1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. DEM Parti örgüt baskısını aşabilecek mi?
DEM Parti örgüt baskısını aşabilecek mi?

DEM Parti örgüt baskısını aşabilecek mi?

Turgay Yerlikaya, yerel seçimlerin belirleyicisi olarak lanse edilen üç siyasi partinin konumlanışını analiz ediyor.

28 Mart 2024 Perşembe 12:30A+A-

Turgay Yerlikaya / Yeni Şafak

Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti

31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlere çok az bir zaman kaldı. Partilerin bugüne kadar gösterdikleri performans neticesinde, seçmen davranışının önemli ölçüde şekillendiğini söylemek mümkün. Özellikle İstanbul ve Bursa gibi seçimin son güne kadar yarış halinde olacağı illeri de dikkate aldığımızda, seçim sonuçlarının hem iller hem de partilerin genel performansı üzerinden yeni tartışmaları ortaya çıkartacağı açık. Hiç kuşkusuz 14 ve 28 Mayıs seçim sonuçları sonrasında Millet İttifakı bileşenlerinde yaşanan tartışmalar, ölçek farklı olsa da bütün partilerde gözlemlenecektir.

DEM Parti ve Örgüt Baskısı

Seçimlerdeki tutumu nedeniyle DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti’nin ortaya koyacağı performans, tartışmaların seyri açısından önemli olacaktır. Özellikle DEM’in İstanbul ve Mersin başta olmak üzere muhtelif yerlerde CHP ile kurduğu Kent Uzlaşısına rağmen birçok yerde kendi adayı ile seçime giriyor oluşu, DEM ile ilgili spekülasyonları artırmaktadır. Örgüt ve parti içerisindeki sol fraksiyonların yoğun biçimde etki alanına sokulan DEM’in özellikle İstanbul’daki tutumu ikircikli bir durum yaratmaktadır. Bir yandan Leyla Zana ve Ahmet Türk gibi isimlerin üçüncü yol siyaseti izlenmesi gerektiğine dair çağrıları diğer yanda ise örgütün üst düzey isimleri ve Sezai Temelli ve Tülay Hatimoğulları gibi aktörlerin Cumhur ittifakına kaybettirme motivasyonları. Öyle ki partinin ağırlık merkezini işgal eden bu kanat, DEM’in kendisini ispat etme ve toplumsal karşılığını ölçme tutumunu dikkate almamakta ve motivasyonlarını daha ziyade Erdoğan karşıtlığı üzerinden inşa etmektedirler.

Nitekim bu tutumu açık biçimde izhar eden DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın “Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi” tarafından yapılan açıklamada, iktidar ve ana muhalefet blokunu eşitlemenin anlamsız olduğu ve “eşit mesafecilik” tutumunun kabul edilemeyeceği beyan edilmiştir. Hatimoğlulları’nın partisi açıklamanın devamında, Cumhur ittifakına karşı mücadelenin önemine değinerek temel motivasyonlarının bu ittifakın kaybetmesi olduğunu vurgulamışlardır. Bu tutum, aslında uzunca bir süredir söz konusu siyasi çizgide süren elit mücadelesinde sol fraksiyonlar lehine dengenin değiştiğini de göstermektedir.

Dengenin değişimine işaret eden diğer bir gösterge de Zana, Demirtaş ve Türk’ün çözüm sürecini hatırlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik yaptıkları çağrılar. Her üç isim de benzer bir süreç ya da çerçeve oluşturulacaksa bu durumda doğrudan muhatap olarak en etkili aktörün Erdoğan olduğunu ifade etmektedirler. Son birkaç haftada Diyarbakır’da yapılan toplantılar ve tartışmalarda, geleneksel kanadın tutumuna yönelik yine ikinci kanadı temsilen Sezai Temelli “Erdoğan’ın ipiyle artık kuyuya inilmez” sözleriyle söz konusu isimlere yönelik doğrudan pozisyon almıştır.

Son günlerde yaşanan tartışmalar, bir yönüyle Millet ittifakının 14 Mayıs öncesinde ürettiği ama başarılı olamadığı Erdoğan ve Cumhur ittifakı karşıtlığının farklı formlarda sürdürülmeye çalışıldığını göstermektedir. Hatırlayacak olursak CHP ile DEM arasında Kent Uzlaşı müzakereleri başladığında örgüt açık biçimde bu uzlaşıdan yana tavır almış ve örgüt elebaşlarından Karasu, ittifaka dönülmesi çağrısı yapmıştır. Tüm bu dinamikler, parti içerisinde siyaset yapan aktörlerin örgütle kurduğu ilişkide yeni bir blok oluşturduğu ve klasik çizgide yer alan aktörleri paranteze alarak bir tür karşıtlık siyasetinde ısrar edildiğini göstermektedir.

Yeniden Refah Beklentisi

Seçimler açısından tartışılan önemli bir parti de Yeniden Refah Partisidir. Son günlerde muhalif basında Türkiye’nin gelecek projeksiyonunda büyük önem atfedilen ve oy oranları ile spekülatif iddialara konu olan YRP’nin, seçimlerdeki bu tavrı, partinin geleceği açısından da büyük önem arz etmektedir. Parti’nin alacağı oy oranlarından ziyade İstanbul seçimlerine olası etkisini merkeze alan muhalif basın ve mecralar, bu anlamda YRP’yi araçsallaştırmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle parti kurumsal kimliğini dışarıda bırakarak doğrudan YRP seçmenlerine yaptığı çağrılar önemli. Nitekim Erdoğan’a göre seçimlerde partinin alacağı oydan ziyade oynayacağı rol daha büyük önem arz etmekte. Bu bakımdan bir cazibe merkezi olarak takdim edilen YRP’nin toplumsal alandaki karşılığı, seçim sonrası tartışmalarda önemli bir başlık olarak yerini alacaktır.

İYİ Parti: Ertelenmiş Tartışmalar

Son olarak 28 Mayıs sonrasında Genel Başkanın gücünü tahkim ettiği İYİ Parti’nin alacağı oy oranı da partinin geleceği açısından önemli tartışmalara gebe. Bir önceki seçimlerin üzerinde bir oy alarak yeni belediyelerin kazanılması durumunda, hür ve müstakil siyasete olan güven artacaktır. Aksi bir durumda ise ertelenen Genel Başkanlık tartışmaları yeniden gündeme gelecek ve partinin reorganizasyonu söz konusu olacaktır.

İYİ Parti açısından bir diğer tehdit ise partinin hür ve müstakil siyasetle ilgili kararına içerideki aktörlerin verdiği tepkilerin bir benzerinin yaşanma ihtimali. Hatırlayalım, partinin bu kararına bazı milletvekilleri ve üst düzey isimler itiraz ederek parti ile bağlarını kesmiş ve partiyi Cumhur ittifakı lehine pozisyon almakla itham etmişlerdi. Yine aynı tepki, İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki meclis üyelerinin istifasına neden olmuş ve bu konu, partiye dışarıdan müdahale edildiği tartışmalarını artırmıştır. Hiç kuşkusuz bütün sonuçlar, Cumhur ittifakı açısından da birtakım değerlendirmeleri beraberinde getirecektir. Özellikle bazı illerde alınacak neticeler, yeni tartışmaların yapılmasını da kaçınılmaz kılacaktır. Bir başka yazının konusu olacak bu tartışmaların seçimler sonrasında da bir başlık olarak önümüze geleceğine hiç kuşku yok.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum