1. YAZARLAR

  2. Melih Altınok

  3. Gel de öldürme şimdi yoldaş
Melih Altınok

Melih Altınok

Yazarın Tüm Yazıları >

Gel de öldürme şimdi yoldaş

04 Eylül 2012 Salı 05:52A+A-

Acaba akut problem neydi de, Şemdinli’de toprağa bıraktığı canların cenazesini bile kaldırmadan Beytüşşebap’ta yine silah kuşandı PKK?

Asker halkın arasına dalıp PKK’lilere saldırdı, onlar da kendilerini ve halkı korumak için silaha mı davrandı? Yani bir müdafaa mı sözkonusu?

Hayır, aksine atak var yine. PKK Şemdinli’de olduğu gibi Beytüşşebap’ta da kaymakamlık binasını ele geçirip 15 dakikalık bayrak mastürbasyonu için 30 canı yaktı.

O zaman öncesine bakalım, belki bir iz buluruz.

Başbakan Erdoğan Kanaltürk’te konuşmuştu geçen, aklıma o geliyor. Ama “Önceki ve şimdiki MİT müsteşarlarımızı Ada’ya gönderen, Oslo’ya gönderen bir başbakanım ve yine gönderirim” demişti, niye kızsınlar ki?

“Operasyon” dese kimsenin gıkını çıkartmayacağı, her gün onlarca insanın yaşamını yitirdiği bir ortamda Başbakan’ın bu hatırlatmayı yapması mı uykularını kaçırdı? Allah Allah bir başbakanın müzakere kararlığından katliam gerekçesi nasıl çıkar ki?

Eğer öyleyse, aralarında BDP’lilerin de olduğu Kürt aydınlarının çözüm için yan yana gelmesi projesi sorulunca Erdoğan’ın “destekleriz” demesiyle de iyice çileden çıkmış olmalılar.

Haklısınız, olamaz.

Başka? Başbakan’ın Şemdinli’de PKK’lılarla kucaklaşan BDP’lilerin dokunulmazlığıyla ilgili sözleri mi dersiniz saldırının gerekçesi?

İyi de Erdoğan, parti kapatma ve dokunulmazlık konusunu anayasa yapımına dâhil etmek gibi, [Osman Can’ın tabiriyle] “tuzaklara” açıkça mesafe koydu konuşmasında. Bireysel sorumluluktan bahsetti. Evrensel hukuk ve demokrasi açısından hiçbir sorun yok sözlerinde.

Dünyanın neresinde, kim olursanız olun terörü, şiddeti sistematik olarak överseniz yasal müeyyideyle karşılaşırsınız. Ve bir başbakan da bunu söyler. Bu İspanya’da da böyledir, İtalya’da da, Britanya’da da... İsterseniz ABD’yi hiç saymayayım.

Yüzlerce Kürt ve Türk gencinin kanıyla suladıkları Şemdinli Katliamı’na ve “buraları 700 kişiyle kontrol altında tutuyorlar” şeklindeki tacizkâr boy vermelerine rağmen 700 bin kişilik ordu sefere mi çıktı?

Bu da olmadı. Selahattin Demirtaş bile ordu operasyon yapmıyor demedi mi açıklamasında? Hükümet, milliyetçi ve ulusalcı cenahın “vur” çığlıklarına direnmiyor mu hâlâ?

Belki de saldırdıkları “demokratik özerklik bölgelerinde” güvenlik kuvvetleri halkı ve elbette kendi canlarını savundu diye rahatsızlar. Huzursuzlukları hükümetin ikinci bir Uludere tuzağına düşmemesi, tek bir sivilin burnunu bile kanatmaması yüzünden de olabilir.

Yılların asimilasyon politikalarını mı hatırladılar yoksa? Bu konuda üniversitelerdeki Kürt enstitülerinde üstelik de anadillerinde bir tez hazırlayabilirlerdi oysa, artık engel yok. Devletin Kürtçe televizyonundaki programlarda konuyu tartışan Kürtleri tehdit etmekten vakit bulabilirlerse tabii.

AKP Diyarbakır Milletvekili Mine Lok Beyaz da eleştiriyordu geçen gün. Kürt kentlerindeki “Ne mutlu türküm” sloganları mı sinirleri gerip ellerini tetiğe götürüyor acaba?

Hım... 30 canı katlederek gündemde tutulacak bir talep hakikaten de.

“Reform adımlarının gecikmesi” değil mi? hıhı... Severler bu örnekleri diye söylüyorum, ortada 30 ölü varken “yetersizlik” gerekçesi dillendireni, Lenin’in Kautsky’e söylediği gibi, kahkahalarla öldürürler vallahi.

Evet, niye vurdunuz, vurdurdunuz yine 30 insanı?

Ayrımsız şiddete karşı çıkıp PKK’nin de katliamlarını eleştirdiği için Halil Berktay’a milliyetçi parti kurmasını, Yıldıray’la beni de yanına almasını salık veren yazılar yazan “ironik” arkadaşlar varken PKK’nin bu sorulara “ciddi” yanıt vermesine gerek yok gerçi.

Cinayetlerini, bırakın “operasyon hatası” saymayı, gocunmadan kutsayan solcu yoldaşlara sahip olan PKK, zor olanı, siyaseti seçeceğine katliam yapar elbette. Hem de göğsünü gere gere.

Evet, dünyalılar bizim burada “ordu operasyon yapamasın” diye çırpınan, buna zemin hazırlayanları eleştiren antimilitaristler “Gandici” diye küçümseniyor. Ayrım yapmadan çocukların ölümüne kahrolan ve bu yüzden Türk-Kürt milliyetçilerin aynı anda hışmını üzerine çeken insanlar “milliyetçilikle” yaftalanıyor.

Yaaa “solcular” tarafından. Üstelik en aklı başında bildiklerimizce. Ne yapalım, canı kanı Esad’a feda olanları Hatay’dan bakınca bile anlıyoruz da, bunlar pek renk vermiyordu.

Neyse yeterince keyiflerini kaçırdım yine. Hatta rahatlatayım kendilerini biraz.

Demokratlara, çoktan bir hak mücadelesinden çıkıp egemenlik savaşına dönüşmüş bu kör dövüşünde Kürt ulusalcılarının yanında yer almadığı için şovenizm yaftası yapıştıranlar, istediğiniz oluyor yavaş yavaş.

Evet, müjdemi isterim. Duyumlarına göre Başbakan Erdoğan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i yanına alıp “ağası ağabeylerimiz” dediğiniz o 400 kilometrekareye bir gezi yapmayı düşünüyormuş.

Düşünsenize, PKK’nin olası katliamları için ne gerekçeler çıkar size bu geziden. Akademik olanlarınız, “Erdoğan katliam için yaptığı duble yollardan fetih gezisine çıktı” bile yazar.

Keyiflendiniz değil mi?

Bu arada Troçkist görünümlü Stalinist arkadaş kızmazsa derdimize yanacağım biraz. İzninizle, 30 ölümüz var da bizim.

[email protected]

TARAF 

YAZIYA YORUM KAT