1. YAZARLAR

  2. Faruk Beşer

  3. Helal Olsun GDO
Faruk Beşer

Faruk Beşer

Yazarın Tüm Yazıları >

Helal Olsun GDO

02 Eylül 2012 Pazar 00:33A+A-

Helal gıdanın önemi konusuna devam edeceğiz. Muhtemelen GDO, hormon, transgenik bitki teknolojisi ve genetik bilimi gelişinceye kadar aşağıda mealini vereceğimiz ayetlerin derin işaretlerini ilk muhatabı dışında kimse anlamamıştı:

"Öyle insanlar vardır ki, dünya hayatına dair sözleri merakınızı celbeder. Kalbinin temizliğine de Allah'ı şahit tutar. Oysa o çok yaman bir düşmandır. İş başına geçince yeryüzünde fesat çıkarmak ve ekini de nesli de mahvetmek için çabalar" (2/204-205).

"Şeytan Allah'a dedi ki, senin kullarını yoldan çıkaracağım, kuruntulara boğacağım. Onlara emir vereceğim hayvanların kulaklarını delecekler, emir vereceğim Allah'ın yaradışını bozacaklar. Kim şeytana uyarsa açıkça ziyan etmiş olur" (4/119).

Bu iki ayeti kerime bile Kuranı Kerim'in muciz olduğunu anlatmaya yeter.

İşaretlerinden bazılarına bakalım:

Dünya merkezli bir bilimin söyledikleri insanı şaşkına çevirebilir,

Bilimi değer tanımadan kullananlar iyi niyetli olduklarını söyleseler de insanlığa düşmanlık etmiş olabilirler,

Değerlerden uzak bir bilim anlayışı bitkileri de de insan neslini de bozup mahvedebilir,

Sırf merak saikıyla hareket eden bilim Allah'ın yaratış kanununa müdahale edebilir,

Ve bütün bunlar şeytanın iğvası/saptırması ile olur.

Şimdi buracıkta İslam'ı doğru anlamanın temel kurallarından birini hatırlayalım: Doğal olandan yana olmak, fıtrata müdahale etmemek. "Allah'ın yaratışında değiştirme olmaz. Doğru din budur, ama insanların çoğu bunu bilmezler" (30/30).

Buradaki değiştirme, tebdildir. Tebdil, bir şeyin yerine ondan bedel başka bir şeyi koymaktır. İnsan yeryüzünün halifesidir. Allah'ın izni çerçevesinde eker, biçer, aşılar, ağaçları budar, meyveleri seyreltir, hayvanları için cins damızlıklar arar, yetiştirir, her hangi bir cinsin verimini artırmak için gerekli ıslah çalışmaları yapar, iyi cins tohumlar geliştirir vs. Bunların hiç biri yaratışı bozmak değildir.

Bu kural herkes tarafından bilinmekle beraber, yaratışı bozmanın nerede başlayacağını anlamakta doğrusu zorluk çekiyordum. Son katıldığım gıda sempozyumunda öğrendiklerimle genetik müdahalenin yaratışı bozma, ya da bozma yollarından biri olduğu kanaatine vardım.

Bilindiği gibi canlıların ve bitkilerin hücrelerinde bütün kalıtsal özelliklerini taşıyan DNA'lar ve DNA sarmallarında da o canlının ya da bitkinin binlerce özelliğini kodlayan genler bulunur. Diyelim ki domatesin kırmızılığını sağlayan kırmızılık geni, sertliğini sağlayan sertlik geni vb. Eğer domatesin daha sert olup raf ömrünün uzun olmasını istiyorsanız, sözgelimi fındığın kabuğunun sertliğini sağlayan geni alıp domatesin gen dizisine ekliyor, böylece sert bir domates elde etmiş oluyorsunuz. Artık kırmızılığı için de bir kırmızılık geni bulmak zor değil. Bunu hayvanlar, hatta insanlar üzerinde de yapabilir ve bir canlıdaki özelliği bir başka canlıda oluşturabilirsiniz. Biraz ironi olacak ama bir boğanın boynuz genini bir insanın gen haritasına eklemeyebilirsiniz.

İşte doğal yollarla olması mümkün olmayacak şekilde, genleriyle oynanarak elde edilen bitkiler ya da canlılara GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tabir edilir. Bunlar için transgenik ürünler tabiri de kullanılır.

Bu uygulamanın fıtrata müdahale ve yaratışı bozma olduğu konusunda hemen hemen şüphem kalmadı.

Konuyla ilgili bir de hibrit, ya da teknolojik hibrit tabiri vardır. Hibrit aslında melez demektir ve tabiatta doğal olarak gerçekleşmektedir. Doğal hibritin belki de en belirgin şekli, eşekle atın birleşmesinden katırın doğmasıdır. Ancak doğal hibritte bir başka türün doğması söz konusu değildir. Katır her iki cinsten farklı olmasına rağmen üremez ve yeni bir cins oluşturmaz. Kaldı ki, Allah Rasulü yasaklamamakla beraber bunu bile hoş görmemiştir. Hz. Ali bir gün kendisine, "Ey Allah'ın Rasulü, katır güçlü bir hayvan, biz de katır üretsek olmaz mı" diye sorduğunda, Efendimiz "bu, işi bilmeyenlerin bir uygulamasıdır" buyurmuştu.

Oysa teknolojik hibritte mesela bir cins biberin erkeklik organları, diğer bir cinsin ise dişilik organları alınarak kendi cinsiyle döllenmesi gereken biber bir başka cinsle döllenip güçlü ve başat bir cins üretilmekte, böylece hem verim artırılmakta, hem de istenmeyen otlara ve böceklere karşı dayanıklılık sağlanmaktadır. Bu elbette faydalı bir iş olarak gözükmektedir. Ama bu yolla geleneksel ve doğal olan bütün türler bozulmakta ve artık bulunamayacak şekilde yok olup gitmektedir. Böyle hibrit bitkilerin ise geleceği ve insan sağlığı üzerindeki etkileri henüz bilinmemektedir. Bu sebeple teknolojik hibritin de fıtrata müdahale ve yaratışı bozma anlamına geldiğini, binaenaleyh caiz olmadığını düşünüyorum.

Daha söyleyeceklerimiz var.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT