1. YAZARLAR

  2. Erhan Başyurt

  3. Davutoğlu: 'Diplomasi tükendi' diyecektik
Erhan Başyurt

Erhan Başyurt

Yazarın Tüm Yazıları >

Davutoğlu: 'Diplomasi tükendi' diyecektik

19 Mayıs 2010 Çarşamba 00:59A+A-

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün gazetecilere İran'ın Türkiye ve Brezilya'nın arabulucuğuyla imzaladığı deklarasyonu değerlendirdi.

Süreç oldukça ilgi çekici.

Türkiye, tüm dünyanın diplomatik girişimleri bitirdiği ve yaptırım seçeneğinin öne çıktığı dönemde bir bakıma ezber bozdu.

 Davutoğlu'nun ifadesiyle, Batı ile İran arasında 30 yıldır ilk kez bir anlaşmanın ortaya çıkması sağlandı.

İran'ı ikna etmek de, ABD'yi sürece çekmek de oldukça zordu.

Türkiye tek başına başlattığı diplomasi sürecinin sonuna doğru Brezilya'yı da yanına çekerek diplomatik girişime uluslararası boyut kazandırdı..

Brezilya, uranyum zenginleştirme krizini daha önce yaşayıp, sulh ile atlatmış bir ülke. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun şubat ayındaki toplantısında da Türkiye gibi "çekimser" oy kullandı.

Aynı zamanda Türkiye ile birlikte BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyesi.

Davutoğlu, İran tarafına son kez girişimde bulunduklarını ve anlaşma sağlanamazsa "diplomasi tükendi" açıklamasını yapacaklarını ilettiklerini de kaydetti.

İran'ın beklenenin aksine uranyum takasına "evet" demesi, Batı'da yaptırım yanlısı ülkeleri adeta şoka sokmuş durumda.

Deklarasyona göre, İran elindeki zenginleştirilmiş 1200 kilo uranyumu Türkiye'ye teslim edecek.

Karşılığında da kendisine 120 kilo az zenginleştirilmiş uranyum verilecek.

İran'ın Türkiye'ye "yed-i emin" olarak tesliminin ardından bir yıl içerisinde söz konusu uranyum teslim edilecek.

Bu süre zarfında İran ya da Atom Enerjisi Kurumu isterse uranyumun saklandığı yerde gözlemci bulundurabilecek.

Şayet devir teslim sürecinde sıkıntı yaşanır, Viyana Grubu ve İran takası gerçekleştiremezse, Türkiye 1200 kilo uranyumu İran'a geri gönderecek.

Takas gerçekleşirse, "yed-i emin" olarak tuttuğu uranyumu Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na teslim edecek.

Türkiye anlaşma ile Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve Amerika'nın taleplerini önemli oranda karşılamış oldu.

ABD Başkanı Barack Obama, 3 hafta kadar önce Erdoğan'a gönderdiği mektupta da şartlarını yeniden ortaya koymuştu.

Başbakan Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde, Obama'ya cevabi bir mektup göndereceği kaydediliyor.

İran'ın elinde zenginleştirilmiş uranyumun artık 1200 kiloyu geçtiği, anlaşmanın yetersiz kaldığı tezlerini ise Türkiye reddediyor.

Türkiye'nin 10 aydır boşuna gayret göstermediği, hatta ABD'nin de öne sürdüğü şartların 1200 kiloyu geçmediği vurgulanıyor.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, gelinen aşamada İran'a yönelik yaptırımlar için psikolojik zeminin kaybolduğunu ifade ediyor.

İsrail merkezli "İran Türkiye'yi aldattı" iddialarına da cevap veren Davutoğlu, İsrail'in henüz NPT'yi imzalamadığını, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile de işbirliği içinde çalışmadığını, dolayısıyla İran'a gösterdiği tepkilerin de anlamlı olmadığını belirtiyor.

Sonuç olarak Türkiye, dünyayı yeni bir felakete sürükleme riski taşıyan İran nükleer krizini sulh yoluyla çözme yolunda önemli bir adım atmayı başardı.

Ancak ABD'nin hala gelinen süreçten tatmin olmamış olması dikkat çekici. İran'ın 10 ay uluslararası kamuoyunu oyaladıktan sonra yaptırımların görüşüleceği ve Rusya ile Çin'in de destek açıkladığı dönemde takasa evet demesi güvensizliğin ana kaynağı.

Türkiye üzerine düşeni yaptı. Top bundan böyle İran'ın kucağında.

Türkiye çözüm için neden ısrar ediyor?

Türkiye, İran nükleer krizinde ısrarla diplomasi tezini savundu. İstanbul 'da dün basın mensuplarına bilgilendirmede bulunan Davutoğlu, bu ısrarın nedenlerini de paylaştı.

Birincisi, nükleer enerjiyi araştırma amaçlı kullanımının her ülkenin hakkı olduğuna inanıyoruz.

Bu Türkiye'nin de İran'ın da hakkı. İran'ın zenginleştirilmiş uranyumu teslimi hukuki bir zorunluluk değil.

Sadece uluslararası topluma iyi niyet gösterisi...

Güven artırıcı bir eylem.

Türkiye, nükleer teknolojisinde ilerlemenin enerji açığımızı kapatmada büyük ihtiyaç olacağına inanıyor.

İran üzerinden sınırlama girişimlerini de tasvip etmiyor.

İkincisi, İran'a uygulanacak uluslararası ambargo Türkiye'yi de vuracak. Irak örneği ortada...

2 buçuk milyar dolarlık ticaret ambargo ile bir anda sıfıra indi.

Türkiye'nin zararını telafi eden de olmadı.

İran'la dış ticaretimiz şu an 10 milyar doları buluyor.

ABD'nin mevcut ambargoları olmasa bu miktar 5-10 yıl gibi bir süreçte 30 milyar dolara çıkar.

Türkiye, bir diğer sınır komşusunda daha istikrarsızlık yaşamak istemiyor.

Üçüncüsü, Türkiye ekonomi merkezli bir "soft power" olmayı hedefliyor.

Bu açıdan Yunanistan' la, Rusya'yla ve Suriye'yle yapılan ikili açılımların amacı ne ise, İran için gösterilen gayretin gayesi de o.

Türkiye artık barış üreten, sahada inisiyatif alan, krizlerde ön alan bir ülke.

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT