1. YAZARLAR

  2. Ala Elami

  3. Bitmeyen tartışma: Su meselesi
Ala Elami

Ala Elami

Yazarın Tüm Yazıları >

Bitmeyen tartışma: Su meselesi

25 Ağustos 2009 Salı 03:15A+A-

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi, bir Irak televizyon kanalına önemli ve yeni bilgiler verdi.

Bu bilgilerin medyadan ve kamuoyundan uzak tutulmasının veya bilgilerin sahibinin şu ana kadar suskun kalmasının gerçek sebebi hakkında kehanette bulunmak mümkün değil. Sayın Haşimi'nin açıklamalarında bizi ilgilendiren kısım, Irak nehirlerinin ve özellikle de iki büyük nehir Dicle ve Fırat'ın tehlikeli durumu. New York Times gazetesinin bizlere özetlediği durum, kutsal kitaplarda Iraklıların kehanetlerinde yer aldığı gibi kıyamet günü alametlerini hatırlatıyor. Pirinç ekimi durdu. Toprak fırtınaları neredeyse her gün Irak'ın kentlerini ve köylerini vuruyor. Balıklar tükendi. Güneydeki göller ve sulak alanlar vahşi çöle dönüştü.

Haşimi, İran'ın projelerinin ve tehditlerinin Türkiye'nin projeleri ve tehditlerinden daha büyük olduğunu ifade etti. Haşimi, Türk tarafının Irak'ın su ihtiyaçları ve içinden geçtiği durumun trajikliği konusunda İran'ın tersine daha anlayışlı olduğunu, Türk hükümetinin su çekişmesi tarihinde ilk defa Türkiye-Suriye sınır noktasında çıkan su miktarını Türkiye'den gözlemleyecek Iraklı teknisyenlerden oluşan bir komisyona onay verdiğini belirtti. Türkiye, bu su miktarının Irak-Suriye sınırına ulaşma noktasında da Iraklı teknisyenlerin bulunmasını şart koşmuş. Burada Haşimi'nin aktardığı Türklerin ifadeleri, Türkiye'nin Suriye'nin rolünden ve Suriye'nin Irak'ın payı olan miktarı veya bir kısmını kendi barajlarında 'tutmuş' olabileceği ihtimalinden kuşku duyduğu mesajı veriyor. Iraklı yetkililer, bu şüpheyi birçok toplantıda ima ettiler.

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın işaret ettiği önemli konulardan biri de Basra'da Şattülarap'a dökülen suyla sulanan hurma ormanlarında şu an yaşanan katliam. İran hükümetinin saatte 2000 megavat elektrik üretmek için Şattülarap'a dökülen Garun nehri suyunu 462 metre uzunluğa ve 205 metre yüksekliğe varan barajla engellemesi, Dicle ve Fırat suyundan Şattülarap'a gelen suyun zayıflaması sonrası Şattülarap'taki su en düşük seviyelerine indi. Bu durum, kuzeyde Körfez'in tuzlu suyunun yükselmesine ve hurma ormanlarını sarmasına imkân verdi. Haşimi'nin açıklamalarına Irak sular idaresindeki bir hükümet yetkilisinin İran'ın Şattülarap nehrini derinleştirmeyi reddetmesinin denizciliği neredeyse bitirdiği ve Irak limanlarının çoğunluğunu işlemez kıldığı konusundaki açıklamalarını eklersek İran hükümetinin Irak ve halkına karşı açtığı gerçekçi ve açık bir savaşla karşı karşıyayız demektir. Ayrıntılar bağlamında Haşimi, sonraki bir bildiride İran topraklarından gelen ve Irak nehirlerine dökülen 42 nehir veya vadi üzerinde İran'ın barajlar kurduğunu gözler önüne seriyor. Bildiri, bu çalışmanın Irak'ın bu nehirlerdeki gelirlerini çokça etkilediğine, insani ve zirai çeşitli ihtiyaçlar için su ürünlerinde büyük azalma yaşandığına ve bunun Irak'taki ekonomik hayat için büyük sorun oluşturduğuna işaret ediyor. Haşimi'nin sözleri, İran tehlikesine ışık tutuyor. Irak hükümetinin bu İran saldırganlığına yönelik sessizliği etrafındaki soru işareti varlığını koruyor. Acaba bu sessizliğin ulusal bağlılık aleyhine olacak şekilde mezhepçi bağlılıkla bir ilişkisi var mı?

Sayın Haşimi'nin Türk tehlikesini hafifletme girişimi başarılı olmayacak. Yalnız Haşimi'nin çabalarının Türkiye'nin Dicle ve Fırat'taki Irak payı miktarını gözlemleyecek teknik komitesine onay vermesinde bitirici etkisi var. Fakat Irak'ın payını kim, nasıl ve ne zaman belirleyecek? Bu komitelerin Türk ve Suriye barajlarının işleyişini yerinde gözlemlemesi faydalı olacaktır. Irak'ın nehirleri üzerinde İran'ın mı, yoksa Türkiye'nin mi daha tehlikeli olduğu etrafındaki tartışmanın sürmesi, istenmeyen ve hatta zararlı siyasi bir sürece dönüşebilir. Bu durum, alevlerin yuttuğu ancak sakinlerinin yangının sebepleri, nasıl başladığı ve ne zaman biteceği etrafında sonuçsuz tartışmalara boğulduğu evin hikâyesini hatırlatıyor.

Lübnan gazetesi El Ahbar 24 Ağustos 2009

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT