1. YAZARLAR

  2. Nuray Mert

  3. DTP Kongresi
Nuray Mert

Nuray Mert

Yazarın Tüm Yazıları >

DTP Kongresi

08 Ekim 2009 Perşembe 01:43A+A-

DTP Kongresi’ni tam bir hayal kırıklığı ile değerlendirenler oldu. Bir siyasi hareketin veya partinin, ‘demokratik açılım’ süreci dolayısıyla hızla ve radikal bir biçimde değişmesini beklemek çok anlamlı ve belki hakkâniyetli de değil. Ama, bu, DTP’nin temsil ettiği siyasal hareketin ve partinin ‘sorunsuz’ olduğu anlamına gelmiyor.

Türkiye’nin demokratikleşmesini önemsiyenlerin, bu ‘sorun’u adamakıllı mesele yapmaması anlaşılabilir bir şeydir. ‘Vay, neden anlaşılabilirmiş, her şey mesele oluyor, iş Kürtlere gelince neden bazı şeyleri görmezden gelecekmişiz?’ diyenler olabilir, daha doğrusu bol miktarda var.

Ben, Kürtler adına siyaset yapılan alanda bazı şeyleri görmezden gelme, en azından öne çıkarmama yanlısı olanlardan biriyim. Zira, beğenilecek, hoşa gidecek şey değil ama, Kürt siyasetleri bir şekilde, bir yanıyla şiddete bulaşmış vaziyette. Diğer taraftan, işin sadece burasına işaret edip, meseleyi ‘terörle mücadele’ ve güvenlik ekseninde yürütmeye çalışmanın geldiği nokta da ortada.

Buradan hareketle bir yere varamıyoruz, o halde bu hareketin, bu siyasetin demokratik çerçeveye adapte olmasına destek vermek en doğrusu diye düşünenlerdenim. Bu nedenle, Kürtler adına siyaset yapanların, silahlı mücadele ile bağını ikide bir göze sokmanın, tartışmanın merkezine çekmenin Kürt siyasetlerinin demokrasi zeminine çekilmesinde fayda değil, zarar vereceğini düşünegeldim, hâlâ da öyle düşünüyorum.

Ancak, bu süreç içinde tüm tarafların ince düşünmesi gerekiyor ve giderek bu zaruret kendini daha fazla dayatıyor. Silahlı siyasal mücadele hareketlerinin demokratik siyasete kazanılması zor bir süreçtir. Bugünden yarına, bir-iki güzel sözle kimse silah bırakmaz, kafasını değiştirmez, dahası ‘bırak’ diyene cephe alır, cephe içinde cephe açılır, iş içiden çıkılmaz hele gelir. Bunun farkındayız. Ancak, Kürtler adına siyaset yapanların da, demokratik siyaset çerçevesinde kabulü hiçbir şekilde mümkün olamayacak silahlı mücadele bağını, anlayışını, ikide bir göze sokmaktan kaçınmasını beklemek durumundayız.

Benim açımdan, DTP Kongresi’nin sorunlu yanı buydu. Doğrusu, kongrede bu anlamda bir titizliğin hiç olmadığını iddia etmek haksızlık olur. Ancak, DTP’nin bu konuda daha ciddi bir siyasal gözden geçirmeye ihtiyacı olduğu görülüyor. Bu çerçevede siyaset yapanların toplumsal tabanlarını hoşnut etmenin ötesinde, demokratik siyaset zeminine çekmek için çaba göstermesi gerekiyor. Demokrasi mücadelesi veriyoruz diyenlerin askeri kılık içinde müsamere görüntüsü vermesini anlamak zor. Bir yanda, militarizm eleştirisi, demokrasi çağrısı yapanların, diğer yanda ‘gerilla romantizmi’ ve ‘milis güç özlemi’ne prim vermesi izah edilemez bir durumdur. Bu durumun, bizim gibi, DTP’nin demokratik siyaset çerçevesinde yer almasını savunanları zor duruma düşürdüğünü artık anlamaları gerek.

Diğer taraftan, birileri PKK’nın haklı bir mücadele verdiğini düşünebilir, ancak Kürt siyaseti demokratik bir zemine çekilsin diye PKK ile bağı sorun etmemeyi tercih edenlerin de böyle düşündüğünü sanmak hata olur. Yukarıda da belirttiğim gibi, ben şahsen, DTP-PKK bağını parmağa sarmamayı demokratik zemine dönüşme süreci açısından gündemde tutmama tavrını benimsiyorum. Birçok insanın gerekçesinin bu olduğunu düşünüyorum. Hal böyleyken, demokratikleşme adına mesele yapmadığımız sorunlu bir konunun, ‘zaten sorun olmadığını’ varsaymak vahim bir hatadır.

Silahlı mücadeleye inansak, herkes kendi siyasal görüşü için eline silah alıp dağa çıkardı, bunu yapmıyorsak bu yöntemi benimsemediğimiz, doğru olmadığına inanmadığımız için yapmıyoruz. Kendi siyasal özlemlerimiz için benimsemediğimiz bir şeyi neden Kürtler için makul bulalım? Makul bulduğumuz için değil, silahların sustuğu bir sürece omuz vermek için, bu ciddi sorunu sineye çekiyoruz. Dahası, bu ‘tuhaf’ tavrımızı sürekli izah etmek zorunda kalıyoruz. O da sorun değil, ben veya başkaları sonsuza kadar izah etmeye çalışırız da, bir noktadan sonra kulak veren kalır mı kaygısı içindeyim. Kürtler adına siyaset yapanların da bu kaygıyı ciddiye almaları gerekir diye düşünüyorum.

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT