1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Zevk İçin Gelmediler, Katil Esed’in Varil Bombalarından Kaçtılar!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Zevk İçin Gelmediler, Katil Esed’in Varil Bombalarından Kaçtılar!”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Zevk İçin Gelmediler, Katil Esed’in Varil Bombalarından Kaçtılar!”

İstanbul Çırağan Sarayı'nda Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mültecilerle ilgili olarak tüm dünyayı vicdanlı olmaya çağırdı.

20 Şubat 2019 Çarşamba 11:33A+A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı açılış yemeğinde konuştu. Erdoğan milli gelire oranla Türkiye'nin az gelişmiş ülkelere yardım yapmakta dünyanın birinci ülkesi olduğunun altını çizdi. Avrupa Birliği'nin şimdiye kadar Suriyeli sığınmacılar için taahhüt ettiği parasal yardımı yapmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bundan sonra yeni bir mülteci göçünü göğüsleyemeyeceğini de söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Uluslararası toplumun geçmişte emsaline az rastlanır bir göç kriziyle karşı karşıya bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Bugün dünya genelinde 260 milyona yakın göçmen, 68 milyonun üzerinde yerlerinden edilmiş kişi ve 25 milyonu aşkın mülteci bulunuyor. Bu sayı ekonomik nedenler yanında açlık, kıtlık, iç savaşlar, terör saldırıları ve siyasi belirsizlikler gibi sebeplerle gün geçtikçe artıyor." diye konuştu.

Erdoğan, insanların sadece daha iyi bir iş, daha yüksek bir hayat standardı için değil, hayatlarını devam ettirebilmek, karınlarını doyurabilmek, çocuklarına bir lokma ekmek bulabilmek için göç ettiğini belirterek, çıkılan bu umut yolculuklarının ise çoğu zaman ölümle, felaketle sonuçlandığını kaydetti.

Son 6 senede 18 binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiği Akdeniz'i büyük mülteciler mezarlığına dönüştürenin macera hevesi değil, çaresizlik olduğunu vurgulayan Erdoğan, Sahra Çölü'nün cehennem sıcağında solup giden hayatların her birinin gerisinde büyük bir dram ve acı bir hikaye olduğunu söyledi.

Kaderlerini bir derme çatma botla azgın dalgaların insafına bırakanların, bunu adrenalin tutkusundan değil, umutsuzluktan, artık başka seçenekleri kalmadığından yaptığını anlatarak, her şeyini geride bırakmış bu insanları açık hava hapishanelerine ve toplama kampı tarzı yerlere mahkum etmenin vicdanlara sığmayacağını ve hapsedilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"İnsanları siyaset malzemesi yapmak yanlıştır"

"Filistinli mültecilere verilen yardımları kesmek, onları yokluk ve yoksullukla terbiye etmeye çalışmak da insanlık dışıdır. 70 yıldır evlerinden, vatanlarından uzakta hayata tutunmaya çalışan insanları siyaset malzemesi yapmak, son derece yanlıştır. Ben bütün bunları çatışmaların ve düzensiz göç hareketlerinin uzağında bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak söylemiyorum. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak ifade ediyorum. Hemen her gün şahit olduğumuz insani trajediler, göç meselesinde aysbergin, yani buz dağının görünen yüzüdür. Göç ve mülteciler konusunu sadece güvenlik perspektifinden ele almak, indirgemeci bir yaklaşım olacaktır. Daha yüksek duvarlar inşa etmenin, daha fazla dikenli tel çekmenin düzensiz göçü önlemek için çözüm olmadığı aşikardır. Şayet bu meseleyi doğru bir değerlendirmeye tabi tutacaksak görünenle, özellikle suyun altında kalan kısma, yani asıl problemlere odaklanmalıyız."

''BU İNSANLAR ÜZERİNE VARİL BOMBALARI YAĞDIĞI İÇİN GELİYOR''

Açık ve net söylüyorum. Afrika'nın elması, altını, bakırları, kromları kimler tarafından sömürüldü. Kimler tarafından alınıp ülkelerine taşındı. Yeri geldiği zaman katliamlar kimler tarafından yapıldı. Bunlar hep gizleniyor, konuşulmuyor. Cezayir, Ruanda katliamını bizler unutamayız. Buralarda yüzler,binler değil yüzbinler yeri geldi milyonlar öldürüldü. Burada göçü konuşanlar nereden hareketle konuşacak? Buradan hareketle konuşacak. Şu anda benim ülkeme gelenler acaba zevkle mi geliyor? Varil bombaları üzerine yağdığı için, işte bu katil Esed'in o bombaları yağdırdığı için evlerini, barklarını terk etmek zorunda kaldılar. Onun için 3 milyon 600 bin mülteci benim ülkemde.

"MİLLİ GELİRE ORANLA DÜNYANIN BİR NUMARASI TÜRKİYE'DİR"

Hiçbir ülkenin günümüz dünyasından bu sorunlara coğrafi uzaklık, yakınlık merceğinden bakma lüksü yoktur. Az gelişmiş ülkelere yönelik donörler toplantısı yapıyoruz. Dünyanın en zengini diyenler 'dünyada 1 numarayız' diyorlar. Hayır değilsin. Milli gelire oranla az gelişmiş, en az gelişmiş ülkelere destek verme noktasında OECD rakamlarına göre söylüyorum dünyanın bir numarası Türkiye'dir. Milli gelire oranla söylüyorum.

"TERÖR ÖRGÜTLERİ İNSANLARIN GÖÇE ZORLANMASINDAN ÇIKAR SAĞLIYOR"

Mesafelerin anlamını yitirdiği böylesi bir dönemde Avrupa'nın kaderi Afrika'nın kaderinden Kuzey Amerika'nın kaderi Güney Amerika'nın kaderinden başka değildir. Yoksulluk, kıtlık, iç savaşlar, siyasi ve ekonomik sıkıntılar gibi sorunlar insan tacirlerine sömürebilecekleri uygun bir zemin oluşturuyor. İnsan kaçakçılığının örgütlü suçlarla uyumlu bir hal aldığını görüyoruz. Terör örgütleri insanları göçe zorlayan sebeplerden ve sonuçlardan çıkar sağlıyor. Güvenliğimizi tehdit eden bu suç örgütüyle koordineli bir mücadele ortaya koymamız şarttır.

"BU MİLLET HİÇBİR ZAMAN SOYKIRIMDA BULUNMAMIŞTIR"

Göç meselesinin sağlıklı bir zemine oturtulması en çok Batı ülkelerine yarayacaktır. Türkiye göç meselesiyle ilk kez yüzleşen bir ülke değildir. Suriye'den ülkemize sığınan hiç kimseyi zorla geri göndermedik. Aramileri, Hristiyanları Ermenileri göndermedik. Batı'da sözde Ermeni soykırımı adıyla bazı propagandalar yapılıyor. Bu millet hiçbir zaman soykırımda bulunmamıştır.

"AB'NİN TAAHHÜT ETTİĞİ 6 MİLYAR DOLAR SURİYELİLERE ULAŞMADI"

Dünya hala bu işe sesiz. Batı sessiz, birçok sözler de verdiler, ama tutmadılar. Ayrıca Küresel İnsani Yardım Raporu'na göre 2017 yılında 8.1 milyar üzerindeki yardımla ülkemiz dünyada ilk sıraya yükseldi. AB'nin taahhüt ettiği 6 milyar Avro Suriyelilere ulaşabilmiş değil. BM Göç ve mültecilerin gayreti de bir yere kadar geldi ve orada kaldı. Bu süreçte Türkiye'nin tek başına bırakıldığımızı söylemek durumundayım. 8 yıldır 4 milyon insana sahip çıkarken ekonomik durumu bizden iyi olan ülkeler 100-150 göçmeni kabul etmemek için adeta birbirini yiyor. Irkçı partiler mülteci düşmanlığı üzerinden koltuk kapmanın hesabını yapıyor.

"AÇIK SÖYLÜYORUM YENİ BİR DALGAYI GÖĞÜSLEYEMEYİZ!"

Komşumuz Suriye'den ülkemize ve Avrupa'ya olan düzensiz göçün önlenmesi için çaba sarf ediyoruz. Türkiye böyle bir yükü ilanihaye taşımak zorunda değildir. Ülkemiz elini taşın altına fazlasıyla koymuştur. Açık ve net söylüyorum yeni bir göç dalgası yaşanması halinde artık biz bunu tek başına göğüsleyemeyeceğiz. İdlib'teki halk ki 300-400 bin civarındadır, Türkiye'ye girmesi bu olay çok farklı gelişebilirdi, bunu özellikle burada söylemek zorundayım. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekatları geri dönüşleri hızlandırmış 312 bin mültecinin topraklarına geri dönmesini sağlamıştır. Ülkemizin terörden arındırdığı bölgeler Suriye'nin en yaşanabilir, huzurlu alanlarıdır. Güvenli bölge formülü Suriyeli mültecilerin geri dönüşleri için en pratik çözüm yoludur.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum