
Çözüm çabalarını ıskalayan CHP’nin Türkiye’nin geleceğinde yeri olabilir mi?
Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’ndan yapılan açıklamalar CHP’nin büyük siyasi aklını tekrardan tüm Türkiye’ye hatırlattı!
HAKSÖZ-HABER
Türkiye tarihinin en büyük kırılmalarından birisini oluşturan Kürt sorununda büyük bir aşamaya gelinmiş durumda. AK Parti hükümetlerinin geçmiş yıllardaki girişimlerinden farklı olarak bu süreçte iktidar ortağı MHP sürecin bizzat içinde ve hatta neredeyse itekleyici güç olarak görev alıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “gerekirse darağacına gideriz yeter ki Türkiye’ye barış gelsin” sözleriyle kararlılığını gösterdiği son süreçte İmralı ziyareti birkaç haftadır öncelikli gündem maddesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin himaye ettiği süreç, Türkiye’de devletin retoriklerini ve reflekslerini aşan bir perspektif taşıyor. PKK’nın Türkiye’deki etkinliğini büyük oranda sona erdiren askeri gelişmeler ve Suriye Devrimi ile birlikte PKK’nın can damarı haline gelen konjonktürün sona ermesiyle gerçek anlamda barışı konuşmak mümkün hale geldi. Bu bağlamda Türkiye’deki etkin siyasi aktörlerin eli güçlü durumdayken çatışma değil müzakere, savaş değil barış söylemini tercih etmeleri atılan adımı daha değerli hale getiriyor. Öcalan’ın da meşhur hitabında belirttiği üzere PKK’nın silahlı mücadele metodunun başarısızlığı artık herkesin kabul ettiği bir gerçek!
Şuanda ise yeni bir düzlem söz konusu. Siyasi aktörlerin Abdullah Öcalan’ı muhatap alması son sürecin siyasetin araçlarıyla yürütüleceğinin de deklare edilmesi anlamına geliyor. Siyasetin etkin olduğu bir düzlemde siyaset üretemeyenlerin ise Türkiye’nin geleceğinde nasıl bir yeri olabilir?
Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz günlerde yaptığı "İmralı ziyareti" açıklamasında şunları belirtiyor:
“Sürecin milletin büyük kısmının onayını almayan biçim ve yöntemlerle sürdürülmesine katkı vermeyi doğru bulmuyoruz. Sürecin iktidar tarafından ciddiye alındığını gösteren demokratikleşme adımları atılmadıkça ve millet sürecin parçası kılınmadıkça, CHP sürece ihtiyatlı tutumunu sürdürerek katkıda bulunmaya devam edecektir. Genel Başkanımız Özgür Özel'in gösterdiği duruşu idrak edemeyenler için açıkça ifade etmek isterim ki: CHP Genel Başkanı yalnızca millet için siyaset yapar.”
Özgür Özel ise yaptığı son açıklamayla İmamoğlu’nun bıraktığı yerden devam ederek İmralı ziyaretini “AKP’li bir isimden” aldığını iddia ettiği bilgilerle değersizleştirmeyi tercih etti:
“AKP tavşana kaç, tazıya tut yapa yapa; ‘Bunu ranta çevirir miyim, riskini MHP’ye taşıtabilir miyim?’ hesapları içinde bir süreç yapıyor. Şimdi adaya gidildi, fotoğraf vermeye utanıyoruz. Video olmasın, tutanak olmasın.
Biz daha kararımızı vermeden önce AKP’de etkili bir isim bize ‘Siz de gelin adaya. Zaten video olmayacak, fotoğraf olmayacak. Ne gün gidildi, dönüldü belli olmayacak. Koster olmayacak, helikopter olacak. Çünkü gazeteciler bekler orada. Helikopterin kalktığı, indiği belli olmayacak. Gidildikten sonra bir gün sorulacak, ‘O iş yapıldı’ denecek. Hatta istiyorsanız kimin gittiği bile gizli kalabilir, ‘CHP’den biri gitti’ deriz. İlla gelin’ dedi. Ben de ‘Gitmek mi bu o zaman?’ dedim. “
Tek sorun İmralı ziyaretinin teknik detaylarıymış gibi ele alan Özel, siyasetten feragat ettiğinin farkına varmış olmalı. Bahçeli, Kürtlerle Türkleri bir araya getirmek için el yükseltmeye devam ederken bu korkak tavrın Türkiye’nin geleceğinde kendisine yer bulması ise oldukça zor!











HABERE YORUM KAT