1. YAZARLAR

  2. İqbal Sıddıqi

  3. Eski militanlarının pişmanlığına rağmen el Kaide hayaleti Mısır’a
İqbal Sıddıqi

İqbal Sıddıqi

Yazarın Tüm Yazıları >

Eski militanlarının pişmanlığına rağmen el Kaide hayaleti Mısır’a

01 Eylül 2007 Cumartesi 01:56A+A-

Geçen ay uluslar arası medyada çok az dikkat çeken bir olay sözde el Kaide ile bağlantılı oldukları iddiasıyla 40 kişinin gözaltına alınarak sorgulanmasıydı. İlk olarak bağımsız bir Mısır gazetesi olan El Mısri el Yum’un yaptığı habere göre söz konusu kişiler aslen Nisan ayında tutuklanmışlardı ama tutuklanmaları kasten gizlenmişti. Daha sonraları medyadan araştırmacılar birçok ayrıntıya daha ulaşmışlardı ama bilgilerin çoğu tutarsızdı. Grup liderinin çok farklı nedenlerle kaçarak Gazze veya Libya’ya gittiği haber ediliyordu. Haftalık El Ahram 19 Temmuz tarihli haberde uzun süredir cihatçı İslami gruplarla bağlantı içinde olduğunu ve bir kez görüştüğü Cemaat’in eski lideri olan ve şimdilerde Usame bin Laden’den sonra el Kaide’nin ikinci adamı olarak ün salan Eymen el Zevahiri ile ilgili olarak bir kitap yazdığı bildirilen avukat Muntassır el Zeyyad’ın tutuklanmaların gerçekleştiğini teyit ettiğini ve bu kişilerin farklı eylemlerle cihatçı ideolojiyi geliştirmek için gizli faaliyet yürütme zannıyla suçlandıklarını söylüyordu. Bu tutuklamaların Mısırlı yetkililer tarafından görmezden gelinmesiyse olayın ilginçliğini daha da arttırıyordu.

Bu olaya bakarak mevcut gelişmelerin şaşırtıcı olmadığını söyleyebiliriz. Dünyanın dört bir yanında kısmen Batı’nın ve uluslar arası medyanın reklamını yapması sayesinde selefi cihatçı trendin yükselişine dikkat edilirse Mısır’daki bazılarının da aynı yanlışa düşmesine pek şaşırmamak gerekir. Aslında bu eğilimin gelişmesinde Cemaat-ül İslamiye’nin oynadığı rolü iyice mütalaa edersek konuyu kavramak daha da kolaylaşır. Yine de bu durum için endişelenmenin birkaç farklı nedeni vardır. Birinci olarak içerisinde birçok İslamcı aktivistin de bulunduğu Mısırlılar Cemaat’in 1990’larda başlattığı öldürmelerden sonra ateşkes çağrısı yapması ve 1997’de Luxor’da yabancı kökenli 62 turistin öldürülmesiyle sonuçlanan ve Mısırlıları şoke ederek İslami hareketten soğumalarına ve yönetimin uyguladığı vahşeti tel’in edeceklerini Mısır yönetiminin verdiği yanıtı haklı görmelerine neden olan bu kısıtlı silahlı yaklaşımın artık İslami hareket tarafından saf dışı edildiğine ve terk edildiğine inanıyorlar.

Son yıllarda Mısır’daki İslami hareketin söylemlerinde Cemaat’in eski liderlerinin eski konumlarıyla ilgili olarak dile getirdikleri bir dizi sözlerini geri alma babında yayınlara rastlamak mümkün, bu yayınlara tashih-el mefahim (‘kavramların tashihi’) deniyor. Birçoğu Mısır zindanlarındaki Cemaat liderleri arasında yapılan görüşmelerden doğan eski görüşlerinden vazgeçtiklerini dile getirdikleri bu yayınlarda Müslüman olup ta dinden dönenler konusunda teolojik olarak yanlış yorumladıkları konuları ve bu nedenle meşru cihat hedefi olarak gördükleri (bu arada bu kişiler için ‘tekfirci’ kavramı kullanılıyordu) kişileri ve sivil hedefleri tekfir etme konusundaki görüşlerini düzelttiklerini ilan ettiler. Yine de eski görüşlerinden vazgeçtiklerine dair birçoğu artık salıverilmiş Mısır hapishanelerdeki liderlerin yaptıklarına ve sözlerine başlarda şüpheyle bakıldı ama şurası açıktır ki bu tartışmalar eski mücahitlerin İslam adına sadece Mısır’da değil aynı şekilde Cezayir gibi ülkelerde de yaptıkları korkunç canavarlıklardan sonra yaptıkları hatalarla ilgili gerçekçi tartışmalardan doğmuştu.

Artık Arap dünyasındakiler 2004’te Yemen’de yakalandıktan sonra Mısır’da hapishanede kalan ve Zevahiri’nin eski iş ortağı Seyid İmam el Şerif’in kitabını yayınlamasını bekliyor. Zevahiri’nin eski ortaklarından ve Mısır’daki cihat hareketinin ileri gelen ideologlarından olan el Şerif Dr Fadl müstear ismiyle bugün daha çok selefi cihatçıların okuduğu Cihad Hazırlığının Temelleri adlı bir kitap yazmıştı. Son zamanlarda kötü şartlarıyla nam salmış Torah hapishanesinden faksla gönderdiği bir ifadesinde Kur’an’daki ‘Allah yolunda savaşın ama sınırı aşmayın çünkü Allah sınırları aşanları sevmez’ (2:190) mealindeki ayete gönderme yaparak kadın ve çocukları hedef alan eylemlerin yanlış olduğunu ve karşıt katliamları tetiklediğini ifade ederek bu tarz eylemleri kınadı. Bu yazısına Zevahiri de aynı hızda bir video mesajla karşılık vererek ‘Artık Mısır hücrelerinde faks makineleri de mi var?’ diyerek retorik bir karşılık verdi ve “Acaba bu faks makineleri elektroşok makineleriyle aynı hatta mı bağlı?” diye sordu.

Eski cihatçı liderlerin pişmanlıklarının Mısırlı otoriteler tarafından istismar edildiğinden şüphemiz yok ama tüm bu yazılanların konuyla ilgisi olmadığını da söyleyemeyiz. Bu düşünceler hem hapishanedeki hem hapishane dışındaki İslamcı aktivistler arasında cihat stratejisi hakkında yapılan gerçekçi tartışmaların ürünüdür ve cihad peşinde koşan ve bu davayı güden bazı Müslümanları ciddi hatalar yapmaya sevk eden bazı anlayışlar olduğunu teyit etmektedir. Diğer birçok Müslümanın da tartıştığı gibi askeri cihad İslam’ın hâkim kılınması için başvurulan stratejilerden ancak biridir ve ancak uygun ve gerekli şartlarda başvurulabilecek bir yöntemdir. Mısır’daki herkes El Kaide eylemliliğiyle ilgili olarak son zamanlarda dile getirilen haberlerin bu türden yöntemlere dönüşün habercisi olmadığı ümidini taşımak durumundadır.

Süleyman Kaylı tarafından bihangul.net için tercüme edilmiştir.Spectre of al-Qaida returns to Egypt despite former militants’ repentance     

YAZIYA YORUM KAT