Türkiye Kürt sorununda askeri yöntemlerden tümüyle vazgeçmiş değil ama siyasi sürecin PKK'lıların dönüşüyle hızlanması umut verdi.

Türkiye’deki Kürt sorunu, Ankara’yla ülkedeki Kürtleri arasındaki ilişkilere damgasını vuran yasakların aşılması yönünde küçük de olsa yeni bir yol ayrımına girdi. 34 PKK üyesinin Habur kapısından Türkiye’ye dönüşü ve teslim olmaları benzeri görülmemiş bir olaydı. ‘Dönüş’, AKP hükümetinin gerçekleştirmeye çalıştığı ve Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalıyla özel radyo kanallarının açılmasının yanı sıra bazı üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümleri kurulması gibi adımların temsil ettiği açılım iklimi bağlamında geldi.

Hükümetin ‘demokratik açılım’ adını taşıyan planı PKK’yı silahı bırakmaya, savaşçılarını Türkiye’ye dönüşe ve ülke içinde dağda olanları da inişe teşvik edecek bir iklim yaratma yönündeki teknik konuları aşıyor. Hiç kuşkusuz AKP’nin Türkiye’yi güçlü, istikrarlı ve bütün kılma yürüyüşünün karşısındaki en belirgin sorun Kürt meselesi. AKP’nin bu soruna yoğunlaşmasının nedeni, Kürt sorunun çözülmesi durumunda büyük değişim kapılarını açacak olması.

34 PKK üyesinin dönüşünün bazı hususiyetleri var. Hükümet bu adımı barışçıl dönüşüm noktası kılmak istiyor. Zira bu kimseleri güvenlik güçleri veya askeri güçler değil, Türk yargısına bağlı siviller ‘teslim aldı’. Yargının PKK’lıların pişmanlık yasasından yararlanmaları ve serbest bırakılmaları için Abdullah Öcalan’dan bahsederken ‘sayın’ veya ‘lider’ sıfatını kullanmamalarını talep ederek kolaylık sağladığı açıktı. Bunu reddeden beş kişi tutuklandı. Diğer 29 kişiyse serbest bırakıldı.

Düzenlenen karşılama da tarihiydi. Zira Kürt savaşçıların ilk kez ülkeye masum sayılarak ve vatan özlemi duyarak girmesine tanık olduk. Serbest bırakılmalarının ardından kendilerini karşılayan yoğun kalabalık tamamen Kürtlerden oluşuyordu. Hükümetin bütün alanlarda attığı adımlara karşı çıkan muhalefet partileri bu karşılamadan rahatsız-lık duyarken, ertesi gün açıklanan MGK bildirisi kanalıyla görüldüğü üzere ordunun tutumu da olumluydu. Zira MGK demokratik açılımı desteklediğini ortaya koydu. Yetkililerin açıklamaları ve hükümetin Kuzey Irak’ta operasyon tezkeresini uzatması, askeri boyutun şu süreçte sona ermediği mesajını verse de, siyasi sürecin hızlanması umutlanma sebebi. Yeni PKK gruplarının da Türkiye’ye gelmesi bekleniyor.

Kürtler de karşılık vermeli

Doğal olarak bu çerçevede yerel dinamikler yeterli değil. Zira bu savaşçılar Türkiye’deki dağlarda olduğu gibi Kuzey Irak’taki dağlarda da toplanmış durumda. Bazıları Suriye asıllı. Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü, Kürtlerin bulunduğu ülkelerin ve özellikle de Türkiye, Suriye ve İran’ın istikrarı için çok önemli bir adım. Bu nedenle Ankara, Şam ve Bağdat çözüm için işbirliği yapıyor.

Top şu an Kürt kimliğinin yasalarla inkâr edilmemesi politikasını somutlaştırması gereken Türkiye hükümetinin sahasında olsa da, şu ana dek atılan adımlar Kürtlerin de işbirliği yapmasını ve karşılık vermesini gerektiren bir psikolojik ortam yarattı. Tarafların niyetleri samimiyse, Türkiye’nin 1923’ten bu yana çözümsüz kalan sorunlarından birinde ilerleme kaydedilebilir. (Katar gazetesi Şark, 25 Ekim 2009)

YENİ ASYA