1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. İslami kuruluşlardan Esed'le yakınlaşma söylemlerine tepki: Esed lider değil katildir!
İslami kuruluşlardan Esed'le yakınlaşma söylemlerine tepki: Esed lider değil katildir!

İslami kuruluşlardan Esed'le yakınlaşma söylemlerine tepki: Esed lider değil katildir!

Ortak bir basın açıklaması yayınlayan İslami kuruluşlar, Türkiye'nin, Esed ile görüşerek, yıllardır sürdürdüğü onurlu tutumunu heba etmemesi gerektiğini söyledi.

06 Ocak 2023 Cuma 23:06A+A-

HAKSÖZ-HABER

Esed rejiminin 2011 yılından beri sürdürdüğü zalimane politika ve uygulamalara karşı Suriye halkının yanında olan Türkiye'nin son aylarda bu tutumu değiştirme yönünde sinyaller vermesi eleştirilere konu oluyor.

Son olarak Türkiye'de faaliyet gösteren çeşitli İslami kuruluşlar ortak bir imza ile basın açıklaması yayımlayarak hükümete onurlu tutumunu heba etmemesi yönünde uyarılarda bulundu.

Basın açıklamasında hükümet yetkililerinin Esed rejimiyle meşru lider olarak görüşmeler planlamasına atıfla Esed'in Suriye devletinin lideri değil katili olduğu vurgulandı.

"Esed rejimiyle ilişki meselesi ahlaki-insani açıdan olduğu gibi pratik düzlemde de had safhada anlamsızlıkla maluldür. Öncelikle Suriye’de Esed rejiminin bir hükmü bulunmamaktadır." ifadelerine yer verilen açıklamada, Esed'in Rusya himmetiyle varlığını sürdüren bağımlı bir figüran olduğunun altı çizildi.

Basın açıklaması metni:

ESED REJİMİ ÇÖZÜMÜN ORTAĞI DEĞİL,
ZULMÜN VE VAHŞETİN KAYNAĞIDIR!

Suriye 2011 yılından bu yana insanlık tarihinin gördüğü en korkunç zulümlerden birine sahne oldu. Milyonlarca Suriyeli özgürlük ve adalet talep ettiği, inancı doğrultusunda insanca yaşamak istediği için vahşi dikta rejimi tarafından en ağır biçimde cezalandırıldı, acımasızca bombalandı, her türlü işkenceye, tecavüze maruz kaldı, katledildi ve tehcir edildi. Ve ne yazık ki uluslararası toplum tüm bu insanlık suçlarına gözlerini yumdu, bir halkın vahşice soykırımdan geçirilmesini boş gözlerle seyretti.

Türkiye ise yönetimi ve halkıyla 12 yıllık bu soykırım sürecinde başından itibaren Esed rejiminin işlediği zulümler karşısında mazlumların yanında yer aldı. Ezilen, katledilen Suriye halkının sesi, soluğu oldu; yaşadıkları şehirler, köyler harabeye çevrilmiş milyonlarca mazluma kucak açtı. Kimi güçlerin emperyal saiklerle doğrudan zalim rejimin yanında saf tuttuğu, kimilerinin ise zalim ile mazlum arasında tarafsız kalma vicdansızlığına yöneldiği bir vasatta Türkiye insanlıktan, hukuktan, adaletten yana tavır aldı. 

Gelinen aşamada yönetimin bu tutumunu sürdürmekte zorlandığına ilişkin işaretler yoğunlaşmış görünüyor. Çözüm arayışı adına Esed rejimini muhatap almaya yönelik söylemlerin kuvveden fiile taşındığı gözlemleniyor. Gerek Rusya’nın artan baskılarını göğüsleme, gerekse seçim sürecinde muhalefetin ivme kazandıracağı anlaşılan ırkçı kampanyasını boşa çıkarma çabasının bu yönelimi beslediği anlaşılıyor. 

Oysa insani-ahlaki ilkeler zaviyesinden de, mevcut şartlar bakımından da Türkiye’nin Esed rejimini muhatap almasının, bu cani şebekeyle ilişki tesis etmesinin bir karşılığı bulunmuyor. Karşımızda koltuğunu korumak uğruna bir halkı soykırıma uğratmış, ülkeyi harabeye çevirmiş ve halen de zulmünü sürdüren vahşi bir rejim var. İran ve Rusya’nın desteği ve uluslararası kamuoyunun İslamofobik kaygılarla göz yumması neticesinde, işlediği inanılmaz suçlara rağmen ayakta kalmış olması bu cani rejim için asla bir meşruiyet göstergesi olamaz. 

Esed rejimiyle ilişki meselesi ahlaki-insani açıdan olduğu gibi pratik düzlemde de had safhada anlamsızlıkla maluldür. Öncelikle Suriye’de Esed rejiminin bir hükmü bulunmamaktadır. Rusya’nın himmetiyle varlığını idame ettiren Esed son kertede bağımsız bir aktör değil, bağımlı bir figürandır. Türkiye’nin ise bizzat rejimin patronu Rusya ile iletişimi, irtibatı mevcutken, kukla ile muhatap olmasına hacet yoktur. 

Türkiye’nin PKK/YPG tehdidine karşı Esed ile işbirliği yapabileceğine, bu şekilde sınır güvenliğini sağlayabileceğine, ayrıca rejimle anlaşarak Türkiye’ye sığınmış milyonlarca Suriyeli göçmenin geri dönüşünün mümkün olacağına dair argümanların da tümü temelsizdir, yanlış ve çürüktür. 

PKK/YPG Esed rejiminin rakibi ya da düşmanı değil, işbirlikçisidir. Şu anda kontrol ettiği bölgede Esed rejimine rağmen değil, onunla anlaşmalı biçimde palazlanmıştır. Türkiye bugüne kadar hem ABD’nin hem de Rusya’nın desteğiyle semirtilmiş bu taşeron yapıyla mücadelesinde başarı elde etmiş ve çok geniş bir bölgeden örgütü uzaklaştırmıştır. Bu koşullarda sınırın öte tarafını rejime bırakma söylemi Türkiye için güvenlik değil, bilakis tehdit demektir. 

Rejimle anlaşmanın muhacirlerin geri dönüşüne imkân sağlayacağı tezi de yanlıştır. Ne bu insanların her şeylerini bırakıp kendisinden kaçtıkları rejime geri dönmeleri, ne de bu halkı bilinçli bir şekilde tehcir etmiş ve bu şekilde daha kolay yönetebileceği bir ülke hedefine ulaşmışken rejimin muhacirlerin dönmesine razı olması mümkün değildir. 

Esed rejimi ile uzlaşma-anlaşma söylemi muhacirlerin geri dönüşünü sağlamaz bilakis yeni bir göç akınına sebep olabilir. Şu anda Suriye’nin kuzeyinde gerek doğrudan Türkiye’nin yönettiği, gerekse de askerî açıdan koruduğu bölgeler Esed rejimi ile fiilen çatışma halindedir. Buralarda yaşayan milyonlarca Suriyeli izzetli ve özgür yaşama uğruna, her şeylerini terk etmiş, en yakınlarını kaybetmiş, büyük acılara maruz kalmışlardır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki rejimle anlaşma söylemleri fiiliyata dönüştüğü anda milyonlarca insan güvenlik kaygısıyla sınırı aşıp Türkiye’ye geçmeye çalışacaktır. 

Suriye meselesinin Türkiye hükümeti tarafından son günlerde gündemleşme biçimi gerek Suriyeli mazlumların gerekse de iktidarın aleyhine olmuştur. Pratik düzlemde değişen bir şey olmamakla birlikte Suriye’de özgürleştirilmiş bölgelerde yaşayan halk arasında Türkiye’nin itibar kaybetmesine neden olmuş, güvensizliği beslemiştir. Aynı şekilde Türkiye’de yaşayan ve son dönemde zaten bir hayli kabartılmış ırkçı azgınlık yüzünden moral bozukluğu yaşayan muhacir kardeşlerimiz arasında da tedirginliği büyütmüştür. 

Bizler Türkiyeli İslami kuruluşlar olarak, içeride muhalefet tarafından körüklenen ve iktidarın muhacir politikalarını hedef alan ırkçı yaklaşımları kabul etmediğimiz gibi Suriye’de Esed’li bir çözüm arayışının da yanlış, tutarsız ve gayrı insani olduğunu vurguluyor; çürümüş, kokuşmuş, insanlık suçlusu bir diktatörlüğü muhatap almanın kabul edilemezliğinin altını çiziyoruz. Suriyeli mazlumlar ile rejimi barıştırma çabasının özünde kurbanı tecavüzcüsü ile evlendirmeye kalkışmaktan farklı bir tutum olmadığını bir kere daha hatırlatıyoruz.

Zalim, barbar rejime meşruiyet atfeden her türlü girişimin gerek Türkiye’nin gerekse de Suriyeli mazlumların aleyhine olacağını ve bugüne kadar ağır bedeller pahasına sürdürülmüş onurlu tutumun heba edilmesine yol açacağına dair kaygımızı kamuoyuyla paylaşıyor ve Esed’in Suriye devletinin lideri değil, Suriye halkının katili olduğu hakikatini her zeminde haykırmayı sürdüreceğimizi ilan ediyoruz.

DAVET-DER * ENDÜLÜS DERNEĞİ * GENÇLİK DERNEĞİ * İMAM BUHARİ VAKFI * ISLAH VE DAVET CEMİYETİ * İSLAMİ DAYANIŞMA CEMİYETİ * KARDEŞLİK PLATFORMU * MEDENİYET VAKFI * NEBEVİ NESİL VAKFI * OKUR-DER * ÖZGÜR-DER * RAHMET DERNEĞİ * ÜMMETİN SESİ DERNEĞİ

 

HABERE YORUM KAT

9 Yorum
  • Şuayb Mekeç / 08 Ocak 2023 12:41

    Zulme uğrayanı, mazlumu kaderine terk etmeyen; kardeşlikten, vicdandan, adaletten yana tavır koyan 'şahid' vasıflı kardeşlerimizden Allah razı olsun.
    Rabbim sessiz kalanlara, susanlara basiret versin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Veli / 07 Ocak 2023 17:39

    Yapılan ortak açıklama değerli ve itidalli. Gayet güzel yol da gösteriyor. Ancak ilginçtir ki İslamcı camianın ismi çokça duyulan muntesipleri de bol olan kuruluşları yok. Acaba davet mi gitmedi onlara yoksa bu kadar uyarıcı olmaktan da mı uzaklar? İbrahim Kalın'a telefon edip ricalarini bildirmek yetiyor mu onlara acaba? 20 yılın sonunda "camia"nın hal-i pür melali! Beyazıt'ta yapılan Suriye eylemlerinde olup şimdi olmayanlar kimler? Yoklama almak isteyenler için buyrun

    https://www.haksozhaber.net/beyazit-suriye-icin-tek-yurek-sehitlere-direnise-bin-selam-27821h.htm

    Yanıtla (0) (0)
  • Yılmaz Çakır / 07 Ocak 2023 17:11

    Allah zalimlerden ırak eylesin. Onları kahru perişan eylesin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Gökhan / 07 Ocak 2023 02:02

    Allah abilerimizden razı olsun, yüzümüzü ağartacak işler yapıyorlar. En azından mazlumlara karşı onurlu tavrımızı yere düşürmeyecek, Rabbimizin katında mazeret sayılmasını umacağımız ameller bunlar. Rabbim abilerimizin sayısını çoğaltsın, basiretlerini güçlendirsin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Faik KAYNAK / 06 Ocak 2023 23:32

    Esed , kendi halkına zulmeden Tiranlıkta ve zorbalıkta sınır tanımayan bir zalimin adıdır.. Onu Suriye lideri görmek, muhatap almak züldûr, acizliktir, aymazlıktır ..

    Gündelik siyasete, tribünlere oynamaya, birileri talep ediyor diye , küresel çeteye şirin gözükmek adına,

    Bunca ağır bedeller, kutlu direniş ve kıymetli mücadele azmi, bu kirli / yoz / kabul edilemez saiklere feda edilemez ..

    Bu utanç verici , akla ziyan , sığ siyasetten derhal vazgeçilmelidir, eli kanlı ESED ve suç şebekesi Suriye'den defh oluncaya , zafer kazanılana dek mücadelede sebat edilmelidir ..

    Yanıtla (0) (0)
  • Çelebi Kartal (Hasköy Özgür-Der) / 06 Ocak 2023 21:36

    Esed ve şurekası katildir,alçaktır,insanliķtan nasibini almamıştır.Hiç bir vasatta onun muhatab alınmasını istemiyor,kabul etmiyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mustafa / 06 Ocak 2023 21:04

    Her şart ve durumda mazlumdan yana olup zalime karşı tavır almak her müminin üzerine farzdır.
    Gündelik siyasete kurban edilecek bir tarafı yoktur. Bu kadar emek ziyan olursa hesabı da zor olur..

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih / 06 Ocak 2023 20:45

    Esed denen İblis, Suriye halkının lideri değildir. Darbeci bir katilin varisi ve zorba bir azınlığın elebaşıdır. Bu katili Suriye’nin lideri olarak isimlendirip ona el uzatmak zillettir, zulmü meşru görüp katilleri taltif etmektir. Her be saikle olursa olsun bu utanç verici adımdan dönülmesi gerekir.

    Yanıtla (0) (0)
  • سوري / 06 Ocak 2023 19:03

    لن نصالح

    Yanıtla (0) (0)