1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Bin Yıllık Ütopya 28 Şubat Postmodern Darbesi
Bin Yıllık Ütopya 28 Şubat Postmodern Darbesi

Bin Yıllık Ütopya 28 Şubat Postmodern Darbesi

Uludağ Üniversitesi İnsani Değerler Topluluğu bahar döneminin ilk seminerini Bin Yıllık Ütopya: 28 Şubat Postmodern Darbesi başlığı altında dönemin yakın tanıklarından Gülşen Demirkol Özer’in katılımıyla gerçekleştirdi.

27 Şubat 2015 Cuma 14:01A+A-

Mediko Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programın sunumunu Yasin Ağırbaş yaptı.Ağırbaş topluluk hakkında ve etkinlik takvimi ile ilgili bilgi verdikten sonra sözü konuşmacıya devretti.

28 Şubat Postmodern darbesinin yakın tanıklarından olan Özer,öğrenci topluluğu hakkında kısa değerlendirme ve dua ile giriş yaptığı konuşmasına şöyle devam etti:

 28 Şubat Postmodern darbesi isminden de anlaşılacağı üzere 1980 darbesi gibi bir darbe değil,merkezi İstanbul Üniversitesi olarak başlayan ve özellikle Türkiye’deki birçok üniversitede darbeci zihnin konforunu bozan,seküler zihniyetlerini rahatsız eden başörtüsüne yöneklik yasaklama girişiminin beraberinde Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar yayılmış olan müslüman kitlelere yönelik baskıcı uygulamalara dayanmaktadır.

  O dönemde İstanbul Üniversitesi henüz başlamış olan darbe girişiminin odak noktası,pilot bölgesiydi.Fakat dile getirdiğim gibi darbe süreci ne sadece İstanbul Üniversitesi’nde ne de diğer üniversitelerde gerçekleşti, süreç üniversite ile birlikte mütedeyyin müslüman kitleleri de olumsuz etkiledi.

 Daha sonra Anadolu’nun birçok yerinden gelen başörtülü bayanlar için Nur SERTER’in başını çektiği ikna odalarına değinen Demirkol, bu süreçteki yaptırımlarının başörtülü öğrenciler üzerindeki psikolojik etkilerine değindi. Bu süreçte okuldan atılma pahasına darbeci seküler yapıya direnen ya da  yurtdışına çıkarak öğenimlerine devam etmeyi seçen ögrencilerin yanında başlarını açarak ve peruk giyerek okula devam edenlerin de olduğu ama buna rağmen  seküler zihnin söylemleri ve iddialarına ikna olunmadığını dile getirdi.

Konuşmada öne çıkan diğer vurgu da başörtüsü direnişinin “ben niye Müslümanım?”Nasıl bir sistemde yaşıyorum?” “Nasıl bir tarih tasavvurum var?” “Dinin hayatta karşılığı nedir?” gibi kimliksel sorgulamaları bazıları için başlattığı bazıları içinde  derinleştirdiği vurgusuydu.

 Gülşen Demirkol Özer’in İkna odalarıyla da ikna edemedikleri onurlu insanların direnişine anlatımlarıyla şahit ettiği verimli seminer, dönemin gazete manşetlerinin incelenmesinin ardından katılımcılara teşekkür edilerek  sona verdi. 

unnamed-(3)-005.jpg

img-20150226-wa0055.jpg 

Haber:Ali Ekber Keserci

HABERE YORUM KAT