Bursa'da Füze Kalkanı Projesi Protesto Edildi
Özgür-Der Bursa Şubesi, Orhangazi Parkı’nda bir araya gelerek NATO Füze Kalkanı projesi konulu bir protesto eylemi gerçekleştirdi.
Türkiye Taşeronlaştırılmak İsteniyor
Eylemde konuşan şube başkanı Aziz Avar, Füze kalkanı projesinin Ortadoğu Müslüman halklarının geleceği açısından ciddi bir tehlike olduğuna dikkat çekerek "Buna karşı koymak müslümanlar olarak kaçınılmaz bir görevdir." dedi. Emperyalist güçlerin bölgede değişmeye yüz tutan dengeleri tekrardan diriltme kaygısı çektiklerini belirten Avar, bunun için de Türkiye'nin taşeron olarak kullanılmak istediğini ifade etti.
Kardeşlik Temenni Olarak Kalmasın
Bursa'da misafir bulunan Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay da eylemde bir konuşma yaptı. Füze kalkanın ülkemiz açısından açık bir tehdit unsuru olduğu üzerinde duran Alpay, dayatılan projenin kabul edilmemesi gerektiğini ifade etti. Alpay, yaklaşan kurban bayramının tüm İslam alemi için hayırlar getirmesi temennisinde bulunurken, aynı temennileri diğer müslüman kardeşlerimiz için de istememiz gerektiğini belirterek bu temennimizde tutarlı olmamız için de kardeşlerimizi hedef alan projelere karşı durmamız gerektiğini söyledi.
"Natonun Füze Kalkanı İslam Ümmetine Açılmış Bir Savaştır!" başlıklı bir pankartın açıldığı eylemde "Katil Nato Ortadoğu'dan Defol!", "Yaşasın Küresel İntifada!", "NATO'ya Kalkan Olmayacağız!", "Uyan, Diren, Özgürleş!", "Emperyalizm Yenilecek İslami Direniş Kazanacak!", "İşbirlikçi İktidar İstemiyoruz!".sloganları atıldı. Özgür-Der imzalı basın açıklamasının dernek üyesi Sara Işıklar tarafından okunmasına müteakip eylem sona erdi.
Basın açıklamasının tam metni:
Emperyalist NATO'ya ve İsrail'e Kalkan Olmayacağız!
Önümüzdeki hafta Türkiye ve Ortadoğu halklarının geleceği açısından önemli bir gün olacak. ABD, Türkiye'ye füze kalkanı kurmak istemektedir. 20 Kasım günü Portekiz'in başkenti Lizbon'da yapılacak NATO zirvesinde, bir takım Doğu ve Avrupa ülkelerine kabul ettiremedikleri, projeyi Türkiye'nin kabul etmesi için baskı kuracaklar. Bildiğiniz üzere NATO Amerika'nın küresel politikalarının hayata geçirilmesi için, strateji üreten ve bunu dünya ülkelerine servis eden bir kurum haline gelmiştir. ABD bu projeyi İran'ın geliştirmekte olduğu nükleer güce karşı, barışçıl bir savunma sistemi olarak yorumlamaktadır. Oysa biz ABD'nin söz konusu nükleer güç olduğu zaman, barıştan ne anladığını Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı bombalardan çok iyi bilmekteyiz.
Dış politika uzmanlarının füze kalkanı hakkında yaptıkları iyimser açıklamalar ve bu projeyi Sovyetler sonrası değişen yeni dünya sisteminin bir doğal sonucu şeklinde göstermeleri anlaşılır gibi değildir. Bu değerlendirme biçimi aynı zamanda, kamuoyunu yanlış bilgilendirmek demektir. Füze kalkanı projesi tam olarak; Ortadoğu'da değişmekte olan dengelerin, tekrardan emperyalistlerin istediği düzeye gelmesi içindir.
Emperyalist güçler arasındaki nükleer rekabet gün geçtikçe artmakta ve her biri öne geçebilmek için kural tanımazlıklarını çok çirkince devam ettirmektedirler. Rusya ve Amerika arasındaki gizli çekişmenin sonucunda Türkiye'nin piyon olarak kullanılmak istendiği çok açık şekilde ortadadır. Hedef tahtasına ise her iki emperyalist gücün potansiyel tehlike olarak gördükleri İran koyulmuş durumda. İran'ın elinde bulunan füzelerin menzilleri hakkında dünya kamuoyunda asparagas haberler yapılarak, barışçıl bir savunma yapıyoruz denilmek sureti ile kirli oyunları için meşru bir zemin oluşturulmaya çalışılmaktadır. Unutulmamalıdır ki İran'a karşı yapılacak herhangi bir müdahale de rol sahibi olmak, içinde bizimde olduğumuz İslam dünyasını savaş alanına çevirecek, bombanın pimini çekmek anlamına gelir.
Füze kalkanı projesinin gündeme getirilme şekli ve zamanı da bir hayli manidardır. Birinci emperyalist savaşı artığı olan dünya sınırlarının gittikçe önemini kaybettiği ve Türkiye'nin komşuları ile iyi ilişkiler içine girdiği bir döneme tekabül etmektedir. Emperyalist güçlerin Ortadoğu'da yaptıkları bunca zulüm ve vahşete rağmen henüz tam bir istikrar sağlayamamış olmaları küresel politikalarının seyri açısından kaygı uyandırmıştır. Bunun tekrardan tesisi için çaba sarf edilmekte ve hedefe giden her yol meşruu sayılmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki Füze kalkanının Türkiye'ye kurulması, Müslüman halklarının katliamı için vize çıkartmak anlamına geldiği gibi, bölgede zorbalıkla konuşlanmış haydut çetesi İsrail'in gayr-i meşru varlığının devamı için kefil olmak anlamına gelir.
Füze kalkanı, emperyalist güçlerin ellerinin uzanmadığı yerlere daha kısa sürede ulaşmak ve zararlarını en aza indirmek için tasarladıkları kirli bir projedir. Amerika ve Siyonist çete, karşılarında varlık gösteren her gücü acımasızca sindirmek için taşeronlar aramaktadır. Türkiye bu oyuna alet olmamalıdır. Aksi halde biz İslam ümmetini açıkça tehdit eden bu proje karşısında, kimliğimizin gereği olarak adaleti gözeteceğimizi ve her ne koşulda olursa olsun kardeşlerimizin canlarını pazarlık konusu yapmaksızın haksızlığa karşı duracağız.
HABERE YORUM KAT