1. YAZARLAR

  2. Abdulbari Atwan

  3. Filistin halkına yanılgı satılıyor
Abdulbari Atwan

Abdulbari Atwan

Yazarın Tüm Yazıları >

Filistin halkına yanılgı satılıyor

08 Mart 2009 Pazar 06:23A+A-

Mısır’da Gazze’nin yeniden imarı için para toplanması iyi bir gelişme gibi görünse de, şunları hatırlamak gerek: İmarın hedefi Filistinlilerin sıkıntılarını hafifletmekse, toplantı niçin Hamas’a taciz edici şartlar getirerek ve Gazze’de otoritesi olmayan Abbas kanalıyla siyasileştiriliyor?

Gazze’nin yeniden imarı gerekçesiyle yapılan Şarm el Şeyh toplantısının tozunun dağılmasının ardından, en zararlı çıkanın Gazzeliler olduğunu söyleyebiliriz. En kârlı çıkan da Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek oldu. İkinci en kârlıysa, Ramallah’taki yönetimin başkanı Mahmud Abbas. Bir kısmı Ramallah’taki yönetime, bir kısmı da yeniden imar için Gazze’ye verilmek üzere yaklaşık 5 milyar doların ayrılması kazanım gibi görülebilir, ancak bu bazı şartlar konulduğunu hatırlamalıyız.

Amaç Mısır’ın gönlünü almak

Fakat daha açık olup toplantının iki hedefi olduğunu söylemeliyiz: İlki temel, ikincisi tali hedef. Temel hedef, Gazze’deki vahşi saldırılar sırasındaki kötü yönetimi ve Refah sınırını kapatarak Filistinlilere yardımların ulaşması konusundaki başarısızlığı yüzünden halkının yanı sıra Arap ve uluslararası çevrelerin gözündeki imajı sarsılan Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in itibarını yeniden tesis etmek. Kahire’nin yaşadığı imaj sarsılması, en yakın müttefikleri İsrail ve ABD’nin rejimi yaralamasıyla zirve yaptı. Zira İsrail savaşı tek taraflı durdurup Mısır girişimine bağlı kalmadı. ABD de Mısır’dan Gazze’ye silah kaçakçılığını önlemek konusunda Kahire’nin bilgisi olmaksızın İsraillilerle güvenlik anlaşması imzaladı.

Mübarek geç de olsa ülkesinin rolünün gerilediğini ve iç kaynamanın arttığını anladı. Avrupa ve Arap ülkelerine ziyaretler yaptı; Bahreyn’le, İran’ın bu ülkenin Arap kimliği konusunda kuşku oluşturan açıklamalarına karşı dayanış-maya girdi. Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir’le görüşmek için Hartum’a gitti.

Kuveyt ekonomi zirvesinin yanı sıra, savaşın başında ve sonrasında düzenlenen iki Şarm el Şeyh zirvesi de Mübarek’e destek amaçlıydı. Mübarek’in İran, Türk ve İsrail’in yükselişi ortasında kaybolan rolünü geri almaya çalışması güzel, ancak önemli olan bu rolü doğru yönde ve liderlik konumunu tekrar kazanacak

şekilde işleve koymak. Kendini aldatmak veya yanılgıları doğrulamak için değil... İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Şerm el Şeyh toplantısına katılmaları bu rolü geri getirmez. Bunu yapacak tek şey, Mısır’ın kendisi ve bölge üzerindeki başarısızlığı kesinleşen yöntemini değiştirmesi, bölgede ve hatta üçüncü dünyada liderliğini öngören diğer kaynaklara dönmesi. Savaşa girmesini değil, çatlakları düzeltecek çok sayıdaki baskı kartını kullanmasını istiyoruz.

Şarm el Şeyh’te söz verilen 5 milyar doların bir rekor olduğunu inkâr etmiyoruz. Fakat kapitalist sistemdeki çöküş nedeniyle sadece Körfez ülkeleri 600 milyar dolardan fazla kayba uğradı. Bu kayıp çöküşün sürmesiyle birlikte artabilir.

Toplantıda övgü alan Abbas yönetimi, vaat edilen parayla bütçesini iflastan çıkaracak desteği elde edecek, Batı Şeria ve Gazze’deki çalışanlarının (40 bin memur) maaşlarını ödemek için 70 milyon dolar ayırabilecek. Bazıları bu açığın suni olduğunu ifade ediyor ve hedefin, barış müzakerelerine bel bağlamanın alçaltıcı ve trajik bir sona götürmesinin ardından, memurları diğer cepheye kaymamaları için korkutmak olduğunu ifade ediyor.

Kurbanlarsa Gazze’de evsiz kalanlar. Vaat edilen para onlara hemen ulaşmayacak. Parayı kimin alacağı üzerinde anlaşılması ve Hamas hükümetinin bazı temel ödünler vermesi gerekiyor. Arap ve yabancı bağışçılar Hamas’a İsrail devletini ve var olma hakkını tanıması, ABD onaylı İsrail kriterleri doğrultusunda iki devletli çözümü kabul etmesi ve direniş hakkından vazgeçmesi gibi şartlar koşuyor.

Küçük veya büyük olsun para toplanması, olsa olsa Filistin halkının canına yönelik zayıf bir hassasiyeti yansıtabilir. Toplantıya katılan 75 ülke Gazze’ye yönelik İsrail saldırısı başladığında neredeydi? Saldırıları durdurması için niçin müdahale etmediler? Onlar, İsrail ancak bombalanacak hedef kalmayınca saldırıyı durdurma ve akıtılan kanla yetinme kararı alana kadar, Gazze’yi üç hafta boyunca kaderine terk ettiler.

Şarm el Şeyh’te yapılan bütün konuşmaları bizzat takip ettim. Arapların açıklamaları da dahil, Gazze’deki İsrail katliamlarını kınayan net bir ifade duymadım. Hiçbir konuşmacı İsrail’den yıktığı yerlerin yeniden imarının bedelini ödemesini istemedi. Hatta yeniden inşa edilecekleri tekrar yıkmaması da istenmedi.

Onlar Filistinlilere yanılgı satıyorlar; yeni denklem, ‘daimi ateşkes karşılığı yeniden imar’ oldu. Bu durum, direnişin düşünmeyi bile bırakması ve İsrail Batı Şeria’nın dört yanındaki yerleşimlerini tamamlayana dek boş müzakereler içinde dönmeyi sürdürmek anlamına geliyor.

Filistinlileri, sanki daha buna muhtaçlarmış gibi, daha fazla fitne ortamı yaratmak isteyen imar çalışmasına karşı uyarıyoruz.

Para Abbas yerine BM’ye verilsin

İmarın hedefi Filistinlilerin sıkıntılarını hafifletmekse, niçin bu toplantı taciz edici şartlarla ve Gazze’de hiçbir otoritesi olmayan yönetim kanalıyla siyasileştiriliyor?  Başka çözümler var. En belirgini, paraların ve kontrolünün BM’ye ve uzman kurumlara teslim etmek, herkesin bu kurumlarla ilişki kurmasını şart koşmak. Fakat hedef imar değil, Filistin halkına diz çöktürmek, onu alçaltmak ve direniş kültürünü unutmaya sevk etmek.

Şerm el Şeyh’ten ve diğer toplantılarından Araplar ve Müslümanlar olarak bizleri sevindirecek sonuçlar çıkmadı.

Zira bu tatil beldesi komplo ve yıkım planlarının, Araplara tuzak kurmanın mutfağı oldu.  Zararı en aza indirmek için toplantının sonuçları konusunda dikkatli olmak lazım. (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, genel yayın yönetmeni, 4 Mart 2009)

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT