırının ardından yaptığı açıklamada suçlamalarını sürdürürken yine alışıldık yalanları tekrarladı.
“Elçilik çalışanlarını acımasızca vuran terörist bunu tek bir sebepten yaptı. Yahudileri öldürmek istiyordu ve götürülürken, 'Filistin'i özgürleştirin!' diye bağırdı.
Bu, 7 Ekim'de duyduğumuz tezahüratın aynısı. O gün, binlerce terörist Gazze'den İsrail'e saldırdı. Erkeklerin kafasını kestiler. Kadınlara tecavüz ettiler. Bebekleri diri diri yaktılar. 1.200 masum insanı katlettiler ve 251 masum insanı Gazze zindanlarına rehin aldılar.”
7 Ekim’de Kassam mücahitlerinin kimsenin kafasını kesmediğini, kadınlara tecavüz etmediğini ve bebekleri yakmadığını tüm dünya ile birlikte Netanyahu da biliyor. Bebekleri yakıp kadın erkek demeden binlerce insanı katleden ise Netanyahu’dan başkası değil. Peki, Netanyahu tekrardan kurban rolüne bürünerek neyi amaçlıyor?
Aslında katilin amacının ne olduğu bir sonraki cümlede anlaşılıyor. 7 Ekim’den sonra Almanya Şansölyesinin kendisini aradığı ve “Hamas’ın Nazilerden farklı olmadığını” dile getirdiğini aktaran Netanyahu bugünse işlerin değiştiğini söylüyor.
“(Hamas) 3.500 yıldır İsrail topraklarında bulunan Yahudi halkını yok etmek istiyor.
Bu basit gerçeğin Fransa, İngiltere, Kanada ve diğer ülkelerin liderleri tarafından nasıl görmezden gelindiğini asla anlayamadım. Şimdi bir Filistin devleti kurmayı ve bu katilleri en büyük ödülle ödüllendirmeyi teklif ediyorlar.”
Katil devamında ise kendisini acındırarak siyasi liderlerin tutumundaki değişikliğin kabul edilemez olduğunu vurguluyor.
“18 yıl boyunca fiili bir Filistin devletimiz vardı. Adı Gazze. Peki, ne elde ettik? Barış mı? Hayır. Holokost'tan bu yana Yahudilere yönelik en vahşi katliamı elde ettik. Hamas'ın, İsrail'in Gazze'deki savaşını derhal sonlandırmasını talep ettikleri için Cumhurbaşkanı Macron ve Başbakanlar Starmer ve Carney'e teşekkür ettiğini duyduğunuzda şaşırmayacaksınız. Hamas onlara teşekkür etmekte haklıydı. Çünkü bu üç lider, İsrail'e, evet Hamas'a değil, yaptırım tehdidiyle dolu taleplerini yayınlayarak, Hamas'ın iktidarda kalmasını istediklerini etkili bir şekilde söylemiş oldular. İsrail'in geri çekilmesini ve Hamas'ın kitlesel katiller ordusunun hayatta kalacağını, yeniden inşa edeceğini ve 7 Ekim katliamını tekrarlayacağını kabul etmesini istiyorlar çünkü Hamas bunu yapmaya yemin etmişti. Başkan Macron'a, Başbakan Carney'e ve Başbakan Starmer'a şunu söylüyorum:
Toplu katiller, tecavüzcüler, bebek katilleri ve kaçırıcılar size teşekkür ettiğinde tarihin yanlış tarafındasınız demektir.”
Gerçekte olanlar ise bir katilin sayıklamalarından tamamen farklı. Gazze halkı 20 aydır amansız bir direniş ortaya koyarken, Gazze’nin silah ve katliamla yok edilemeyeceği tüm dünyanın bildiği bir hakikat artık. Gazze halkı nefes alacak ufacık bir yol bulduğunda direnişi güçlendirmenin yollarını arıyor. Bu çelik irade karşısında Netanyahu’nun yapacak bir şeyi yok!
Modern dönemin en büyük insani ittifaklarından birisi de Filistin sayesinde kurulmuş durumda. Dünyanın dört bir yanında farklı diller ve renklerden milyonlarca insan aylardır Gazze için meydanları dolduruyor, boykot halkalarını genişletiyor. Batılı liderlerse bütün ikiyüzlülükleriyle Siyonistlere destek olarak ödenen bedelin anlamını yitirdiğini fark etmiş durumdalar. Siyonist çete yalnızlığın derin çukurunda debelenirken katliamın baş sorumlusu ağlayarak işin içinden sıyrılabileceğini zannediyor!








HABERE YORUM KAT