Ahmet Altan

Ahmet Altan

Yazarın Tüm Yazıları >

Bitecek

27 Mayıs 2011 Cuma 08:54A+A-

Genç bir kadının bacakları kopuyor, bir diğerinin soluk borusuyla ciğerleri bombadan fışkıran zehirli gazlarla kavruluyor, öbürünün saçları tutuşuyor...

Hiçbir günahı olmayan masum insanlar bunlar.

Oradan geçecek insanların parçalanacağını bile bile o bombayı patlatabilmek için gerçekten sefil bir psikopat olmak lazım.

Bu tür alçaklar, kendi alçaklıklarını eyleme dökebilmek için kendilerine “kutsal bir neden” bulurlar genellikle ama hiçbir neden böylesine çürümüş bir vicdanla yaşayanların alçaklığını örtmeye yetmez.

Allah bilir hangi amaç için yaptılar bunu.

Ama amaçlarına ulaşamazlar, bu tür saldırılar “korkuyu” değil öfkeyi ve kararlılığı arttırır bizim gibi ülkelerde.

Hayatlarının aşağılık sefiller tarafından çalınmaya uğraşıldığını çok iyi görmüş, bu alçakların her yanda, her tarafta, her görüşte gizlenmiş olabileceğine defalarca tanık olmuş bir toplum geri çekilmez.

Tam aksine, bunu bitirmek, bu yaratıkları bu coğrafyadan silmek için daha sağlam direnir insanlar.

Yakında ortaya çıkar kimin yaptığı, kimin yönlendirdiği.

Artık hiçbir şey gizli kalmıyor bu ülkede.

Çünkü bu toplum da, bu devletin dürüst insanları da “nereye bakmaları” gerektiğini biliyorlar, “alçaklar deposunun” adresi artık kayıtlarda bulunuyor.

Bir dönemden yeni bir döneme geçiyor Türkiye, “alçaklıklar çağı” sona eriyor; bazıları sanıyor ki çeşitli kisvelere bürünüp böyle rezilce işler yaparlarsa bu değişimi durdurabilirler.

Durduramazlar.

Bu değişim “insan” iradesiyle olmuyor ki insan iradesiyle durdurulabilsin, bu büyük dönüşüm sadece Türkiye’de değil bütün dünyada gerçekleşiyor ve tarihî bir birikimden süzülen “insanlığın” ortak iradesi olarak hayatı yeniden şekillendiriyor.

Kimse buna karşı duramaz; ne bir insan, ne bir örgüt, ne bir devlet, ne de bir toplum...

Tarihin tsunamisi gelişmeyi engellemeye kalkanı önüne katıp savurur.

Böyle büyük altüst oluşlarda her türlü olayla karşılaşır toplum.

Etiler’de bombanın patlamasından bir gün önce de orduda bir tür isyanla karşılaştık.

İki tatbikatı “ordu” iptal etti.

Savunma Bakanı, “Kendi iç sorunları” dedi.

Dün Genelkurmay Başkanı Başbakan’la görüştü, ardından Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de, “Tatbikatı niye iptal ettiğini Genelkurmay açıklasın” dedi.

Nedeni daha sonra ortaya çıktı.

Yeni bulunan “Balyoz belgeleri” kapsamında, aralarında generallerin de bulunduğu “altı üst düzey subay” ifadeye çağrılmıştı.

Sızan haberlere göre, ordu bunu protesto etmek için tatbikatları iptal etmişti.

Hükümet üyelerinin açıklamaları da zaten böyle bir “garabetin” işaretini veriyordu.

Generaller, “hukuktan üstün oldukları, her istediklerini yapabildikleri” dönemin bittiğini kabul edemiyorlar bir türlü.

İfadeye çağrılanlar suçlu mu suçsuz mu bilmek mümkün değil ama onların suçlanmasına yol açan belgelerin büyük çoğunluğu Donanma Komutanlığı’ndan çıktı.

Genelkurmay “isyan” sayılabilecek türde serkeşlikler yapacağına, o belgelerin orada ne aradığını anlatsın, çuvallarla belge Donanma Komutanlığı’nın istihbarat birimine nasıl girmiş onu açıklasın.

Bir dönemden bir döneme geçerken sadece kötü işler olmuyor elbet, iyi şeyler de var.

Diyanet İşleri Başkanı bugün bir cemevini ziyaret edip orada yemek yiyecek.

Devletin resmî “din organı” bile bildiğim kadarıyla ilk kez resmen Alevilerin varlığını kabul etmiş olacak.

Bu önemli bir adım.

Diğer sevindirici gelişme ise CHP’nin Kürtlerden oy istemesi, Kılıçdaroğlu’nun Güneydoğu’da mitingler yapması.

Eskiden Kürtlerden oy isteyen “kitle partisi” olarak sadece AKP vardı.

Bunun iki olumsuz sonucu ortaya çıkıyordu, birincisi AKP’nin attığı her adımı CHP torpilliyordu, ikincisi AKP kendini rakipsiz hissettiği için sürecin ritmini tek başına ayarlama lüksüne sahip olduğunu düşünüyordu.

Artık, Kürt meselesinin çözümünde AKP olumlu bir adım atarsa CHP onu torpilleyemez, bunun yanı sıra AKP de bu yarışta daha “demokrat” olmak zorunda kalır, karşılıklı “çözüm” yarışına girerler, Kılıçdaroğlu da zaten açıklamalarıyla bu yarışı hızlandırıyor.

Kötü şeyler göreceğiz, iyi şeyler göreceğiz, şaşkınlıklarla, serkeşliklerle karşılaşacağız, tarihî adımlara şahit olacağız, sonunda Türkiye değişip çağdaş dünyanın bir parçası haline gelecek.

İnsanları öldürerek, parçalayarak, çile çektirerek kimse bunun önünü kesemeyecek.


[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT