1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Eğitim sistemi inkılâp tarihi hurafelerini dinmişçesine belletiyor!
Eğitim sistemi inkılâp tarihi hurafelerini dinmişçesine belletiyor!

Eğitim sistemi inkılâp tarihi hurafelerini dinmişçesine belletiyor!

D. Mehmet Doğan, okullaşma ile övünen hükümetin asıl meseleyi gözden kaçırdığına dikkat çekiyor.

06 Haziran 2023 Salı 17:15A+A-

D. Mehmet Doğan / TYB

“Eğitimli”ler neden millete düşman?

Bir dede anlattı: Torunum koşarak geldi ve kucağıma atladı: “Dede seni Atatürk’ten çok seviyorum” dedi.

Lâfı dolandırmadan söyleyelim: Bu eğitim sistemi çocuklarımıza yaratıcısını tanıtmadan inkılâp tarihi hurafelerini “din”mişçesine belletiyor. Hele ki ana okulları yaygınlaştıkça bu sakillik de daha erken yaşlarda çocukların zihnine kazınıyor.

Bizim şahid olduğumuz vak’a: Metroda genç anne susturamadığı çocuğunu ebesinin kucağına verdi, ninni söylesin diye. İşte ninni: “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa!”

Bu eğitim sistemi halk irfanının kaynaklarını kuruttu, annelerimize ninniyi unutturdu; ilahilerimizi-türkülerimizi terennüm eden, masallarımızı çocuklarına, torunlarına anlatan annelerden, büyük annelerden mahrum kaldık.

Alın size “okul öncesi Atatürk köşesi!”

Dindaşlık yerine “kült”daşlık

Çocuklarımız laiklik nâmına asıl kimlik yapıcımız dinden soğutuldu. Milletin dinine mensubiyeti küçük görenler, bizim “dindaş” değil “kültdaş” olmamızı istiyorlar!

Uzun lâfa, teorik nutuklara gerek yok: Son yirmi yılda bu en yüksek seviyeye çıktı. Çünkü hükümet, büyük bir başarıya imza attı: Türkiye’de okullaşmayı yüzde yüz seviyesine yaklaştırdı. Bununla öğünmekte haklı. Okullaşma tamam, ilk öğretimde yüzde yüz…

Ya muhteva? Çocuklarımızı “ne” olarak yetiştiriyoruz. Kimin için yetiştiriyoruz? Filanın, feşmekanın askeri, o ülkenin-bu devletin adamı olması için mi?

Kendi milletine, vatanına bağlılık hissi olmayan nesiller kolaylıkla başka ülkelere gidebilir veya başka ülkelerin emellerine hizmet edebilir.

Kendimiz olmadan hiçbir şey olamayız! Bu milletin varlık zemininden beslenmeyen nesiller, günü gelir milletine ve vatanına düşman olur.

Seçimden sonra kendilerini halka göre daha eğitimli görenler seslerini şirretlik seviyesine yükselttiler: “Halk câhil, o yüzden bizi seçmiyor!”

Türkiye’de doktrin aşılama eğitimi dikkate alınırsa bu yanlış değil. Okul bahçesinde Atatürk heykeli veya büstü, girişte Atatürk köşesi, sınıfta Atatürk kenarı! Bu beyin yıkamayla nereye kadar gideceğiz?

Yaradan’a ibadet yerine, ilkelere tapınma!

Eğitim sistemi bize daha baştan ısrarla bir şeyi, bir inancı telkin ediyor. Bu inancı benimseyince cehaletten kurtuluyorsun, kabul etmezsen ne kadar okursan oku, istersen allameyikül ol, cahil kalmaya devam ediyorsun!

Bu hükümet işte bu eğitim-öğretim sistemini zirveye ulaştırdı. Okullaşmayı yüzde yüz seviyesine yükseltti. Öğretmen sayısını milyonun üzerine çıkardı. Bu demektir ki her seksen kişide birimiz öğretmen!

Öğretmen ne öğretiyor?

Bu başarılar sağlanırken, gerçek bir maarif reformu yapılamadı. Müfredata dahi dokunulamadı. Hâlâ 1930’ların, 1940’ların hurafeleri çocuklarımıza dinmişçesine öğretiliyor. Müfredat hem milli yapımıza uydurulamadı, hem de çağdaş gelişmelere uzak kaldı.

Asıl büyük hamle insan yetiştirme hamlesidir.

Bunu idrak ettiğimiz zaman, çözüme yakınız demektir.

HABERE YORUM KAT

5 Yorum