İran'ın Belucistan bölgesinde düzenlenen intihar saldırısının sebebi belli. Ülkenin Pakistan ve Afganistan'la sınırında bulunan ve onlarca etnik kökeni barındıran bölgede istikrarın zarar görmesi tüm İran'ı etkiler

Haber ajansları geçen cuma, İran’ın Sünni Müslüman çoğunluğa sahip güneydoğu bölgesinin (Belucistan) başkenti Zahedan’da bir Şii camisinin intihar saldırısına maruz kaldığını aktardı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca sivil şehit oldu. Haberin üzerinden birkaç saat geçmeden ajanslar, cumhurbaşkanının aynı kentte bulunan seçim bürosuna silahlı kişilerin saldırdığı ve biri çocuk üç kişinin yaralandığı haberini aktardı.

Bu iki terör saldırısını kimse üstlenmedi, ancak İranlı yetkililer ABD’yi bu vahşi saldırıların arkasında dolaylı veya doğrudan olarak durmakla suçladı. CIA’in Sünnilerin haklarını koruma gerekçesiyle, merkezi Pakistan-İran sınırında bulunan Cündullah adlı terör örgütünü kolladığı biliniyor. Bu örgüt geçmişte de aynı bölgede birçok intihar saldırısı düzenlemişti. CIA’in ve Irak’taki işgalci Amerikan ordusunun PJAK adlı bir diğer terör örgütüne destek verdiği de biliniyor. Bu örgüt yüzlerce sivilin yanı sıra, azımsanmayacak oranda sivil hükümet yetkilisinin ve Irak sınırında konuşlanmış askerlerin ölümünden sorumlu. Ayrıca CIA’in ve İngiliz istihbaratının Şii Huzistan bölgesi Araplarından bir dizi aranan isyancıyı kolladığı da biliniyor. Söz konusu kişiler, bu istihbarat örgütlerinin Irak sınırından kendilerine verdikleri silahları kullanarak saldırdıkları yüzlerce sivilin, İran polisinin ve Devrim Muhafızları’nın yükünü taşıyor. CIA’in, Irak işgali boyunca terör örgütü olduğu ispatlanmış ve uluslararası terör örgütleri listesine konulmuş Halkın Mücahitleri örgütünün yüzlerce üyesinin bulunduğu Irak’taki Eşref kampının kapatılmasını engellediği de biliniyor. Ayrıca yeni muhafazakârlara bağlı American Enterprise Institute adlı düşünce kuruluşunun, İran halkının 83 parçaya ayrılması üzerine erken bir alan araştırması yaptığı biliniyor.

Bugün İran İslam cumhuriyetindeki iktidar sınıfı kadar sıradan insanların da zihninde yer eden bu bilgiler, devrimin ve bağımsızlığın İran’ıyla büyük şeytanın, imparatorluk emellerinin ve hâkimiyetin ABD’si arasında 30 yıldır dönen çekişmenin arka planında duruyor. Büyük şeytanın terörle mücadele gerekçesiyle Afganistan ve Irak’tan beri tutuşturduğu savaşların ve mezhepçi fitnelerin gerçekçi arka planı bu bilgilerdir. Lübnan’da kontrol sağlama girişimlerinin, iç savaşların, 1982’de vahşice işgal edilmesinin, Lübnan ve Filistin’e yönelik 2006 ve 2009 savaşlarının arka planında da bu bilgiler yer alır. Farklı dönemlerde ve şekillerle halklarımıza karşı bazen doğrudan, bazen de vekaleten yürütülen organize Amerikan terörüdür bu.

Peki neden Belucistan ve niye şimdi? İran’ın jeosiyasi haritasını ve demografisini bilenler, Pakistan ve Afganistan’la son attığı işbirliği adımlarını takip edenler, dini lider Hamaney’in son haftalarda yaptığı ve gelecekteki temel sorunun Şii-Sünni fitnesinin körüklenmesi olacağına dair sözlerini dinleyenler, niye seçim öncesinde Belucistan’ın seçildiğini anlayacaktır. Belucistan İran savunmasının zayıf karnı. Belucistan Kabil, İslamabad ve Tahran arasındaki bölgesel işbirliğinin deneme, halkların canlarını ticarete döken ölüm timlerininse buluşma noktası. Bu timler bölgeyi NATO ve Afganistan’ı işgal eden Amerikan güçlerinin koruması altında uyuşturucu ticaretinin ana yolu olarak kullanıyor. Belucistan İran’ın 83 milleti, mezhebi, lehçesi ve dinleri arasında ortak yaşama noktası. Yeni muhafazakârların kalıntıları, Afganistan, Irak ve Lübnan’da fitne rüzgarı estirerek yapmaya çalıştıkları gibi, İran’ın istikrarını da sarsabileceklerini düşündü. Beklediklerinden de daha hızlı şekilde hayal kırıklığına uğrayacaklar.

(Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, 1 Haziran 2009)

RADİKAL