1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Gaziosmanpaşa Özgür-Der’de “Anayasa Referandumu ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” Konuşuldu
Gaziosmanpaşa Özgür-Der’de “Anayasa Referandumu ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” Konuşuldu

Gaziosmanpaşa Özgür-Der’de “Anayasa Referandumu ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” Konuşuldu

Gaziosmanpaşa Özgür-Der’de “Anayasa Referandumu ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” konusu  Bahadır Kurbanoğlu’nun anlatımı ile gerçekleştirildi.

24 Şubat 2017 Cuma 11:16A+A-

Bahadır Kurbanoğlu sunumunda özetle şu konulara değindi:

Eski Türkiye ile karşılaştırdığımızda yeni anayasadaki bazı maddelerin devrim niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz. 15 Temmuz’la birlikte yeni anayasa ihtiyacı iyice belirginleşti. Böyle bir değişiklik de aslında olağanüstü zamanlarda gerçekleşir ama ilk defa değişikliği yapan halkın seçtiği kendi temsilcileri.  

Aslında biz yeni anayasayı değil yeni anayasaya giren evreyi oylayacağız. Süreç içerisinde ilk dört maddenin değiştirilemeyeceğine dair vurgular evrensel hukuka aykırıdır anayasa kutsal metin midir ki değiştirilemesin.

Yeni sistemin konuşurken kurulan denklemlerinde koalisyonların ülkeleri yaşanmaz hale getirdiğini ve atılımların hep güçlü liderlerin bulunduğun zamanlarda olduğunu bahsettiler, Menderes'i Yassıada' da yargılayan 27 mayısçılar gerekçeli kararlarında “güçler ayrılığına zarar verdiğini” iddia ederken, kendileri bir “askeri başkanlık sistemi” oluşturmuşlardır.

Yeni gelecek sistemin sempatikliğini sağlayan duygu Tayyip Erdoğan'a duyulan güvenden kaynaklanıyor. Bizler yeni gelecek sistemi Tayyip Erdoğan'ın şahsında değil, bir yönetim sistemi olarak görmeliyiz. Tayyip Erdoğan'ın kişisel bazı özellikleri bu sistemin dezavantajlarını görmezlikten gelmemize sebep olmamalı.

15 temmuz sonrası iklimde oluşan bu ortam sağlıklı analiz yapılmasını engelliyor. 15 temmuz sonrası oluşan  OHAL ortamında yaşananlar, başkanlık sistemi geldiğinde normal uygulamalar haline gelecek endişesini besliyor. Halid bin Velid' in azledilmesinden hareketle devlet memuriyetinden çıkarılanların durumlarını eşitleyerek  “İstiklal savaşı veriyoruz elbette ki bazı kayıplar bazı üzüntüler olacak, bu rızık endişesi nereden kaynaklanıyor..” gibi söylemler sıkça duyduğumuz fikirler..

Bu beka meselesi bu varoluş- istiklal söylemi her türlü haksızlığı hukuksuzluğu görmezden gelmemizi meşru kılar mı? Kılmalı mı? Bu beka algısı olayları adil bir şekilde karşılama ve tepki göstermeye duyarlılığını ortadan kaldırıyor maalesef.

Önümüzdeki süreçte cumhurbaşkanlığı seçimini biz Suriye meselesi ve üç buçuk milyon “Suriyeli” meselesi üzerinden ve son  yıllardaki kazanımlarımız üzerinden düşünmeli adil bir tavır ortaya koymalıyız..

Soru ve katkılarla daha da kıymetli hale gelen sunum selam ve dua ile sonlandı.

1-1484341734-002.jpg

HABERE YORUM KAT

1 Yorum