1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Hama Katliamı İzmit'te Telin Edildi
Hama Katliamı İzmitte Telin Edildi

Hama Katliamı İzmit'te Telin Edildi

Suriye’nin Hama şehrine bağlı Tireymse köyünde Baas ordusu ve işbirlikçisi Şebbiha’nın gerçekleştirdiği katliam Kocaeli’nde protesto edildi.

14 Temmuz 2012 Cumartesi 20:01A+A-

Özgür-Der Girişiminin çağrısıyla saat 19.00’da İzmit’teki Sabri Yalım Parkında toplanan İslami kuruluşlar burada ortaklaşa bir basın açıklaması yaparak katliamı lanetlediler. Eyleme, Özgür-Der Sapanca-Geyve ve Sakarya bileşenleri adına da temsilî katılımda bulunuldu.

İzmit şartlarına oranla katılım boyutuyla ilgi toplayan eyleme Başbakan Erdoğan’ın Kocaeli’nde bulunması sebebiyle aksayan trafik yüzünden birçok kişi de ancak eylemin sonuna yetişebildi.

Kardeş Suriye Halkının Kendini Savunmasını Engellemek Baas Katliamına Ortak Olmaktır!”  yazılı bir pankartın açıldığı eylemde “Baas Katlediyor, Dünya Seyrediyor! Katillere Lanet, Susanlara Yazıklar Olsun!”; “Esed Çetesi ve Destekçileri Döktükleri Kanda Boğulacaklar!”; “Baas Çetesinin Yerli Sözcüleri! Tireymse Katliamını Örtmek İçin Görev Başına!” ve “Sessiz Kalmak, Ortak Olmaktır!” yazılı dövizler taşıyan kitle sık sık tekbir getirerek şu sloganları attı: “Katil Esad Babasının İzinde!”, “Esad Gidecek, Baas Bitecek!”, “Beşşarı Ateşle Müjdele!”, “Suriyeye Özgürlük, Direnişle Gelecek!”, “Yaşasın Suriye Halkının Direnişi!”, “Yaşasın Küresel İntifada!”, “Suriye Halkı Yalnız Değildir!”, “Direniş, Adalet, Özgürlük!”, “Esadla Görüşme, Katliama Davettir!”, “Birleşmiş Milletler Oyalama Örgütü!”, “Emperyalizm Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak!”, “Güvenlik Konseyi, Petrolün Bekçisi!”, “Bahane Üretme, Direnişi Destekle!”, “Suriye Bosna Olmasın!”, “Özgür Şam, Özgür Kudüs!”

Eylemi katılımcı kuruluşlar adına yöneten Özgür-Der Girişimi sözcüsü Haşim Ay, bir giriş konuşması yaparak günün önemi ve toplanma amaçlarıyla ilgili olarak bilgilendirmede bulundu. Ay, konuşmasında özetle şunları vurguladı:

Oğul Esed, 1,5 Yıldır İşlediği Cinayetlerle Babasını Geçmiş Vaziyette!

“Bugün burada Hama katliamını protesto etmek için toplanmış bulunmaktayız. Yanlış anlaşılmasın; 1982 yılında Baba Esed tarafından gerçekleştirilen ve binlerce insanın katledilmesine sebep olan o hepimizin bildiği Hama katliamından bahsetmiyoruz. Gerçi çok da farkı yok ya! En nihayetinde Oğul Esed, 1,5 yıla yakın bir süredir Suriye bütününde gerçekleştirdiği katliamlarla babasını çoktan geçmiş vaziyette!”

Baştan Sona Tüm Suriye Hama Hükmünde!

“Bugün için baştan sona artık tüm Suriye Hama hükmünde. Suriye’de, Ortadoğu’daki kardeşlerinin başkaldırışından cesaret alarak despotik Baas rejiminin vesayetine karşı ayaklanan Suriye halkı, Der’a’da, Hula’da, Bab Amr’da ve son olarak da Hama’da toplu katliamlara maruz kaldı. Suriye’deki büyük zulmün ve onurlu direnişin uluslar arası düzlemde son birkaç aydır daha bir gündemleştiği bir sürece denk gelen ikinci Hama katliamı, Rusya, Çin ve maalesef İran’dan destek alan Baas rejiminin halkına karşı nasıl bir gözüdönmüşlük içerisinde bulunduğunu bir kez daha gösterdi.”

Tireymse, Özgürlük Mücadelesine Verdiği Desteğin Bedelini Ödedi!

“Direniş güçlerinin kontrol ve koruması altında olan bölgelerden birisi, Hama’nın Tireymse köyünde gerçekleştirilen vahşet bir kez daha yüreklerimizi dağladı. Tireymse, özgürlük mücadelesine destek vermenin bedelini en ağır şekilde ödedi.

Suriye’deki insanlık dışı zulme karşı sessiz kalmaktan daha büyük bir onursuzluğun olamayacağını düşünen bizler, İzmit’te mukim Müslüman öbekler olarak susma zilletinin bir parçası olmamak için bugün burada toplanma kararı aldık. Aslında belki Rabbimize karşı bir mazeretimiz olur umuduyla burada buluşmanın Suriye halkından daha çok bize faydası var. Yine bu vesileyle mazlum Suriyeli kardeşlerimiz belki sesimizi duyar da yarın mahkeme-i kübrada boğazımıza yapışmazlar!”

Daha sonra İdebir gönüllüsü Melike Güzel, Özgür Suriye Ordusu Humus Kırsalı Telkelah Şehitleri Tugayı Komutanı Şeyh Abdurrahman’ın Suriye’deki duruma uyarladığı şair Dr. Abdulgani et-Temimi'nin Filistin için yazdığı "Ne Zaman Öfkeleneceksin?!" şiirinin Türkçe çevirisini okudu. Şiir esnasında toplulukta duygusal atmosfer belirdi, tekbir getirildi. Müteakiben tertip komitesi adına Zeynep-Der Başkanı Sabiha Ateş Alpat basın açıklamasını okudu. Eylem, Özgür-Der gönüllüsü Betül Saraç’ın hazırlayıp yaptırdığı dua ile son buldu.

izmit-20120714-1.jpg

izmit-20120714-2.jpg

izmit-20120714-3.jpg

izmit-20120714-4.jpg

izmit-20120714-5.jpg

izmit-20120714-6.jpg

izmit-20120714-7.jpg

izmit-20120714-8.jpg

Basın Açıklamasının Tam Metni:

SURİYE BOSNA OLMADAN…

1 yılı aşkın zamandır Suriye halkı, ülkede kökleşen Baas vesayetini izole etmek için mücadele etmektedir.  İktidar tekelini elinde bulunduran ve yarım asrı aşkın süredir Suriye halkını OHAL rejimiyle yönetmekle ülkeyi açık bir cezaevine dönüştüren Baas çetesi, dün olduğu gibi yine 17 Mart İntifadasından bu yana da muhalefeti baskıyla, zulümle ve katliamlarla terbiye etmeyi sürdürmektedir. Baas çetesinin son 1,5 yıldır Suriye’de işlediği cinayetler ve yaptığı toplu katliamlar sayılarak bitmez. Küresel iletişim çağında uluslararası toplumun gözü önünde yapılan bu kıyımlar zincirinin son halkası, 12 Temmuz günü gerçekleştirilen Hama katliamı olarak kayıtlara geçti. Hama’da katil Baas ordusunun hava saldırısı sonrasında Şebbiha isimli paramiliter çete ağır silahlarla karadan girerek direnişin komutasında olan Tireymse köyünü yerle bir etti. Tireymse’de bugün itibariyle ulaşılan bilgilere göre çocuk, kadın, genç, yaşlı 300’ün üzerinde kardeşimiz vahşice katledildi.

Hem Katil, Hem Müfteri!

Birkaç ay öncesine kadar destekçisi güçlerle birlikte Baas rejimi ısrarla olayların üzerini örtme, Suriye’de herhangi bir sorunun ve ayaklanmanın olmadığını iddia etme yoluna gitmekteydi. Gelinen noktada ise ülkedeki zulüm ve katliam tablosunun üzerinin artık örtülemeyeceğini gören katil rejim ve işbirlikçileri bu kez iftiracı yüzleriyle sahnede belirdiler. Buna göre ülkede sorun çıkaran bir avuç “terörist” bulunmakta ve bu “şebeke” kendisini gündemleştirmek için halkı katlederek bunu rejimin üzerine yıkmaktadır! Ve tabii söz konusu “terörist” şebeke ağırlıklı olarak ya kökü dışarıda ya da Suriye’nin düşmanı dış güçlerin destek ve yönlendirmesi altındadır.

Bu retorik ne kadar da tanıdık değil mi? Bizler Türkiyeli Müslümanlar olarak bu söyleme hiç de yabancı değiliz. Çünkü bu propagandif jargonun somutlaştığı en önemli ülkelerden birinde yaşıyoruz. Birkaç yıl öncesine kadar yoğunluklu olarak bu retorik tanıklığını yaptığımız coğrafyada da icra ediliyordu. Halklarının değer dünyasına sırt çevirmiş ve onları ellerinde bulundurdukları baskı aygıtlarıyla dönüştürmeye çalışan diğer tüm despot rejimler gibi, ülkemiz halklarına tebelleş olmuş laik-Kemalist diktatörlük de muhalifleri yok sayarak ve zulmederek sindiremeyince benzeri bir iftira kampanyasına yöneliyordu. Dozajı düşmüş ve dönüşüm geçirmiş de olsa bu yok sayıcı, tahfif edici ve karşıtına karşı müfteri zihniyeti daha dün Uludere katliamı sonrasında bir kez daha müşahede etmedik mi?

İkna Diplomasisi = Oyalama Siyaseti

Tireymse katliamının zamanlaması da ilgi çekici. Dikkat edilirse bu katliamın zamanlaması, konuya dair diplomatik zeminde hummalı bir gündemin oluştuğu bir vasata denk gelmiştir. Bu da bir kez daha göstermektedir ki, katil Baas çetesinin diplomatik ilişkileri, uluslararası arenada yükselen kınama üslubunu ve o çokça dillendirilen yumuşak geçişi tınladığı yok! Baas çetesi için olsa olsa diplomasi trafiğinin tek değeri olabilir; o da, zamandan kazanmak ve ömrünü biraz daha uzatmak için daha fazla kan dökmektir! Nitekim rejimin dostları olmakla övünen Rusya, İran vb. ülkelerin diplomatik temaslardaki ikiyüzlü tutumları da katil Esed’e moral-motivasyondan öteye gitmemektedir. Kuruluş ilkelerine bağlı olduğumuz için buradan özellikle de İran’a sesleniyoruz: Gelecek kuşakların onursuzluk ve hatta ihanetle yâd edeceği açık olan bu despotizm yanlısı tutumunuza artık bir son vermeyecek misiniz? Size değer veren İslami hareketleri ve Müslüman halkları daha ne kadar yaralayacaksınız? Dar kalıplı mezhep ve ulus menfaatlerinin evrensel ümmet maslahatı ve insanlık onuru ile çatıştığı böylesi bir vasatta kendinize yakıştırdığınız tutum bu mu olmalıydı?

Baas Çetesiyle İlişkiler Dondurulsun, Muhalefet Üzerindeki Silah Ambargosu Kaldırılsın!

Öte yandan yine buradan Türkiye hükümeti ve direnişin yanında olduğunu iddia eden güçlere de sesleniyoruz: Bizler ilhamını her türlü cahilî karışımdan beri olan Vahiy’den alan Müslümanlar olarak ilan ediyoruz ki; siyasetiniz, siyasetimiz değildir. Suriyeli Müslümanları ve onurlu mücadelelerini sahiplenişimiz ilkesel bir sorumluluktan kaynaklanmaktadır. Siyasetimiz, kimlik siyasetidir ve sizin ulusal menfaat eksenli hâkim siyasetinizin üzerindedir. Ancak bu demek değildir ki, halkların lehine gördüğümüz politika ve icraatlarınızı desteklemeyeceğiz. Bizim için bu, marufu emir ve münkerden nehiy görevinin bir gereğidir. Suriye’ye olan ilgimiz hem vacib-i an hem de ilkeseldir. Kiminizin petrol, kiminizin ağabeylik dürtüsü ve kiminizin de salt ekonomik veya ulusal çıkar politikalarıyla takındığı görece direniş yanlısı tutumunuzu önemsiyoruz. Ancak Suriye muhalefetini diplomatik zeminlerde kafanızdaki çözüm planlarına ikna etmekten artık vazgeçin, diyoruz. Artık bir şey yapıyormuş gibi davranarak aslında hiçbir şey yapmama ikiyüzlülüğünden vazgeçin! Boynuna geçirilmiş zulüm ve esaret zincirini kırarak özgürleşmek ve geleceğini kendi öz değerleriyle yeniden inşa etmek için ayaklanmış olan Suriye halkının aziz direnişinin sizden beklentisini biliyorsunuz. Direniş üzerindeki silah ambargosunu kaldırın ve despotik rejimle her türlü ilişkinizi kesin! Çünkü Suriye halkının direngen iradesi maddi güçle birleştiğinde üzerindeki zulmü defetmeye yeter de artar bile!

Her kesime ve kendini evrensel insani değerlere nispet eden tüm ülkelere tutarlılık çağrısında bulunuyoruz!

ZEYNEP-DER, İHH (KİYAD), AKV, ÖZGÜR-DER GİRİŞİMİ, MAZLUMDER, İDEBİR, TBBD, EMİRDER, GENÇLİK-DER 

HABERE YORUM KAT

3 Yorum