1. YAZARLAR

  2. BÜLENT ŞAHİN ERDEĞER

  3. İran’daki Son Kriz Ne Anlama Geliyor?
BÜLENT ŞAHİN ERDEĞER

BÜLENT ŞAHİN ERDEĞER

Yazarın Tüm Yazıları >

İran’daki Son Kriz Ne Anlama Geliyor?

11 Mayıs 2011 Çarşamba 23:29A+A-

İran’da yaşanan son siyasal kriz kronolojik olarak şu şekilde özetlenebilir:

-2009’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Muhafazakâr kesim İran siyasal hayatında tek meşru aktör durumuna geldi. Reform taleplerinin öncülüğünü yapan Yeşil Hareket, Devlet’in resmî makamları tarafından “fitne” olarak tanımlanarak safdışı bırakıldıktan sonra 28 Şubat’ta İran Başsavcısı Muhsini Ejei, “fitne liderleri” olarak nitelediği Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi’nin ev hapsinde olduğu açıkladı.

·  10 Mart’ta İran devrim liderini seçmekle görevli olan Uzmanlar Meclisi Başkanlığına seçime tek aday olarak katılan Ayetullah Mehdevi Keni seçildi. Böylece son süreçte Yeşil Hareket’in yanında yer alan Haşimi Rafsancâni de tasfiye edilmiş oldu.

·  21 Mart’ta Veliyy-i Fakih Hamanei Muhafazakâr kesim içindeki siyasal çekişmeye dikkat çeken ve uyarı içeren bir konuşma yaptı. Yasama, Yürütme ve yargı organlarının birbiriyle sorunlarının ve birbirlerinden şikâyetlerinin bulunmasının doğal olduğunu belirten Ayetullah Hamenei, ancak bu tür sorunların kamuoyu önünde dile getirilmesinin halkı ümitsizliğe düşürdüğünü vurgulayarak yetkililerin sorunlarını kendi aralarında konuşarak çözmeleri gerektiğini söyledi.

·  2 Nisan’da İstihbarat Bakanı eski Yardımcısı Hüccetulislam Muhammed Rıza Nurullahiyan güvenlik güçleri tarafından tartaklandı ve din alimlerinin yargılandığı özel mahkeme tarafından 5 saat sorgulandı. Nurullahiyan’ın kamu güvenliğini bozmak ve halkı ulusal güvenliğe karşı kışkırtmakla suçladığı açıklandı. Nurullahiyan’ın tutuklanarak Evin cezaevine nakledildiği bildirildi.

·  7 Nisan’da İran’ın önde gelen taklit mercilerinden Ayetullah Mekarim Şirazi, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ı İmam Mehdi’nin komutanı olarak gösteren “Zuhur Yakındır” adlı filmi sapkınlık olarak niteledi. İran’da yayımlanan “Haber” adlı gazetenin internet sitesinde yer alan habere göre Ayetullah Mekarim Şirazi, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın bazı dini kaynaklarda yer alan ve İmam Mehdi’nin zuhuruna yakın bir dönemde ortaya çıkarak onun gelişi için zemin yaratacağı belirtilen komutanlarından Şuayb bin Salih olduğunu öne süren belgesel filmi sert bir şekilde eleştirdi. Ayetullah Mekarim Şirazi, CD’ler halinde dağıtılan “Zuhur Yakındır” adlı belgeselin insanların inancına zarar verdiğini belirterek “Bunlar genç neslin camilere gelmesinden korkuyorlar, son zamanlarda bazı kimseler, kuşku verici işler yapıyorlar ve halkın inançlarını siyasi meselelere alet ediyorlar” dedi.

· 17 Nisan’da İran İstihbarat Bakanı Haydar Muslihi’nin istifası Devrim Lideri Ayetullah Hamenei’nin müdahalesi ile önlendi. İrna haber ajansının bildirdiğine göre İran Meclisi milletvekillerinden Muhammed Rıza Bahoner, İstihbarat Bakanı Haydar Muslihi’nin yetkilerinin sınırlandırıldığını düşünerek istifa ettiğini; ancak İmam Hamenei’nin Muslihi’nin görevde kalması yönündeki görüşü üzerine Ahmedinejad’ın istifayı reddettiğini açıkladı.

· 20 Nisan’da Ahmedinejad’ın görevden alma kararına ilk tepki İran’ın eski İstihbarat Bakanı Muhsini Ejei’den geldi. Ejei, Görevinden azledilen; ancak Devrim Liderinin müdahalesiyle görevine iade edilen mevcut İstihbarat Bakanı Haydar Muslıhi’nin görevden alınış şeklinin açıklanamaz olduğunu söyledi.

·  29 Nisan’da İran Devrim Lideri’nin Devrim Muhafızları Ordusu’ndaki Temsilci Vekili Huccetu’l-İslam Mucteba Zunnur, ülkedeki asıl cumhurbaşkanının Ahmedinejad değil, Rahim Meşşai olduğunu söyledi.

· Ahmedinejad, Muslıhi’nin görevden alınmasının Hamenei tarafından veto edilmesinden sonra cumhurbaşkanlığına 2 hafta boyunca gitmedi, iki bakanlar kurulu toplantısına ve başkanlığını yaptığı Kültür Devrimi Yüksek Kurulu toplantısına katılmadı.

· 1 Mayıs’ta İran Cumhurbaşkanlığı Kültür Kurulu Genel Sekreteri Huccetulislam Abbas Emirifer tutuklandı. İran Cumhurbaşkanlığı Bürosu Başkanı İsfendiyar Rahim Meşşai’ye yakınlığıyla bilinen ve “Velayetçi Vaizler Birliği” adlı dini-siyasi oluşumun başkanlığını da yapan Emirifer’in Ahmedinejad’ı İmam Mehdi’nin komutanı olarak gösteren ve İran’daki dini otoritelerin yoğun tepkisine sebep olan “Zuhur Yakındır” adlı belgesel film kapsamında tutuklandığı bildirildi.

· İran’daki internet sitelerinden Ayandeh-Negar’da yayımlanan bir makalede, “Ahmedinejad’ın cin çağırma ve kara büyü yeteneğine sahip olduğu iddia edilen" yardımcısının tutuklandığı belirtildi. Yazıda geçen bazı ifadeler şöyle: “Çeşitli haber sitelerinde, tutuklanan Abbas Ghafari adındaki kişinin “ruhlarla bağlantısı” olduğu iddia edildi… Ghafari, “metafiziksel yetenekleri olan ve diğer dünyalarla bağlantıya geçebilen birisi olarak tanımlandı… Ayrıca M. Had adındaki kişiyle yakın ilişkisi var. Ghafari’nin tutuklanmasının ardından, serbest bırakılması için çok defa talepte bulunuldu…”

İran’daki yönetim krizi Velayet-i Fakih etrafında dönen bir otorite mücadelesinin yansıması durumunda.  İran sisteminin ana unsuru olan Velayet-i Faqih Kurumu tüm otoriteyi doğrudan ya da dolaylı yollardan kendisinde toplayan bir yapıya sahip. 1979’dan vefatına kadar İmam Humeynî’nin başında olduğu kurum devrimin idealist yıllarında ve İran-Irak savaşında işlevsel biçimde birçok krizin aşılmasında önemli bir fayda sağlamıştı. Ancak İmam Humeynî sonrası gelişen süreçte büyük oranda siyasi taraflar arasında Hakemlik görevini sürdüren İmam Hamanei özellikle 2009 Seçim süreci sonrasında daha büyük bir krizin ortasında buldu. Muhalefeti klasik devlet yöntemleriyle sistemin dışına iten Veliyy-i Fakih’in önünde şimdi Yeşil Hareket’ten daha büyük bir tehlike bulunuyor. Siyasal rakiplerine karşı Veliyyi Fakihçilik kalkanıyla iktidarlarını sağlamlaştıran Ahmedinejad ve Meşşâî kadrolarının asıl hedefinin 2013 seçimleri olduğu ortada. Bu açıdan bakıldığında İran yönetiminin zirvesinde yaşanan Hamanei-Ahmedinejad arasındaki sorun bir bakanın görevinden alınıp alınmamasından ibaret değil. Bu, İran İslam Cumhuriyeti'nin gelecekte izleyeceği rotaya yön verme mücadelesi aynı zamanda. Ahmedinejad İran Anayasası gereği en fazla iki dönem için cumhurbaşkanı seçilebildiğinden 2013 yılında aday olamayacak.

İran Cumhurbaşkanı, kendisinden sonra cumhurbaşkanlığına eski Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri İsfendiyar Rahim Meşşai'nin gelmesini istiyor. Hamanei, Ahmedinejad'ın istihbarat bakanını görevden almasının nedeninin de, Meşşai'ye bu alanda daha fazla nüfuz alanı açmak olduğunu düşünüyor.

Meşşâi’nin ve dolayısıyla Ahmedinejad’ın temsil ettiği siyasal söylem ise şaşırtıcı biçimde İran İslam Cumhuriyeti’nin 1979’dan beri dillendirdiği temel resmî görüşten farklılıklar arzediyor. İslâm Cumhuriyeti Nizâmı, Ümmetçiliği ve vahdet söylemini Şiiler ve Sünniler arasındaki ihtilafları -en azından söylem düzeyinde de olsa- en aza indirme dilini kullanırken Meşşâi çizgisi Ümmetçilikten çok “İran/Fars İslam’ı” denen bir milliyetçi-İslamcı sentezini savunuyor. Birçok konuşmasında Hz. İbrahim’in ve peygamberlerin Farsî olduğunun altını çizen Meşşâi ve onun gibi düşünen hükümet kadrolarına göre Mehdî’nin İran’a gelişiyle birlikte Armagedon kıyamet süreci başlamış olacak. Mehdî’nin gelişini hızlandırmak için gerilimin ve kaosun artması gerektiği öncülüne dayanan Farsî/Mehdevî bir siyasal söylemin kısmen örtüştüğü noktalar olsa da İran Devriminin ana hattıyla çelişmesi ise Veliyy-i Faqih Hamanei ve onun çizgisindeki kadroları rahatsız ediyor.

Hamanei, her ne kadar Reformist hareketi bütünüyle sistem dışına itme politikasında Ahmedînejad ve kadrolarını açıkça desteklediyse de bu birlikteliğin bugün derin bir çatlak haline geldiğini taraflar da açıklamalarında gizlemiyorlar. 

Yeşil Hareket, velayet-i fakih kurumunun temel yapısının da reformize edilmesini/otoritenin tek elde toplanmadan Şûrâ’nın daha etkin olmasını savunurken Ahmedînejad-Meşşâi çizgisi velayet-i fakih kurumunun asli yapısının ötesine geçen ve onu sadece bir araca dönüştüren bir politik çizgiyi ifade ediyor. Bu açıdan sistem açısından “fitne”nin gerçekte nereden geleceği konusunda İran’da ciddi bir soru işareti olarak duruyor.

İran halkının özgürlük taleplerini sistem dışına iterek söz konusu taleplerin istismar zeminin kendi elleriyle hazırlayan mevcut iktidar sahiplerinin derin devleti elinde tutan odaklarla hangi tabanla mücadele edeceği merak konusu.

YAZIYA YORUM KAT

10 Yorum