1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Dersimiz Arapça
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Dersimiz Arapça

19 Ocak 2011 Çarşamba 17:23A+A-

Hiçbir şey hiçbir zaman değişmeyecek gibi görünür çoğu zaman. Böyle gelmiş, böyle gidecek gibi görünür.

“Herşey değişebilir, herşey mümkün” diyenler biraz deli, biraz idealist, biraz uçuk gibi görünür.

Ülkeleri yönetenler, iktidar sahipleri, cumhurbaşkanları, diktatörler, krallar, silahlı kuvvetler çok güçlü, çok sağlam, çok silahlı görünür.

Hele arkalarına Amerika’nın desteğini de almışlarsa, ki almayanı azdır, iyice sarsılmaz görünürler, hep başımızda olacak gibi dururlar.

Sosyalist olmak, devrimci olmak, bu nedenle zordur. Asker, polis, mahkeme, işkence, baskı ve zulüm nedeniyle değil. Yönetenlerin bu sarsılmaz görünümü nedeniyle zordur bizim işimiz.

Çoğu zaman çoğunluğun bizi pek de ciddiye almaması, düzenden ve düzenin sahip ve yöneticilerinden memnun olmaları nedeniyle değildir. Düzenin ve sahiplerinin çok fazla güçlü olduğunu düşündükleri içindir. “Devrimcilik iyi de, deviremeyiz ki, nasıl devireceğiz!”

Biri der ki:

Adam 23 yıldır iktidarda. Bütün ipler elinde, bütün güçler, bütün silahlar emrinde. Başbakandan genelkurmay başkanına herkes önünde susta duruyor.

Dünyayı yönetenlerin hepsi herifin dostu.

Öğle yemeği için İsviçre’den özel uçakla yoğurt ve dondurma geliyor.

Resmine bir baksana, yaş 74 olmuş, hâlâ senden benden genç ve dinç, saçlar simsiyah, yüzü yeni doğmuş bebek gibi.

Nasıl deviririz ki biz bunu!

El cevap:

Şıpın işi deviririz, merak etme. Bir ay bile sürmez, 29 günde bitiririz işini.

Tam 23 yıl boyunca birinci konuşmacı haklı görünür.

Tam bir aydır ikinci konuşmacı haklı!

Ve dünyanın bütün devrimcileri haklı.

Tüm Mısırlı, Cezayirli, Faslı, Libyalı, Suriyeli devrimciler haklı.

Hüsnü Mübarek, örneğin, geceleri rahat uyuyor olabilir mi şu aralar?

Bin Ali deneyimsiz sayılır, Mübarek’in iktidarı 30 yılı geçti. Bin Ali çocuk sayılır, Mübarek’in yaşı 84. “Ömrünün sonuna yaklaşmıştır herhalde” diye sevinmek de mümkün değil, yerine oğlu Cemal’i hazırlamış çünkü.

Kahire sokakları şimdilik kontrol altında görünüyor. Ama Tunus’ta da 29 günden önceki gün herşey sakindi, asayiş berkemal görünüyordu.

Gazeteci Talat Rumaya, “Sokakların her an alev alması mümkün, Tunus’ta olanlar her an burada da olabilir” diyor. “Bu yıl iki üç Arap rejiminin daha ayaklanmalar sonucu düşmesi muhtemel” diyor.

Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt yabancı provokatörlerden kuşkulanıyor, Avrupa’yı ikaz etmiş, “karışmayın, uzak durun” diye. Aslında Mısır halkı çok memnun, çok mutlu, ah bir de şu dış mihraklar olmasa!

Cumhurbaşkanlık, Yüksek Savunma Konseyi’nin acil olarak toplantıya çağırıldığı haberlerini yalanlamış. İstanbul’da oturduğum yerden ve tek kelime Arapça bilmezken, bu yalanlamanın yalan olduğunu ben adım gibi biliyorsam, Mısır’da bilmeyen olabilir mi?

“Ulan, Tunusluların becerdiğini biz niye beceremeyelim?” diye düşünmeyen olabilir mi? Yok tabii. Kahire Borsası hemen düşmüş. Sermaye sahipleri “Yok yahu, bizde olmaz öyle şeyler” diye düşündüğü için düşmedi herhalde!

Tunus’taki ayaklanmanın diğer Arap ülkelerine yayılma olasılığını “saçmalık” olarak nitelemiş Ebul Geyt.

Yarın öbür gün, Mısır Hava Kuvvetleri’nin bir uçağında “Suudi Arabistan’a mı kaçsam, Malezya’ya mı?” diye düşünürken bu “saçmalığı” ona hatırlatan birileri olacaktır yanında kuşkusuz. En azından, ya Hüsnü olur ya Cemal.

Cezayir’in birçok şehrinde gösteriler oluyor. Dört kişi, Tunus’taki kıvılcımın aynısını yakmak umuduyla kendini ateşe vermiş.

Gazeteci Ebubekir Cemai, “Bütün Arap rejimleri korkudan titriyor, en başta da Fas” diyor. Fas televizyonu Tunus’ta olup bitenleri, nedense, kısa geçmiş, gözden kaçırmış. Tunus konsolosluğunun önünde yapılmak istenen dayanışma gösterileri engellenmiş.

Suriye’de hükümet ani ve beklenmedik bir sevgi gösterisiyle yoksul ailelere yardım vermeye başlamış.

Muammer Kaddafi kaç yıldır iktidarda, hatırlayan var mı? Eylül ayında 42 yıl olacak! Tevekkeli değil, Bin Ali’nin başına gelenlerden “acı duyduğunu” belirtmiş.

Avrupa’da ise, egemenler rahat: “Bizim halkımız sağduyuludur, aklı başındadır. Bu Araplara zaten güven olmaz, bir günden bir güne ne yapacakları belli olmuyor, fevrî ve biraz da vahşi insanlar.”

Ben olsam, o kadar da rahat olmazdım. Kimin ne zaman fevrî olacağı belli olmaz. Hep Doğu Batı’dan öğrenecek değil ya!

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT