1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Davutoğlu, “Terörle Mücadele Defteri Açılırsa…” Sözlerine Açıklık Getirdi
Davutoğlu, “Terörle Mücadele Defteri Açılırsa…” Sözlerine Açıklık Getirdi

Davutoğlu, “Terörle Mücadele Defteri Açılırsa…” Sözlerine Açıklık Getirdi

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sakarya’da yaptığı ‘terör’ konuşmasına açıklık getirdi.

28 Ağustos 2019 Çarşamba 23:23A+A-

TV5'te Suat Toktaş'ın sunduğu 'Düşünme Vakti' programında Mustafa Yılmaz, Özlem Akarsu Çelik ve Gürkan Zengin'in sorularını yanıtlayan Ahmet Davutoğlu, sözlerinin bir kısmının kesilerek gündem haline getirildiğini söyledi.

Davutoğlu, şunları söyledi:

“Hiçbir romanı kısmen okumayın. Hiçbir filmi fragmanından takip edip üzerine yorum yapmayın. Bahsettiğiniz cümle tam 27 saniye. Benim konuşmam 1 saat. Bir kitabın bir bölümünü okusanız bir hırsızlık övgüsüne maruz kalabilirsiniz. Ama romanın bütününü okuduğunuzda bir klasik çıkar. 

Daha önce de bu belediye başkanları görevden alıp kayyum atandığı zaman ben 3 tweet’lik bir tweet serisiyle görüşümü belirttim. Bu günlerde maliyetsiz saldırının hedefi benim. Muhalefet kanadı AK Parti’yi eleştirmek istediğinde bana saldırdığında bir maliyeti yok. Iktidar kanadı içinde maalesef  3-4 gündür hepsi birden bana saldırıyorlar.  Bana saldırmak ödüllendirilen bir şey. Benimle hakikati aramak isteyen gazeteciler ise işlerinden oluyor. Inşallah burada böyle bir şey olmaz. “

Davutoğlu, “Kastınız, hedefiniz MHP miydi? sorusuna “Sadece o değil” diyerek yanıt verdi. Konuşmasındaki sitemin bir kısmının da AK Parti'ye olduğunu ifade eden eski başbakan, herhangi bir tehditte bulunmadığını belirterek şöyle devam etti:

“İkinci sitemde kendi partimeydi. Meclis’te çoğunluğu olmayan başbakan olarak ben şehitlerimizi defnederken siz Ankara’da oturduğunuz köşelerde il başkanlarını, delegeleri arayıp kongreye gideceğim için bana karşı imza toplayanlardı. “

Davutoğlu, şahsına yönelik 'teröre destek' iddialarına tepki gösterirken PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan'ın devlet televizyonu TRT ekranına çıkmasını hatırlattı ve şunları söyledi:

“ Benim teröre destek verdiğim argümanını, Öcalan’dan mektup getirip, kırmızı bültenle aranan Öcalan’ın kardeşini televizyona çıkaranlar, bu ülkede başbakanlık yapmış birine söylüyorlar.”

"Tehdit alıyorum"

Tehdit aldığını açıklayan Davutoğlu, "Tehdit alıyorum. Bedel ödetmek bir tehdittir. O hiç önemli değil, o yola çıkan bunları göze alınmıyorsa çıkmamalı. İyi niyetli eleştirileri anlarım. Başımın üzerinde yeri var” dedi.

AK Parti'den ayrılma süreci: Devlet krizi çıkacağına...

2016’da AK Parti’den ve başbakanlık görevinden ayrılmasıyla ilgili de konuşan Davutoğlu,  "Ben cumhurbaşkanı ile yaşadığımız ihtilafları o açmadığı sürece açmam. Devlet krizi çıkacağını hissettiğinizde, ki ben öyle hissettim, Mayıs 2016’da ‘Devlet krizi çıkacağına ben çekileyim’ dedim”ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin kendi içinde ıslah edilip ayağa kaldırılmaya yönelik inancının gittikçe azaldığını belirten Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Ya içerden bir hareket başlaması lazım ama öyle bir ihtimal yok. Yukarıda da düzelme iradesi yok. Bizim nihai sorumluluğumuz herhangi bir partiye ve gruba değil, milletedir. Önümüzdeki günlerde tekrar çağrılarımı yapayım bütün yetkililere, söylediğimiz ilkeleri tekrar gözden geçirin. Bizim değil o miras, bu yüzyılların mirası. Bizim babalarımızın dedelerimizin mirası, şahsi bir miras olarak göremeyiz. Manifestoyu bir daha okuyun. Orada yanlış söylemişsek her türlü şeyi söyleyin. Ama ihanet gibi suçlamalarla kalbimizi kırmayın. Çıkın söyleyin 'Eski Başbakan yanlış söylüyor, adalette sıkıntı yok, nepotizm yok' diyin.”

“AK Parti, AKP’lileşti"

“AK Parti kurulurken ortak akılla kuruldu, biz manifestoda bunları hatırlattık. Biz AK Parti'yi hiç kullanmadık tabir olarak, biz arkadaşlarla AK Parti'nin AKP'lileştiğini düşünüyoruz. Biz herkesle konuşmaya hazırız. Ankara'da 'gelin mahallelerimizden çıkalım, gelin konuşalım, bizim buna ihtiyacımız var'. Yoksa bu mesele bizim çağırılıpta 'şu kurulda bir yer vermek istiyoruz' diyerek çözülecek bir mesele değil. Onlar dese ki gelin konuşalım, konuşuruz. Bana en ağır hakaret etse de, konuşmamın tamamını dinlemeden hakaret edenlere de biz 'gel' deriz. Ümidim yok oldu diyorum. Eğer önümüzdeki günlerde bu çağrımız yanıtsız kalırsa, 'yeni bir hali yeni bir yol olarak bağlamaz' lazım. Dikkate alınmazsa yeni bir yoldan kastım da açıktır. AK Parti'nin genel başkanlığını yapmış birisi olarak, duam AK Parti'nin kendi eksenine dönmesidir. “

AK Parti ile sadece üyelik bağının kaldığını belirten Davutoğlu, partisinin 'eski günlerine' dönmemesi durumu için de yeni parti sinyali vererek şunları söyledi:

“Ama dönmezse; linçle gelseniz, yok da saysanız, bu meydandayız, bu meydanda kalacağız. Siyaset meydanında, devlet meydanında... Her yerdeyiz. Bu tavır sürdüğü zaman bu yeni yolun hatlarını halkımızla paylaşacağız. O yeni yol, yeni bir partiye yönelir mi? Yönelir.”

Erdoğan’ın ‘Pelikan’ ziyareti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kamuoyunda “Pelikancılar” olarak bilinen Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi’ne gerçekleştirdiği ziyareti sorulan Davutoğlu, şunları söyledi: 

“Erdoğan'ın Pelikan Yalısı'ndaki fotoğrafı üzdü. Katar dönüşü meslektaşlarımın benimle ilgili okumadıklara bir kağıda imza attığında da üzülmüştüm. İnsanların kendi genel başkanlarına danışmadan, hiç tartışılmamış bir konuda, önüme bir yazı koyduklarında, -Türk devlet geleneğinin bir hususiyetidir, biz devlet geleneğimizi kaybediyoruz- çok ciddi bir muhasebe yapma ihtiyacı hissettim. Hayatın, dostluğun, siyasetin anlamı. Bu anlamsızlık dünyasında olmamam gerektiği için bırakmam gerektiğini hissettim. Bu troll grubu değil, bu yüzden bıraktım. Daha sonra yanlış yaptığını söyleyen çok arkadaşımız oldu. Bu troll çetelerinin tavırları beni üzmez, bu ülkede Boğaziçi yalılarında oturup devleti dizayn etmeye çalışan çok oldu. Bugün onlar gider o yalılara başkaları oturur, onlar önemli değil. Kapatalım bu konuyu, zihnimi yoruyor.”

Davutoğlu, Sakarya’da ne demişti?

Davutoğlu, Sakarya'da kendisine yöneltilen eleştirilerle ilgili olarak “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi, insan yüzüne çıkamaz. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır. Başbakanlık görevini aldığım zaman -bunu izah etmek zorundayım, kampanya dolayısıyla bu soruları aldığım için- 6-8 Ekim olayları oldu. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye'nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk” ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

4 Yorum