1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Bir Yıldönümü ve Siyasî İhtirasların Gücü Üzerine..
Bir Yıldönümü ve Siyasî İhtirasların Gücü Üzerine..

Bir Yıldönümü ve Siyasî İhtirasların Gücü Üzerine..

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL gündemi yorumluyor:

12 Şubat 2015 Perşembe 00:50A+A-

11 Şubat 2015 tarihi, İran’da, (Baba-Oğul Rıza Khan ve Şah M. Rıza tarafından temsil olunan) Pehlevî Hanedanı’nın 57 yıllık,  Şah M. Rızâ Pehlevî’nin ise 44 yıllık iktidarının ve İran tarihinde asırlarca geçmişi olan Şehinşahlık sisteminin, müslüman bir halkın uzun mücadeleleri ve hele de 1977-79 arasında yüzbinden fazla kurban vererek ve ‘Allah’u Ekber!’ nidâlarıyla Şubat 1979 başında gerçekleştirdiği İslam İnqılabı zaferinin 36. yıldönümü..

Bu yıldönümü münasebetiyle niceleri gibi, bu görkemli İnqılab Hareketinin ilk demlerinden itibaren onunla yakından ilgilenmiş ve gönül bağı kurup, kalemiyle, nefesiyle, karınca kararınca manevî destek vermiş olanlardan birisi olan bu satırların sahibi de, geride kalan 36 yıl sonunda, bu hareketin geçmişi ve bugün geldiği nokta açısından bir değerlendirme yapmakta, bu geçmişi ve kendisini de bir süzgeçten geçirmektedir elbette..

Bu vesileyle bir noktayı hatırlatmalıyım..

İslam İnkılabının zafere ulaşmak üzere olduğu günlerde, arkadaşlarımızla birlikte çıkardığımız haftalık dergilerde cansiperane bir şekilde bu inqılab hareketine destek verirken, özellikle de İstanbul’da saygın kabul edilen ‘hoca’lardan bazıları bizim, şiîleri destekliğimizi söylüyorlar ve gençleri bize karşı bir tavır takınmaya çağırıyorlardı. Biz ise, mes’elemizin mezheb mes’elesi olmadığını,  yayınlarımızla, Şah gibi bir tâgûta, zâlim bir yöneticiye karşı, ‘Allah’u Ekber..’ diye qıyâm eden müslüman halkın yanında yer aldığımızı ifade ediyorduk. Ne var ki, bu beyanlar yeterli olmuyordu.

Nihayet, bir gün, bir yazının sonuna düştüğüm notta, asla herhangi bir mezhebi öne çıkarmak gibi bir düşüncemizin olmadığını, bu hareketin söylemlerindeki ümmetçi şiarları terkedip bazılarının iddia ettiği ve endişe ettiği gibi, ileride mezhebî bir taassuba yönelmesi olursa, bizim de tavrımızın değişeceğini belirtmek zorunda kalmıştım. O taahhüd, o kayguları belirtenleri genelde yatıştırmıştı.

Yazının Devamı >>>