1. HABERLER

  2. HABER

  3. EKONOMİ

  4. Canikli’nin açıklamaları vatandaşı tatmin ediyor mu?
Canikli’nin açıklamaları vatandaşı tatmin ediyor mu?

Canikli’nin açıklamaları vatandaşı tatmin ediyor mu?

Nurettin Canikli’nin rezerv tartışmaları üzerine yaptığı açıklamalar yeni soruları beraberinde getirdi

14 Nisan 2021 Çarşamba 20:16A+A-

HAKSÖZ-HABER

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı olan Nurettin Canikli, dün Twitter üzerinden yaptığı açıklama ile uzun süredir gündemi işgal eden rezerv konusunu izah etmeye çalıştı.

Kayıp 128 milyar dolar söyleminin yersiz olduğunu ifade eden Canikli, yaptığı açıklamada merkez bankalarının talep halinde elindeki döviz varlıklarını o anki kur üzerinden satmak zorunda olduklarını hatırlattı.

Bu hatırlatmanın ardından Canikli geçtiğimiz iki yıllık süreçte bankanın cari açık finansmanı için 30 milyar dolar, altın alımında kullanılmak üzere 36 milyar dolar, reel ve tüzel kişilerin talepleri doğrultusunda 75 milyar dolar, özel sektörün dış borç finansmanı için 43 milyar dolar ve yabancı yatırımcıların talepleri için de 12 milyar dolar döviz sattığını belirtti.

Canikli’nin ifadelerine tam olarak bakacak olursak;

“Cari açığın finansmanı için MB 30 milyar dolar döviz satmış.”

“128 milyar doların 36 milyar doları ile altın ithal edilmiştir ve bu altınlar Cumhuriyet Altını, bilezik ve benzeri yatırım aracı olarak Türk halkının evindedir.”

“ 75 milyar doları Türkiye’deki bankalarda gerçek ve tüzel kişilerin hesaplarında durmaktadır.”

“Özel sektör 43 milyar dolarlık yurtdışına olan döviz borcunu ödemiş.”

“ Yabancı portföy yatırımcı 12 milyar dolar satın alarak yurtdışına çıkarmıştır.”

Altınla başlayalım, insanların evlerinde tuttuğu altını hesap etmenin bir yolu yok. Fakat TÜİK Özel Ticaret verilerine göre 2019 ve 2020 yıllarında Türkiye yaklaşık 35 milyar dolar tutarında altın ithal ederken 4,7 milyar dolarlık altın ihraç etti. Yani ithal edilen altının bir kısmı yurt dışına geri satıldı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 2019 Ocak ayında yerli ve yabancıların bankalarda bulundurduğu döviz mevduat hesaplarının toplamı 192,4 milyar dolar iken bu rakam 2020 Aralık ayında yaklaşık 219,3 milyar dolara ulaşıyor. Aradaki fark 27 miyar dolar dolaylarında. Yani bakan beyin dediğin gibi 75 milyar dolar alındıysa bile bunun banka hesaplarında karşılığını göremiyoruz.

Yabancı yatırımcının neden ülkeden çıkmaya yöneldiğini hesaba hiç katmıyoruz.

Esas sorulması gereken niye toplumun her bir ferdini ilgilendiren bir konuda ekonomi yönetiminden derli toplu bir açıklama duymak yerine neden ülkenin ekonomik yönetimi üzerinde bir yetkisi bulunmayan bir başka vekilin Twitter üzerinden bir geçiştirme yaptığıdır. Üstelik kabaca değerlendirildiğinde bile görüldüğü üzere verilen istatistikler eksik ya da hatalıdır.

Bir başka soru da niye şimdiye kadar sürekli farklı açıklamaların yapılageldiği meselesidir.

Daha birkaç hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan yapılan eleştirilere yekûn olarak “Yatıyorlar, kalkıyorlar ‘Damat da damat.’ Damat kadar taş düşsün başınıza. Tutturmuşlar şu kadar para nerede? Bu para Merkez Bankası'nda. Kaybolan bir şey yok. Kayıp varsa bunlar sizdedir. 135 milyar dolara kadar döviz rezervimiz çıktı. Şu anda da yine döviz rezervimiz kendini toparlamaya başladı.”  İfadelerini kullanarak rezervlerde bir eksilme olmadığını beyan etmişti. İnsanların soru sorma hakkının yasaklanması bir yana, ifadelerin pek gerçeği yansıtmadığı da ortada.

Merkez Bankasının Şubat ayı sonu itibarıyla resmî rezervleri 95,3 milyar dolar. Bu rakamın 53 milyar doları döviz, 40,7 milyar doları altın küçük bir kısmı da IMF rezerv opsiyonu ve SDR (özel çekme hakkı). Fakat bankanın emaneten kasasında tuttuğu borç, zorunlu karşılıklar ve swap işlemlerle elde ettiği dolar ve döviz rezervleri gibi unsurları toplam rezervden düştüğümüzde karşımızda negatif alanda bir rezerv çıkıyor. Sadece bankaların zorunlu karşılıkları 46 milyar dolar ve swap işlemleri 50 milyar doların üzerinde. Başka bir ifade ile borçlu bir banka.

Rezervlerin eksilmediğini beyan eden aynı Erdoğan bir başka açıklamasında ise rezervlerin bir kısmının salgında Türkiye’deki finansal piyasalarda dalgalanma oluşturmaya çalışanlarla mücadele edilirken kullanıldığını ifade etmişti:

“Salgın bahanesiyle yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere, elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. Kılıçdaroğlu’nun sürekli sorduğu dövizlerin önemli bir bölümü işte bu mücadelede kullanılmıştır"

Bir de Yiğit Bulut’un çok farklı açıklamaları olmuştu ki Türkiye’nin zaten hiçbir zaman rezervi olmadığını öne sürmüştü, hatırlayalım:

Türkiye’nin hiçbir zaman satılabilir rezervi olmadı. Cumhuriyet tarihinde Türkiye 140 milyar dolar rezerv sattı diyenler rezervin ne olduğunu bilmeyenler rezervin her zaman brüt olanına bakılır bütün dünya piyasalarında”

Ezcümle, şu an sorun rezervden ziyade, ne olup bittiği konusunda farklı ifadeler kullanan bir ekonomi yönetimi ki bu durumun vatandaşlara ve yatırımcılara güven vermediği aşikar.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum