1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. "CHP ve MHP'nin Kürt Sorununa Çözüm Önerisi Ne?"
"CHP ve MHP'nin Kürt Sorununa Çözüm Önerisi Ne?"

"CHP ve MHP'nin Kürt Sorununa Çözüm Önerisi Ne?"

Atilla Yayla, Yeni Şafak'ta kaleme aldığı bugünkü yazısında CHP ve MHP'yi Kürt meselesinin geldiği aşamadan sâdece AK Parti ve Erdoğan'ı sorumlu tutmayı bırakıp mezkûr mesele hakkındaki kendi fikirlerini açıklamaya davet ediyor.

29 Eylül 2015 Salı 11:35A+A-

Atilla Yayla - CHP ve MHP'nin Kürt Sorununa Çözüm Önerisi Ne? / Yeni Şafak

 

Çoğu zaman olduğu gibi bugünlerde yine önyargılar yüksek sesle konuşturuluyor. Ana konu ise, tırmanan terör olayları, daha doğrusu Kürt sorununun geldiği aşama. Bu meselenin birden çok aktörü ve bir tarihi var. 7 Haziran seçimlerinden, daha doğrusu barış/çözüm süreci başladığından beridir yaşanan olayların da bir kronolojisi var. Bu kronolojiyi incelediğimiz zaman anlıyoruz ki, PKK barış/çözüm sürecini ciddiye almamış. Silahları susturma ve ülkeyi terk etme çağrısına uymamış. Çatışmasızlık dönemini belli noktalara silah yığmak ve sağa sola bombalı/mayınlı tuzak kurmak için kullanmış. Barışa değil savaşa yatırım yapmış. Bunların üstüne Suriye'deki gelişmeler ve özellikle IŞİD'in varlığı ve yoğun şiddeti yüzünden PKK'nın ve uzantılarının Batı nezdindeki meşruiyetinin ve Batı'dan gördüğü desteğin artması eklenince PKK şımardı ve tabiri caizse azdı.

Daha önce eşi benzeri görülmemiş başka bir şey daha oldu. AK Parti hükûmetine ve Erdoğan'a duydukları nefret geleneksel Kürt düşmanı bazı ulusalcıları ve Gülencileri PKK sempatizanı olmaya itti. Böylece PKK tarihindeki en yüksek medya desteğine kavuştu. Bu çevreler PKK güvenlik kuvvetlerine saldırıp zayiat verdirdikçe, tüm Türkiye değil sadece Erdoğan darbe alıyormuşçasına seviniyorlar. PKK'nın AK Parti'nin ve Erdoğan'ın iktidardan uzaklaşmasına zemin hazırlayacak bir ortam oluşturmasını veya buna buna katkı sağlamasını istiyorlar, umuyorlar.

Bu kafadakilerin ve tavırdakilerin hâli gelecekte epeyce incelemeye konu olacaktır. Ben bu yazıda farazî bir durumdan hareketle muhalefet partilerinin -varsa- Kürt meselesiyle ilgili genel ve sektörel çözüm önerilerini öğrenme arzumu belirtmek istiyorum. Eminin pek çok vatandaş da benzer düşünceler içinde. Farazî durum şu: Diyelim ki, Kürt meselesinin müsebbibi -müsebbiplerinden biri değil, tek müsebbibi- AK Parti ve Erdoğan. Ve diyelim ki Erdoğan ve AK Parti buharlaştı. CHP veya MHP tek başına iktidarda. Ya da bir CHP-MHP koalisyon hükûmeti iş başında. Bu durumda adı geçen partiler Kürt sorununu nasıl çözecekler?

Ne yazık ki CHP ve MHP'nin ne parti programlarında ne de parti liderlerinin ve önde gelenlerinin açıklamalarında bu konuda bilgi hatta bir ipucu var. Tüm yaptıkları ya yuvarlak laflar söylemek ya da öfke nöbeti yansıtan şiddet -daha fazla şiddet- çağrılarını dillendirmek.

CHP kurmaylarına, ideologlarına sormak istiyorum: Topluma bu sorunu nasıl çözeceğiniz hakkında bir şeyler söyleyin. PKK ile anlaşacak mısınız savaşacak mısınız? Anlaşacaksanız bu ne üzerinde olacak? Bölgeye otonomi tanıyıp PKK'nın siyasal egemenliğini mi kabul edeceksiniz? Güvenlik kuvvetlerini bölgeden çekip PKK militanlarını bölgenin polis ve zabıta gücüne mi çevireceksiniz? Savaşacaksanız, şimdiye kadarki uygulamalardan farklı ne yapacaksınız? Güvenlik güçlerinin PKK'yı ortadan kaldırmasını nasıl sağlayacaksınız?

MHP kurmaylarına da sormak durumundayım. Siz de topluma sorunu nasıl çözeceğiniz hakkında bir şeyler söyleyin. Söylemlerinizden anlaşıldığı kadarıyla müzakere, görüşme, siyaset yollarını peşinen ve külliyen reddediyorsunuz. Bu durumda geriye sadece savaşmak kalıyor. İyi ama, savaş otuz küsur yıldır yapılmasına rağmen bir mesafe alınamadı. Siz neyi farklı yapacaksınız ki savaştan -o her ne ise- kesin sonuç almak mümkün olsun? PKK ile savaşın tüm Kürtler ile savaşa dönüşmesinin önüne nasıl geçeceksiniz? Savaşı esas alacağınıza göre, AK Parti iktidarları zamanında atılan -yer isimlerinin iadesi, ad değiştirmenin kolaylaştırılması, cezaevi görüşmelerinde Kürtçe konuşma yasağının kaldırılması, Kürtçe siyasî propaganda yapmanın serbestleştirilmesi, Kürtçe televizyon ve yayın organlarının kurulması, özel okullarda Kürtçe eğitimin yolunun açılması gibi- adımları geri mi alacaksınız?

Anadolu'nun güzel sözünde dendiği gibi, at iti ile it izi birbirine karışıyor. Puslu hava mertliği değil kalleşçe pusu kurmayı teşvik ediyor. O yüzden diyorum ki, kimse anlaşılmaz şekilde mırıldanmasın, karnından konuşmasın. Kimse Kürt meselesinin bir tarihi ve birden çok aktörü yokmuş gibi ahkâm kesmesin. Kimse tüm sorumluluğu son on yıla, AK Parti'ye ve Erdoğan'a yıkarak içini rahatlatmasın, kendi sorumluluklarından kurtulmaya çalışmasın. Partiler iktidara gelirlerse ne yapacaklarını ve kanaat önderi olma vasfına sahip bireyler ne yapılmasını istediklerini açıkça ortaya koysun. Ancak bu şekilde Kürt meselesinde kimin gerçekte nerede durduğunu ve ne istediğini anlayabiliriz.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum